"Hayır, insan ağlayabilmeli
Haline gülünmesini beklemeden"➖➖➖➖➖
Media: şu ara çok dinleniyor bu şarkı koymak istedim.
Ayşe'nin ağzından;
Annemgili eve gitmesine ikna edip Serap teyzenin yanında duracağımı söyledim. İsmail amca ne kadar istemese de onu ve Mete abiyi evlerine göndermiştik. İsmail amca giderken Akif'i kenara çekip 'Sana güveniyorum delikanlı senle birliklte hatırlayacaktır' deyip sırtını sıvazladı. Mine'nin kalp atışını o da görmüştü ve kızmak sinirlenmek yerine sakin karşılamıştı. Akif güven verircesine gülümseyip kafasını salladı. Ne yaptıysam Akif'i evine gönderememiştim. Serap teyze ben ve Akif kalmıştık. Refakatçı olarak Akif ile beni almazlardı. Serap teyze o yüzden de kaldı. Mete abi elinde ki Mine'nin eşyalarının olduğu bir bavulla gelirken yüzündeki kızarıklığı görüyordum. Elif abla buraya uğramış yapacağı bir sey olmayınca Mete abinin zoruyla gitmişti. Mete abi elinde ki bavulu bana uzatarak
"Kim girecek ilk?" kısacası kim daha cesaret edip kırık dökük olmadan halledecek diyordu. Akif arkadan
"Ben, ben girerim" diyince hepimiz o yöne döndük. Mete abi kaşlarını çatıp anlamaya çalışirken bana baktı. Bende kafa sağlandığımda Mete abi tekrar Akif'e bakıp kafasını salladı. Akif derin bir nefes alıp odaya girip kapıyı kapattı. Biz odaya bakarken Mine Akif'i görmesiyle çenesi kasılınca korkmuştum. Ama Akif bunu takmayıp oturunca Mine normal halina gelip kaşlarını çattı. Akif'i pür dikkat izlerken Akif konuşmaya başladı. Ama biz anlamıyorduk. Minenin kaş önce daha catıldı. Sonra normal hala geldi. Akif hala konuşuyordu. Mine bu sefer kaşlarını havaya kaldırıp dinlemeye devam etti. Ağzı da aynı anda açılırken nedense bir gülümseme geldi. Mimikleri çok komikti. Sonra gülümseyip 'Beşiktaaaaaş' diye bağırdı. Mete abim ve Serap teyze ayaklanıp yüzündeki gülümsemeyle cama yaklaştı. Kafamı sağa sola sallayıp gülümsedim. Beşiktaşı unutmamamışı. Bir aralar beşiktaşı benden çok sevdiğini düşünmüştüm bunu dile getirdiğimde tabiki de beşiktaş diyip sarılmıştı. Bu hatıralar gözlerimin dolmasına sebeb olurken geri çekilip koltuklara oturdum. Doktor kısa sürmeyecek demişti. Yüzümden bir yaş düşerken Akif odadan gülümsemeyle çıktı. Elini Serap teyzenin omzuna koyup
"Merak etmeyin efendim şimdi girin sakin olun kendinizi tanıtın hafıza kaybının oldugunu kendiside biliyor ve bize de olumlu yaklaşıyor kasmayın kendinizi" diyerek gülümsedi. Serap teyzede gülümseyip elini Akif'in elinin üzerine koydu. Sonra yerdeki bavulu alıp içeri girdi. Kapıyı kapatmamıştı.
"Kızım"
"Anne" Mine normal olarak söylemişti. Öyle sanki hiç bir şey yaşamamış gibi. Serap teyze gerilerek koltuğa otururken Mine gülerek kafasını sallayıp oturur posizyona gelip Serap teyzeye sarıldı. Serap teyze afallarken bu duruma sevinip sıkıca sarıldı. Mine bir anda bağırınca Serap teyze sıçramıştı. Mine bu duruma bağırırken kahkaha da atmıştı. Sonra elini sırtına koyup acının geçmesini bekledi. Sonra yüzündeki gülümsemeyle
"Yalnız ben sizi böyle nasıl hatırlıcam?"
"Ben annen" Serap teyzenin bu dediğine hepimiz kahkaha atarken Mine ciddi bir şekilde
"En çok hangi yemeği severdim?" bu dediğine tekrar gülüp
"Aslında sen her şeyi hiç görmemiş gibi yersin ama en fazla yaprak sarma. Cikolata türünden dido. Sırf dido için bir kızı dövmüştün."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Platonik Kız
Teen Fiction"Dilim dönmez benim beddua ya Ama beni buna sen zorladın; " Cennetin dibine kadar yolun var! "