"Yanında olsan ne olmasan ne
Çoktan gitmiş sevgi bizden!"
➖➖➖➖➖
Mine'nin ağzından;
Akif gittikten sonra başımı sinirle yastığa koydum. Erkan umarım dövmezdi. Çok sessiz bir ortam olmuştu sanki hastanedekilerin hepsi gitti o kadar sessizdi ki nefes alış verişkerimi kendim duyuyordum. Gözlerimi skıntı ile odada gezdirirken kapı açıldı Erkan'ın gelmesi umuduyla hızıylıca kafamı kapıya çevirdim. Simge..
Simge yavaşça yanıma gelip kulağıma eğilip sessizce konuştu.
"Meraba Mine ya da Platonik kız, tam 10 yıl birine ulaşamamak nasıl bir duygu hahahah. Seni tınlamaması,gözünün önündr kızlarla çıkarken hahaha. Ulaşamamak onun sesini bile zor duymak onunla vakit geçirmek varken arkasından bakmak nasıl bir duygu 'PLATONİK KIZ' "
O son kelimeyi bastırmıştı. Hani damara basmak diye bir şey vardır ya. Benimde damarıma basılmış ağzımı bantlamışlardı. Konuşamıyordum. Dilimi yutmuştum. Gözlerim dolmuş susması için dua ediyordum. Ağlıyavaktım. Ama onun karşısında ağlamak istemiyordum. Bütün gerçekleri yüzüme vuruyordu.
"O seni hiç bir zaman sevmedi sevmeyecek de peki sevilmemek nasıl bir duygu. Sen ona hayatını adarsın ama o sana kılını bile vermez hahaha. Acıyorum kızım sana! Sen Akif tarafından hiç bir zaman sevilmeyeceksin. Bu sevilme duygusunu anlayamayacaksın! O seni hiç bir zaman siklemedi! Anlıyor musun" gözümden yaş düşmüştü. Gerçekleri yüzüme vurması kalbimi acıtıyordu. Gözlerimi kapatıp göz yaşımın akmasını engellemeye çalıştım ama kapatınca daha çok akmaya başladı.
"Aa bizim platonik kızımız ağlıyor mu kıyamaaaam. Gerçekler canını mı acıtıyor? Akif sana bu zamana kadar hiç bir kızdan saymadı. Sen onun için gerizeklının tekiydin. Bunu nasıl anlamadın. Onun gözünde malın tekiydin aptal, tembel, salak, huysuz, pis, kalpsiz biriydin bunu nasıl anlamadın."
Gerçektende öyleydim. Ben işe yaramazın tekiydim.
Çenemden tutup ona zorla bakmamı sağladı. Sertçe yutkunup sık alıp verdiğim nefesimle ona bakıyordum. Önce ciddi ciddi bakıp yüzüne pis bir sırtıma yerleştirdi.
"Üzgünüm tatlım ama Akif'i sevdiğini bütün okul öğrenmesi lazım belki ne kadar üzüldüğünü anlayıp yardım ederler hahahha" gözlerimi kocaman açıp bağırmaya başladım
"Ne, ne diyorsun sen? Hayır sakın böyle birşey yapma yalvarırım yapma"
"Ne o! Geçen bana tekme atıyordun şimdi yalvarıyorsun"
Eski Mine tekrar dönüyordu. Ezik Mine gero dönüyordu. O hiperaktiflikten gram kalmayacaktı. Mutluluk saçan Mine olmayacaktı bundan sonra. Yine çöp kutusuna atılmış teneke kola gibi olacaktı.
Sevmek, güzel şey diyen insan sen hangi devirde yaşıyordun? Sevmek çok, çok acı çektiriyor be. Yine itilip kakılcaktım. Yine herkesten korkacaktım. Derdimi hiç kimseye anlatamayacaktım.
"Eminim ki bu seni üzeceği kadar beni de mutlu edecek neyse ben başlayayım bari" tam kalkıp gidecekken ani hareketle kolunu tutup çevirdim ve kitlenmesink sağladım. Kımıladayamıyordu. Bende sinirle kulağına yaklaşıp
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Platonik Kız
Teen Fiction"Dilim dönmez benim beddua ya Ama beni buna sen zorladın; " Cennetin dibine kadar yolun var! "