"Hayaller mutluluğun, cesaret aşkın başlangıcıdır... Bir cesaret aşığım sana dediğim gün, bir esaret başladı ki sorma!
➖➖➖➖➖
Mine'nin ağzından ;
Her şeyi unutabilcek miydim? Sözler benden o kadar istemsiz çıkmıştı ki..
Arkamda bıraktığım koskoca yığın ve çaresiz ben..
Ne zaman adam gibi korkaklık etmeden konuşcaktım. Ben korkağın önde gideniydim. Ben gerizekalının aptalın tekiydim.
Artık yaşadıklarım bana fazla gelmişti. Sinirle kafamı sağa sola sallayıp kahkaha atmaya başladım. Galiba delirmeye başlıyorum.
Yanımdan vızır vızır arabalar geçerken kaldırımda bazı insanların aralarından geçiyordum. Hâlâ kahkaha atarken bazı insanlar bana uzaylı görmüş gibi bakıyordu. Kahkaha atarken gözümden yaşlar akıyordu.
Ben buraya Erkan yüzünden gelmiştim. Ne ara Akife geldi konu? Akif neden geldi buraya? Buna kafamı yormıyacaktım. Geldiyse geldi babamın malı değil ya.
Eve gitmek istemiyordum. Ha merak ediyorlar mıydı sanki. Eve gitmiyecektim. Akifden uzak ama hâlâ köprüdeydim. Oradaki yere çöküp ayaklarımı tekrar o koruluktan sarkıttım. Derin bir iç çekip kendime gelmeye çalıştım.
Üşümüştüm hâlâ da üşüyordum. Çeketime daha çok sığındım. Kapşonunu kafama taktım.
Hayat ne acımasızdı be birileri gülerken birileri ağlardı. Birileri iyi iken birileri kötüydü. Birileri annesiz babasız iken birileri evli mutlu çocukluydu. Birileri melek iken birileri şeytandı!
Ben şuan ne olduğunu bilmeyen bilinmezlikte sürüklenen bir dal parçasıydım. Ama alışıktım. Güçsüz duruma düşmeyecektim. Korkaklık etmeyecektim.
Aldığım kararla hızlıca ayağa kalktım. Başım hafif döndü ama aldırış etmedim. Biraz sonra geçerken emin adımlarla geldiğim yönden tekrar yürümeye başladım. Ters yöne eserken rüzgar yüzüne vurdu. Gözyaşlarım yanaklarımı ıslattığı için yüzüm biraz daha dondu. Gözyaşlarımı durduramıyordum. Soğuk yüzüme karşı sıcacık akarken sinirle elinin tersiyle sildim.
Ağlamıycaktım! güçlüydüm! Başarıcaktım! Ne olacaksa bugün olacaktı. İyi veya kötü! Bunu ne kadar kaldıramayacağımı bilsemde bu elinde sonunda olacaktı. Uzatmanın alemi yoktu. En kısa zamanda olup bitmeli.
Adımlarımı daha da hızlandırdım. Karşımda gördüğüm siyah mantolu kişi Akif di sanırım. Yanına daha çok yaklaştıkça korku ve heyecan tavan yapıyordu. Belli etmiyecektim. Ne kadar korksam da ne kadar içim içimi yese de belli etmeyecektim.
Omzunu tutup kendime çevirdim. Gözleri kıpkızarıktı. Beni görmesiyle şaşkınlığı büyürken omuzlarından tuttu. Kendimi geri çekip tekrar o korkuluklardan ayaklarını sarkıttım. Yüzüne bakarsan konuşamazdım. Biraz daha öyle durduktan sonra o da yanıma oturdu.
Bir iç çektik ikimizde. Nasıl başlıyacağımızı ilimizde bilmiyorduk. Ama birimizin başlaması lazımdı. Bütün cesaretini toplayıp.
"Sor" dedim. Kafasını bana çevirdiğini hissettiğimde bende çevirdim. Uzun bir bakılmadan sonra bunu bozan ben oldum. Ben lan ben bunca yıl bana bakması için nelerimi vermeyeceğim kişi için, gözlerimi kaçırdım. Halbuki o zaman olsaydı. Bir ömür bakardım belkide. O da kafasını çevirdi hissettim.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Platonik Kız
Teen Fiction"Dilim dönmez benim beddua ya Ama beni buna sen zorladın; " Cennetin dibine kadar yolun var! "