"Karşımdasın görmüyorsun
Yanımdasın duymuyorsun
Aşkımdasın sevmiyorsun!
Yaşarken ölmek mi dedin?"
➖➖➖➖Erkan'a detayı detayına anlattığımda çok üzülmüştü. Hatta direksiyonu sola kırıp, Esmagile gidiyordu ki son anda ikna ettim. Anlattıktan sonra uzun bir sessizlik oluşmuştu ve bu benim hoşuma gitmemişti ve korkuyordum.
Erkanla sessizce yolda giderken ne diyeceğimi bilmiyordum. Onun aklından geçenleri çok merak ediyordum. Ama kahretsin ki sormaya korkuyordum. Heran patlayıp bağırıp çağıracakmış gibi geliyor.
Şuan kendimi büyük bir suç işlemiş ve kocası tarafından ezilen her an dayak yiyecek kadınlar gibi hissediyorum.
Çaktırmadan Ekrana baktığımda dikkatlice yola odaklanmış araba sürüyordu. Eve daha var sayılırdı ama bu yolları bildiğim de söylenemezdi. Yolları incelerken, Ekran'ın nasıl hissettiğini sormazsam içim rahat etmeyecekti. Dudağımı dişlemeye başlamıştıö bile. Konuya nasıl girecektim? Her an bağırıp patlamasından da korkuyordum.
Tekrar baktığımda dudağı hafifçe yana kaymıştı. Bence tam zamanıydı.
"Erkan?" dedim kısık bir sesle
"Efendim ekmek arası?" bu ekmek arası kelimesi rahatlamama yetmişti. Biraz daha koltukta rahat pozisyonu aldıktan sonra Ekrana baktım.
"Ne düşünüyorsun?" kaşlarını çatıp anlamaya çalıştı.
"Nasıl yani?"
"Ya bak o kadar şey anlattım. Sen sadece önce dellenip sustun. Sanki bir şey desem her an patlayacakmışsın gibi, pimi çekilmiş bomba gibisin. Kelimeleri cımbızla geliyoruz resmen. Yani bundan sonra ne yapmayı düşünüyorsun?"
"Seni kullanıcam" dedi ciddiyetle
"Hı?"
"Ya öyle demek istemedim. Yani senin yardımınla yürür her şey. Aklıma başka bir bok gelmiyor anasını satayım.
Ama Mine o yaşıyor. Esma'm yaşıyor. Sanki papatya bahçem var da su serpilmiş ve bir anda açılmış gibi hissediyorum. Sanki ben daha yeni doğmuş bir bebek gibi günahsız ter temiz hiddediyırum kendimi. Sanki çok sucakmışta sanki cayır cayır yanıyorumda bir su serpildi yani. Anlayamıyorum ki. Sanki annem 'bugün okul yok akşama kadar yat' demiş gibi hissediyorum. Onun var olduğunu biliyorum. Bu, bu çok güzel bir şey 1yıla geçkin ne yüzünğ gördüm ne o ilahi sesini duydum ne o ferah kokusunu içime çekenbildim. Özledim. Sadece özledim." iç çeke çeke anlatışları, üzülmeme sebep olurken bu olayın çabucak çözülüp mutlu olabilmeleri içim dua ettim.
Hala arabadaydık ve epeyce yol almamamıza rağmen eve varamamıştık. Daha yeni ki söylediklerine bir şey diyemeden konudan başka bir tarafa atlayıp
"Eve ne kadar kaldı Erkan? İki saattir yolunu kaybetmiş tazılar gibi sürüp duruyon" bana bir bakış atıp önüne döndü.
"Mine?"
"Efendim?"
"Galiba kaybolduk lan!"
"Erkan şakanın sırası değil doğruyu şöyle bak bunun şakası olmaz."
"Ya valla şaka değil"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Platonik Kız
Teen Fiction"Dilim dönmez benim beddua ya Ama beni buna sen zorladın; " Cennetin dibine kadar yolun var! "