''Sen ciddi misin?'' Dedim sert bir ses tonuyla.
''Şaka yapar gibi bir halim mi var sence?'' Dedi. Sesi ve yüz ifadesi gayet ciddi bir şekildeydi.
''İnanamıyorum bu bir rüya değil mi hatta bir kâbus. Şimdi gözlerimi açacağım ve uyanacağım.'' Dedim ve gözlerimi açıp kapattım. Ancak nafile! Tüm bunlar gerçekti.
''Çilem kendine gel iyi değilsin şu an oturur musun şuraya. Bak tamam ilk konuşmamızın bu şekilde olmasını istemezdim ama ne bilim senden saklamak istemedim, benden duymanı, şimdi duymanı istedim. Bak kitaplarda ve filmlerde hep böyle olur. Adam kızın hayatını kurtarır ve kız ile sevgili olurlar. Biz de bu yolda ilerlersek eğer daha sonradan bir sıkıntı olmasın diye şimdi söylüyorum.'' Dedi ve elimi sıkı sıkı tuttu. Bir hışımla elimi geri çektim.
''Barış sen ne söylediğinin farkında mısın? Canımdan çok sevdiğim insan canımı parçalayan adamın oğluymuş! Sarhoş bir katilin oğlu! Sen de sarhoş olur musun ara ara içer, sarhoş olur sonra da araba ya da motosiklet kullanır mısın?'' Dedim. Gözlerimden yaşlar akmaya başlamıştı.
''Bak acını anlıyorum. Üzgünsün şu an ve fazlasıyla agresif söylediklerine dikkat et. Evet o adamın oğluyum ama bu ona benzediğim anlamına gelmez. Ayrıca bilmeni isterim sadece bisiklet kullanıyorum.'' Dedi.
Derin bir nefes aldıktan sonra kendime gelmeye çalıştım. Sonuçta söyledikleri doğruydu onun oğlu olması ona benzediği anlamına gelmezdi.
''Özür dilerim. Fazla ileri gittim ama anla beni sevdiğim adamla ilk konuşmamızın bu şekilde olacağını hayal etmemiştim. Ve tabi sevdiğim adamın ailemin katilinin oğlu olduğunu da beklemiyordum.'' Dedim.
''Sorun değil anlıyorum seni. Bunun için ben de üzgünüm ve ailen için de tabi.'' Bu sözleri söylerken yine ellerimi sıkı sıkı tuttu. Sonra birden sarılmaya yeltendi.
''Hop orada dur bakalım. Sen hayırdır ya? Bu ne samimiyet acaba?'' Dedim ve onu geri ittim.
''Az önce bana beni sevdiğini söylediğini sanıyordum. Canım dedin, sevdiğim dedin hani. Yanlış mı duydum yoksa? Sözlü olarak sevgili sayılırız artık.'' Dedi. Ufak bir kötü gülüş attı.
''Hayır.. yani... ben onları... ne bilim... off... tamam evet söyledim ama sarılman için değildi bunları söylemem.'' Biraz geveledikten sonra cümlemi toparlamayı başarmıştım.
''Ne içindi peki?'' Dedi hesap sorar gibi.
''Öyle lafın gelişi olarak...'' Dedim ve cümlenin sonunu nereye bağlayacağımı bilmediğim için sustum.
''Hmm demek lafın gelişi. O laf ne güzel gelmiş ya. Bir daha gelir mi ki?'' Yine yüzünde bir gülümseme belirdi.
''Şansını zorlama istersen. Hem daha senin ne hissettiğini ve duygularını bilmiyoruz öyle değil mi?'' Dedim.
''Öğrenmek ister misin?'' Dedi.
''Zahmet olmazsa evet.'' Dedim. Ne söyleyeceğini merak ediyordum.
