"Aşka gülüşün nefretin ölüşüdür! "
O kadar hayal ettim. Rüyalarıma girdi. Kabus gördüm, kalktım ağladım. Bağzı geceler uykusuz kaldım. Çok düşündüm çok dua ettim. Bazen hayal kırıklığına uğradım bazense başka bi hayale atıldım. Daldan dala atladım. Çabaladım. Artık vazgeçmek üzereydim. Umudumu yitirmek üzereydim. Ama sadece o kadar, vazgeçmedim.
Ayrılıklar girdi aramıza ama sevmekten vazgeçmedim.Bizi birleştiren sevgim miydi? Yoksa kaderimiz mi bilemem. Ama umut denen, hani o nefes alıyorsak hâlâ bir Umut vardır diyen varya. O kadar doğru ki. O kadar anlamlı ki. Hele bu yaşadıklarımdan sonra daha da bi anlam kazandı benim için.
Hiç bir zaman ama hiç bir zaman hayalinizden, umut ettiklerinizden, hedeflerinizden vazgeçmeyin ulan. Alın size kanıt. Olacağı varsa yıllar sonra yine oluyor. Platoniklikten aşka terfi etti bizimkisi. Tek taraflı aşk, oldu karşılıklı. Yıllar sonra, ilkokuldan buyana, ne çok şey değişti aramızda. Neler eklendi anılarımıza? Neler eklenecek?
Daha fazla edebiyat yapamıcaktım. İçimdekileri anlatmaya kelimelerden de geçtim hiç bir şey anlatamıyor. Şu midem mi desem göbüşüm mü? Var ikisinde de bişiler. Çok değişikler. Akif'in elimi tutması falan da neymiş! Bu bambaşka. Bu çok farklı. Bu tarif edilemez duygu.
Şimdi ne mi oluyor. Kendimi içmiş bi sarhoş gibi hissediyorum. Uyanınca hatırlamıcam korkusu. O anlık hatırları unutcam korkusu. Tabi sarhoşlar unutmaya korkarlarmı bilmem ama ben korkuyordum işte. Hala içim içime sığmuyordu. Deliler gibi bağırmak çağırmak herkese sarılmak istiyordum.
Bir annenin hamile olduğunu öğrendiği gibi bir hisdi içimdeki. Ya da bir babanın çocuğunun olacağını öğrenince sevinçle karda yuvarlanması gibi. Ya da bir çocuğa ilk bisiklet hediye edilmesi gibi. Çikolata almışsın gibi. Ne bilim işte. Çok değişikti.
°°°°°
Konserden ayrılmış eve gelmiştim. Ama nasıl geldim. Kaçta geldim. Hiç bi fikrim yok. İnanmakta hala zorlanıyordum ya! Beni seviyor! Lan bunca yıl sonra beni seviyor!
Eve sanırım 11 gibi gelmiştim. O kadar sertbest bi aileye sahip değildim. Yani abiniz varsa aileniz serbest değilse tek başına 11 e kadar zordu o biraz. Tabi bu duruma çoğu kız gibi benimde canım sıkılıyordu. Neyse bu konuya girersek çıkamayız.
Neyse geldim eve. Bizimkilere kısa bi özet geçtim. Nasıldı falan diye sordular. Hepsini saygı çerçevesinde geçiştirdim. Çünkü mantıklı konuşamıyordum. Az daha üzerime gelseler anlatıcam her şeyi. Ben daha odamda gidip ağlıcam. Önce mutfağa gidip yiyecek birşeyler aradım. Bu heyecan beni acıktırmıştı. Daha uyuyacam diyip odaya kaçtım. Uyumak mı!
Telefonunu aldığım gibi olanları tek tek ayrıntısına kadar Ayşeye anlattım. İnanmadı ilk şaka yapıyom sandı. İçimdekileri yazarken ağlamıştım bende. Rahatlamıştım da bi güzel. Sonra yeminle zar zor inandı. Buluşmalıydık. Birde onun omzunda ağlamalıydım. Salyamı sümüğümü akıtmalıydım. Artık gözleri biraz ağlamaktan biraz da yorgunluktan taşıyamadım. Kapanı kapanıveriyordu. Bende daha fazla onları yormadan kapattım. Biraz düşündüm. Yine düşünürken uyuyakalmışım.
***
Alarmdan önce kalkmıştım. Daha yarım saat vardı alarma. Hey zalımın kızı yapılır mı bu beh!
Napıcaktım. Kalkıp yarım saat düğüne gider gibi okula hazırlanıp yüzüme badana mı yapsaydım. Ayaklı fondoten olurdum valla ha. Naptım?
Hani sabah erkenden kalkıp banyo yapan tatlı kızlar varya. Ondan olam dedim. Kalktım gittim banyoya.
Ne bekliyordunuz. Misler gibi kokacağımı, rahatlayacağımı falan mı? Yok anam yok. Yarım saat erken kalktım dedim. Yarım saattir su ayarlamaya çalışıyorum. Hah oldu gibi. Soğuk lan. Kollarım falan da hafif ıslanınca üşüdüm. Neyse alışırdım. Biraz sağa çevir kolu. Hah! Şimdi oldu gibi. Lan lan lan. Kavruldum resmen. Bu sıcak ne! Sol yap çok hafif. Ama bir gıdım. Hah! İşte şimdi oldu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Platonik Kız
Teen Fiction"Dilim dönmez benim beddua ya Ama beni buna sen zorladın; " Cennetin dibine kadar yolun var! "