"ZAMANSIZ GİDİŞLER"

74 14 0
                                    

Arkadaşlar hikayemi okuyan herkese teşekkür ederim vote ve yorumlarınızı bekliyorum.Sizce Aytun ve Gece barışsınlar mı? Sizin yorumlarınız benim için çok önemli o yüzden hikayem hakkında ki görüşlerinizi bekliyorum keyifli okumalar.

MEDYA'DA: AYTUN ACARSOY

Gece uzaktan hala bizi izlerken Rüya,

"Gelsin o da yanımızda. Kız dikildi kaldı. Hem çok sevdim ben onu. Hastane de rastladım birkaç defa. Aytun yeni manita yaptın da bana neden söylemedin? Bu diğerlerinden daha iyi. En azından değer veriyor." Dediği şeyle Rüya'ya dik dik bakmam bir oldu.  

"Ne değeri Rüya! Ne diyorsun sence benim için değerli olsa sana anlatmaz mıyım?" dedim ani bir sinirle. Dediğim şeyi hiç sorgulamadan Emre, 

"Rüya kanka takma şunu hatırlamıyor bir şey." Rüyaya göz kırpınca anladım Emre'nin vermek istediği mesajı. Rüya kafasında kopmuş ipleri birbirine bağlamaya çalışıyordu ama aklına pek yatmamış gibi unutma şeyi.

"Nasıl yani bizi hatırlıyor ama." dedi Rüya şaşkınlıkla. Önüme doğru düşen bir gölge, 

"Demek hatırlamak istemediği şeyleri hatırlamıyor. Pekte üzücü olmadı." dedi. Kendi gibi karanlık gölgesini üstümden çekti ve Rüya'nın yanındaki boş sandalyeye oturdu. Ne ara gelmişti buraya ve bizi mi dinliyordu? Bir an zevk almıştım bu andan.

"Artık nasıl çirkinsen silinmişsin aklımdan. Dahası artık hatırlamıyor ve hatırlamak istemiyor beynim. Üzülmemen iyi olmuş." dedim alayla. Yüzünde öyle bir gülüş vardı ki bir an düşüp o karanlıkta boğulacağım sandım.

"Ben birkaç gün üzülürüm geçer de ömür boyu olmayan beyninle yaşayacaksın sen. İşte seninki hiç geçmeyecek ve zor olacak olmayan beyninle hatırlaman." dedi. Yüzündeki gülüş hala aynıydı. Sanki ilk tanışmamızda öğretememiştim benimle uğraşmaması gerektiğini.

"Olmayan birini hatırlamak evet tabi zor. "dedim. Rüya kahkaha atarak bir beni birde Geceyi dinliyordu.

"İşin yoksa sende bizimle otursana." dedi Rüya gülerek.

"Olur arkadaşlarımı bekliyorum ama geç gelecekler sanırım." dedi oturduğu sandalyeye iyice yayılarak. Gözlerimi kilitleyip inceledim tekrar yüzünde özlediğim her şeyi. Anlamsız his karmaşası yaşıyordum. Gece bir anda bana baktı ve 'Ne bakıyorsun?' işareti yaptı. Bende etrafa baktım hemen. Geliş yolumuza baktığımda Giray ve Uras'ı gördüm. Bir an yine zihnim bulanıklaştı sandım ama yanımda dikilince gerçek olduğunu anladım. Hepsi bu okulda okumuyordu değil mi? Katil olmak için ne güzel bir fırsat öyle. Giray bana doğru elini uzattı.

"Birader geçmiş olsun hastaneye de gelmiştik ama sen o sıra kendinde değildin. Kalabalık etmeyelim diye düşündük ve gittik. Sonra da tatile gidince kaldı. Nasılsın şimdi?" dedi. Uzattığı eli tuttum ve selamına karşılık verdim.

"Teşekkürler iyiyim ama siz kimsiniz?" dedim. Uras'a bakıyordum arada. O da sinirle Gece'ye bakıyordu. Yanımda olmasını mı kıskanmıştı? 

"Aytun'un hastalığı zihinde hatırlamamak gibi belirtisi var ama geçici Giray." dedi. Geçici kısmını bastırmayı ihmal etmedi Emre. 

"Ben Giray bu da Uras. Biz seninle Gece'den dolayı tanışmıştık. Neyse uzun bir konu daha konuşacak çok zamanımız var." dedi Giray. Uras bana dönüp,

"Onu da unuttun mu?" dedi. 'Onu' derken kimi kast ettiğini anlamıştım ama anlamamazlıktan gelerek,

"Kimi?"dedim. Yüzüme anlamsız bir gülüş koyduğumda Uras eliyle yeni çıkan sakallarını ovuşturdu. Tekrar bana doğru döndü ve güldü. İkisi de masa da ki herkesle tokalaşırken Uras bana elini uzattı. Bende uzattığı eli tutup sıktım. Tokalaşırken kulağıma; 

HİÇLİKTEN GELEN SONSUZLUKHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin