"Şimdi görüyordum da
Gözlerinde bir damla yaş olmuşum
Senden kurtulduğuna sevinen.."
➖➖➖➖➖
Mine'nin ağzından;
Olaylar olaylar olaylar derken bunu da atlattık. Bu süreçte bir çok sefer pc oynamış, Akifle atışmıştık. Şaşırtıcı ki eski put haline dönmemişti. Bu halini çok Sevmiştim.
Erkan'ın ısrarlarına karşı gelip sırtımda ki olayı aileden kimse bilmiyordu. Çoğu acım geçmiş sızı falan kalmamıştı.
Akifle olan o 7 haktan sadece bir tane kalmıştı. Çoğunlukla abur cubur istemiş, ibnelik yaptırmıştım. Çok söylensede hepsini harfiyen yapmıştı.
Hastanede kalmaktan sıkıldığım için büyük uğraşlar sonucu eve taburcu edilmiştim. Evde internet vardı. Hastanede sadece televizyon, refakatçı için koltuklarla bakışmıştım. Hiç olmazsa evde telefonda instada takipçi çoğaltmakla uğraşabilir stalk yaşabilirdim. Yani yakışıklı çocukların sülalelerinin öğrenmek benim işim. Bir tane çocuğun anne annesinin kızlık soyadını bulmuş biriyim. Azcık havamız olsun dimi ama?
Şu aralar o kavgalar dışında Akifle olan diyaloğumuzdan çok mutluydum ve umutluydum. Akif artık bana karşı eskisi gibi değil daha sıcak kanlı ve espirili bir çocuk olmuştu. Zaten okulun sonuna gelmişiz derken okuldan da yırtmıştım. Akifla aramız iyiydi ve ben bunun bozulmasını hiç istemiyordum. Okulların kapanmasını ilk defa istemiyorum. Aslında okul çok güzel bir yer. sövmeyin bana gerçekten öyle. Mesela evde annen ile kavga mı ettin? Direk okula kaç arkadaşların zaten seni güldürüp o konuyu unutturabiliyor. Ders olmasa sınavlar olmasa o tipik öğretmenler olmasa okul mükemmel bir şey. arkadaşınla toplanıp dedikodu yapabildiğin, paran varsa kantinde ki her şeyi sömürebildiğin bir yer. Ama illa her şeyin bir kötüsü olmak zorunda yoksa hayat kurallarına uymaz değil mi ama?
Eve geldiğimden beri Akif'i 2 bilemedin 3 defa görmüşümdür. Kendiside annemden dolayı giremediğini söylemiş bir haftadır gizli kutudaydı. Özlemiştim..
Erkan ve Ayşe tanımdan hiç ayrılmayıp Akif ile ilgili benimle dalga geçiyorlardi. Dalga geçmeyin dediğimde ise 'dalga denizde olur' diye soğuk espiri yapıp Ayşe ile kahkahayı basmıştı. İkşside birbirlerini onaylıyordu. Ayşe ne mallık yaparsa Erkan onun arkasında duruyordu. Sinirden patlayıp bunları odadan kovmamla telefonu alıp stalk yapmaya başladım. Sadece yakışıklı erkeleri değil güzel kızlarda stalklıyordum. Onaların 30-40 bin takipçileri oluyordu. O kızların birinimde ilk sevgilisiyle neden ayrıldığını bulmuştum. Kız kendini öptürtmüyormuş falan. İğrenç değil mi neyse konuyu değiştirdeğiştirelim bence.
Annem ve babam bana sarıldıklarında veya abim ibnelik yapıp kafam ve sırtıma vurduğunda ortalığı inletiyordum ve nedenini söyleyemiyordum. Artık eskisi gibi acımıyordu. Doktorun verdiği ilaç ve kremle çok çabuk iyileşmiştim. Bugün de Ayşe işe buluşup Simgeye kumpas kurucaktık. Ne demişler
"Dostunu yakın tut. Düşmanını daha da yakın."
Bizde bunu uygulayacaktık. Aklımda çok güzel şeyler vardı. İşkenceleri her zaman sever, beni öldür diye yalvarmaları çok seviyordum. Bununla ilgili bir çok film izlemiştim. Birbirlerini kesenleri mi arasın, çizenleri mi arasın, acı çektirip bağırtmasını mı ararsın, inim inim inletenleri mi arasın. Daha neler neler bunlar benim çok hoşuma gidiyordu. Aslında bıraksalar bende bunları Simgeye uygulayacak cesaret vardı. Aslında tutan da yoktu. O zaman heher zaman İLERİ!
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Platonik Kız
Teen Fiction"Dilim dönmez benim beddua ya Ama beni buna sen zorladın; " Cennetin dibine kadar yolun var! "