"DEĞERLİ ARKADAŞ"

157 44 7
                                    

       Medya'da; Giray ,Dilay ve Gece  

Karşımda bir anda Aytun'u görünce şaşırmıştım. Merdivenlerin başında beni gördü ve gülümsedi. Şimdi benimle konuşursa Giray'a ne diyecektim. Kesin kavga çıkarırdı. Aytun'un yüzüne bile bakmadan Giray ve Dilay'ı kolundan tuttuğum gibi çekiştirdim. Giray birden durdu. Bu halime şaşırmış gibi gözüküyordu. Beni de durdurmak için,

"Ne oldu Gece? Daha yeni geldik. Her zaman biraz daha manzarayı izlemek için yalvaran kız şimdi daha gelmeden bizi geri götürmeye çalışıyor."dedi.

'Ah Giray. Bende kalmak isterim ama bu herif burada güzel şeyler yaşatmayacak gibi. O yüzden pek de güzel şeyler olmayacak.' diye düşünürken o şizofrenin sesi geldi 

"Dünyanın küçük olduğunu sayende tekrar anlamış oldum, Gece. Yanındakilerle tanıştıracak mısın beni?" 

Lütfen birisi bunun bir rüya olduğunu söylesin ve hemen uyandırsın. Giray'ında hiçbir şey duymadığını söylesin. Tabii ki duydu yoksa bana şu an anlamayan gözlerle bakıyor olmazdı, değil mi?  Hayatımda ne gibi bir öneme sahip ki arkadaşlarımı tanıştırayım onunla.

"Tanışıyor musunuz?" diye sordu Giray. 

"Dün beni bir grup rahatsız etti. Aytun'da bana yardım ederek beni kurtardı". diye bir yalan söyledim. Aslında yalan sayılmazdı ama ben kendim kurtulmuştum o grubun elinden. Giray'ın bunu yemesi lazımdı yoksa bu işi fazla sorgulayacaktı. Sonra da bam bam bam.

"Ah gecem sana kaç kez dedim bensiz çıkma dışarı  geç saatte diye beni dinlemiyorsun ki. Ya sana bir şey olaydı" deyip bir kolunu omzuma attı. Bende yerimde kalakaldım öylece. Sonra bir anda gözümü Aytun'un gözüne sabitledim. Sanki uçurtması kaçmışta gökyüzüne kızıyormuş gibi bir hali vardı. Yüzüne daha dikkatli baktığımda kaşının patlamış olduğunu gördüm. Biri benden önce davranıp dövmüş olmalıydı. Kim yaptıysa ellerine sağlık.

Giray elini Aytun'a uzattı."Teşekkür ederim Gece'yi koruduğun için." Aytun'un yanındaki,arkadaşı olması lazım, ağzı beş karış açılmıştı.

"Önemli değil. Benim yerimde kim olsa o saatte ki başı belada olan bir kıza yardım eder. Hele de kız küçükse."deyip güldü. Yine bana küçük demişti. Bu çocuğa beni sinirlendirmemesi gerektiğini birilerinin anlatması gerekiyordu. Sinir olduğumu attığım bakışlardan anlamıştı. Hoşuna gitmiş gibi bana gülümsedi. Bu haline psikopatlıktan başka açıklık getiremiyordum.

Dilay bizi izliyordu ve sadece gülüyordu. Olayların nasıl olduğunu biliyordu. En sonunda Dilay araya girdi ve Giray'a dönerek,

"Giray kağıt helvaları unuttuk. Her zaman alıp yiyoruz ya."

"Aaa doğru. Ben bir koşu gidip Ahmet Amcadan alıp geleyim bekleyin beni burada." Bu arada Aytun'a döndü ve,

"Ya birader iki dakika bizimkiler burada dursun. Sende yanlarında duruver." Kurda kuzu mu emanet edilir?

"Sen gelene kadar ayrılmayız buradan." deyip bana ve Dilay'a bir baktı. Sonra bana göz kırptı. Giray bunu görmemişti belki ama Dilay görmüş ve gülmüştü. Belki Giray ile kavga etmemişti ama ben birazdan o gözlerini oyacaktım. Galata'da ben arkaya doğru ilerlediğimde dördümüz dışında kimse kalmamıştı. İşte şimdi elimden kurtulamazsın. Bitirdim seni şizofren!

Aytun'un ağzından 

       Odama çekildikten sonra yatağa uzanıp dün geceyi düşündüm. Benim için biraz fazla heyecanlıydı. Elimi dünden kalan yarama götürdüm. Hala canım yanıyordu. Annem buz koymuş, krem sürmüştü ama nasıl vurmuşlarsa canım hala yanıyordu. Belki de değerdi aldığım yaralar. Gece de çok başka. Sinir bozuyor, sürekli alay ediyor ama kendisiyle ilgili zaafları da vardı. Bunu boyuyla dalga geçtiğim zaman anladım. Çekilebilecek kız değildi kısaca. Kızın ailesine acıyorum şu an.

HİÇLİKTEN GELEN SONSUZLUKHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin