"Kendini sevmeyen başkasını nasıl sevsin?! "
➖➖➖➖➖
Sakin olmam lazımdı.
"Abinin adı ne demiştin sen? "
"Akif"
"Iı şey soyadınız ne? "
"Orkun. Abla bir sorun mu var?"
"Yok tatlım yok. Şimdi bana abinin hangi okulda olduğunu söyle"
"Söylemem."
"Neden? "
"Çünkü seni tanımıyorum. "
"Sana abini getirmete çalışcam desem."
"Atatürk Anadolu da" herşey tek tek taşlarına oturmuş kesinleşiyordu.
"Abin şimdi okulda mı? "
"Hı hı" peki diyip yanağından öptüm. Ve yanına oturdum. Ailesini kaybetmiş miydi? Kahretsin! onun hakıında hiç bişey bilmiyordum. Kardeşi olduğunu yeni öğrenmiştim.
"Aileni ne zaman kaybettin? " Dedim sesim kısık ve utançla bakarken
"Şeyy.. Annem ve babam nerde bilmiyorum. Ama biz babaannemizi kaybettik. Babaannem bakardı bize" Boğazımda o kadar büyük bir yumru vardı ki.. Kalbime o kadar büyük bişey kondu ki..
Derin bir nefes aldım. Ağlamak istiyordum. Akif'e gidip sarılmak, acılarına ortak olmak istiyorum. Dayanması için destek, biraz da olsa teselli vermek istiyorum. Onun yerine kardeşine sıkıca sarıldım. Omzumda biraz ağlarken kendimi ağlamamak için zor tuttum.
Ailesi hakkında onun hakkında hiç bir şey bilmiyorum. Napıcaktım şimdi.
"Abin hangi yurtta? "
"Adını bilmiyorum. Ama okula yakınmış galiba" Hızla ayaklandım. Kendi çektimi giyip
"Abinin çektinin sen de kalmasını mı istersin, alıyım mı? "
"Abla bende kalsın nolur? "
"Tamam sende kalsın" Diyip çantamın diğer gözlerini kapatıp çıktım. Çıkarken öpücük atmayı ihmal etmemiştim.
Bahçedeki çocuklara da el sallayıp çıktım ordan. Kaldırımın kenarına oturup düşünmeye başladım.
Akif e nasıl davrancaktım. Öğrendiğimi öğrenirse benden kaçar mıydı? Yaşadıkları falan onu umarım utandırmak gibi bir şey yapmamıştır. Yaşadıklarını da bilmiyorum ki. Offf. Şimdi yanına gitsem ilk yapacağım şey sarılmak olurdu. Ee sonra, sonra nolcaktı? Bana neden sarıldın demicek mi? Daha dün bakışlarımızla birbirimizi öldürüyorduk. Bişi olduğunu illa ki anlıyacak. Ona acıyorum sanma ihtimali çok yüksek. Ve hoop Akif yine kayıplarda.
Empati kurmak isterken için işinden çıkamamıştım. Bu sıkıntıdan kafama ağrı girmişti. Yavaş adımlarla tekrardan aynı şeyleri düşünerek yeni fikirler oluşturmaya çalıştım ve evin yolunu tuttum.
Eve geldiğimde kimsenin yüzüne bakmayıp direk odama gittim. Üzgündüm. Onun acısını hissediyordum sanki. Ben böyleyse o nasıldı? Kalbim sıkışıyor, kafam allak bullak oluyor, boğazımda ki yumru hiç girmiyordu. Sıkıntıdan dudağımı dişlemiştim. Hafif hafif sızlarken odada boş boş oturduğumu yeni farkettim. Duş alırsam iyi olurdum belki. Kirlerle beraber düşüncelerim de arınırdı. Vakit kaybetmeden kendimi suya bıratım.
Saat kaç oldu bbilmiyorum ama banyodan yeni çıkmış şuan saçımı tarıyordum. Uzun zaman olduğunu banyodan çıkınca havanın hafif kararmalarından anladım.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Platonik Kız
Teen Fiction"Dilim dönmez benim beddua ya Ama beni buna sen zorladın; " Cennetin dibine kadar yolun var! "