Gece'ye baktığımda hala beni fark etmemişti ve konuşmaya devam ediyordu. Emre kimle konuşuyor derken onu susturdum ve sessiz olmasını işaret ettim. Gece;
"Ne zaman geleceksin? Neden sözünü tutmadın neden bizi arkanda bıraktın ve bir şey söylemeden gittin? Bizi hiç mi düşünmedin? Doğum günümde bile aramıyorsun. Bugün tam 2 yıl oldu! 2 yıldır bizi hiç mi merak etmedin neredesin?" diye konuşurken Emre hapşurdu. Emre'ye sinirli sinirli bakarken Gece de Emre'nin hapşurduğunu duymuş olacak ki bize doğru döndü. Bu çocuk aptaldı. Nerede ne zaman bir şey olacaksa muhakkak bozuyordu. Emre'ye baktıktan sonra Gece'ye tekrar döndüm. Elinde bir resim vardı. Kimin resmiydi o? Ne yani o resimle mi konuşuyordu. Birde bana şizofreni diyordu. Resimdeki kim ise ona baya değer veriyordu. Bu şey olabilir miydi Giray'ın bahsettiği değerli arkadaş. Oydu tabii. Şimdi birde bu çıkmıştı başımıza.
"Aytun." dedi. Sesi ağlamaklı geliyordu, kısılmış da olabilirdi.
"Efendim." diyecektim ki bana doğru geldi. Vuracak sanmıştım fakat o,bana sarıldı. Gece şu an bana sarılıyor muydu. Hayır ya, kesin ben rüya da olmalıydım. Sıkıca sarılmıştı bana. Bende ona sarıldım ve saçlarının kokusunu içime çektim. O kadar güzel kokuyordu ki ama kaç saattir dışarıdaysa kolları buz gibi olmuştu. Böyle giderse hasta olacaktı,sonra onu göremeyecektim. Sonra bir hıçkırık sesi duydum. Ağlıyor muydu? Hayır ya ağlıyor olamazdı değil mi?
"Ne oldu Gece biri bir şey mi yaptı? Niye ağlıyorsun kızım? Buz gibi olmuşsun lan hasta olacaksın." Kollarını benden ayırmadan,
"2 yıl oldu hala gelmedi."
"Kim Gece? Kim gelmedi güzelim? Söyle ben götüreyim seni onun yanına."
"Gelmedi işte Aytun. Bugünüm de yalnız bıraktı beni." dedi. Yavaş yavaş yağan yağmur biraz daha şiddetli yağmaya başlamıştı.
"Gece hadi gidelim güzelim. Bak çok üşümüşsün zaten." dedim ve kollarını benden çekti. Yüzüme baktı. Sarılmayı bırakınca kendimi boşlukta hissettim. Yüzüme baktı "Eve gidemem Aytun. Şimdi Giray ve Dilay'da oradalardır ve ben çok halsizim. Onlar bana kızacak ve ben bunu çekemeyecek kadar bitkin hissediyorum kendimi." dedi
"Tamam güzelim nereye gitmek istersen oraya götüreyim seni. Bak şimdi benim evime gidelim mi? Sen orada kal ben Emreyle kalırım, gelmem eve. Rahatça yatarsın. Kendini topladığında yarın gelir alırım seni eve götürürüm olur mu?" Gözlerini kocaman açtı. Kafasını olumlu anlamda salladı ve koluma girdi. Ağlamaktan gözleri kan çanağına dönmüştü. Ah be güzelim seni kim üzdüyse seni bir daha üzmesine izin vermeyeceğim.
Merdivenlere doğru yürüdüm. Emre'ye dönerek, "Hadi Emre. Sen önden bize bir taksi getir." dedim. Kafasını olumlu anlamda salladı ve hızlıca gitti yanımızdan. Aşağı indiğimizde Emre taksiyi çağırmıştı. Önce Gecenin kapısını açtım. Onu bindirdim ve sonra da yanına oturup kapıyı kapattım. Taksiciye adresi verdikten sonra gitmeye başladık.
○○○○○○○○
Evimin önüne geldiğimizde Gece kafasını omzuma koymuş uyuyordu. Ne kadar da tatlı uyuyordu. Bu kız ne yapıyordu bana? Yüzünü kapatan saçlarını kulağının arkasına doğru götürdüm ve yüzüne dikkatlice baktım. Bu muhteşem manzarayı Emre,
"Abi istersen sabaha kadar bekleyelim burada siz uyuyun. Ne dersin?" diyerek bozdu.
"Biraz bekle lan. Sessiz ol. Kızı uyandıracaksın!" O kadar çok yorulmuştu ki yanımda olduğu her saniye bana laf sokan kız benim limanıma sığınmıştı. Sırılsıklam olmuştu. Çok üşüdüğü için montumu üstüne örtmüştüm yine de titriyordu. Kucağıma aldım ve arabadan çıkarttım."Emre evin kapısını aç." dedim. O da anahtarları cebimden alıp açtı. Gece hala uyuyordu. Eve girdim Emre'ye beklememesini söyledim. Zaten Emre'nin evi de on dakikalık mesafedeydi. Geceyi yatırır bende giderdim. Benim odama çıktım. Kapıyı açıp yatağa doğru ilerledim ama çok ıslanmıştı. Eğer böyle uyursa kesin hasta olurdu o yüzden uyandırmam gerekiyordu. Ama nasıl kıyacaktım uyandırmaya? Sonra Gecenin sesi geldi. Sanırım sayıklıyordu. "Gitme" diyordu. Ateşi var mı diye elimi alnına koydum. Yanıyordu resmen. "Of Gece ya dedim sana hasta olacaksın diye. Tam bir baş belasısın ya! Geceye seslendim,
ŞİMDİ OKUDUĞUN
HİÇLİKTEN GELEN SONSUZLUK
Teen FictionGece ile Aytun. Siyaha boyanmış iki kalp. Birbirlerinden oluşan tek ruh. Siyahın siyaha karşı çekimi. Birleştiklerinde hiçlikten gelen sonsuzluk bu dünya için fazla karanlık olacak. Peki kendi ütopyalarında buluştuklarında dünyaya nasıl aydınlık...