''Gökyüzüne bak rengi çok güzel değil mi? Masmavi. Huzur buluyorsun gökyüzüne bakınca işte ben de şuan huzurumu buldum çünkü gözlerine bakıyorum. Balıksız bir okyanus, güneşsiz bir çiçek, mavisiz bir gökyüzü, çiçeksiz bir dünya, romansız bir yazar, şiirsiz bir şair, umutsuz bir insan, hayalsiz bir dünya nasılsa sensizlikte öyledir benim için. Çilem ben seni hayal bile edemeyeceğin kadar çok seviyorum. Balığıma okyanus, çiçeğime güneş, gökyüzüme mavi, dünyama çiçek, romanım, şiirim, umudum, hayalim olur musun, benim sevgimi ortak olur musun? Benimle evlenir misin ayy pardon çıkar mısın?'' Dedi.
''Hayır ayy pardon Evet.'' Dedim.
Hayatımın en mutlu anı, belki tek mutlu anıydı. Onunla birçok hayal kurmuştum. Ama bu hayallerimin de ötesindeydi. Ve maalesef bu büyülü an zil sesiyle bozuluyor. Çıkış zili çalıyordu. Zamanın nasıl geçtiğini anlayamıyorum. Barış bütün zaman boyunca beni izliyordu. Ve ben de onu tabi.
''Gidelim mi artık.'' Diye söze girdim.
''Nereye?'' Dedi. Sanki çıkış zilinin sesini duymamıştı.
''Paris'e falan düşünüyorum. Aşıklar şehri ya aşkımızı güçlendiririz.'' Diye bir espri yapmıştım.
''Güzel fikir. Ama şuan olmaz. Paris'e gidecek kadar paramız yok maalesef.''
İkimiz de gülüşmeye başlamıştık.
''Gamzelerin güzelmiş.'' Dedim.
''Evet ben de seviyorum. Özellikle bakım yapıyorum.'' Dedi. Kendini beğenmiş gıcık herif!
''Çok komik gerçekten (!) Çok güldüm (!) Neyse artık gitsek iyi olacak.'' Dedim.
Onunla daha fazla vakit geçirmek iterdim ama eve gitmeliydim.
''Paris'e mi?'' Dedi komik adam.
''Ah, hayır. Eve tabi ki.'' Dedim ve ayağa kalktım.
''Ne beni eve mi davet ediyorsun.''
''Barış. Kalk hadi. Sen kendi evine ben de evime gitsek iyi olur. Tüm geceyi okulda geçirme gibi bir düşüncem yok.'' Dedim. Kolunu tutmuş onu ayağa kaldırmaya çalışıyordum.
''Tamam tamam. Hadi gidelim. Seni bırakmamı ister misin?'' Dedi.
''Bisikletinle mi yoksa otobüsle mi? Araba ve motosiklet kullanmadığını söylemiştin.'' Dedim ve ellerimi birbirine bağladım.
''Tamam kabul ediyorum. Kötü bir fikirdi.'' Dedi ve ayağa kalkmıştı sonunda.
''Kendine iyi bak.'' Dedi.
''Sen de.''
''Görüşürüz.''
''Görüşürüz.'' Dedim ve el salladım.
Sonunda eve varıyordum. Yengem yine her zamanki gibi çiçekler ile uğraşıyordu.
''Kolay gelsin yengeciğim.'' Dedim.
''Sağol Çilemciğim. Bugün seni çok mutlu gördüm.''
''Her zamanki halim yenge.''
'Ne kadar da yalan söyleyen bir kızsın!' Siyah'ın sesini duyabiliyordum.
''Ah Hayır. Farklı bir şey var. Elimde büyüdün sen. Ben anlarım. Anlatmak ister misin?'' Dedi. Sanki anlamıştı ben de bir farklılık olduğunu. Tabi uzun zaman boyunca gülmeyen bir kız bir gün okul çıkışı eve çok mutlu bir şekilde geliyor. Kim olsa anlardı bir farklılık olduğunu.
''Sanırım ödevlerimi yapsam iyi olacak.'' Dedim ve hızlı bir şekilde içeriye girdim.
''Peki canım nasıl istersen.''
- - - - -
Barış' ı düşünüyordum ve tüm bu olanları. Her şey harikaydı. Benim gibi bir kız için fazlasıyla harika.
'Ona aşık olmaya başlıyorsun. Bu bizim için iyi olmayacak. Bizi unutacak ve onu her geçen gün daha çok seveceksin. Bu hiç adil değil. O hayatında yokken biz vardık. '
''Böyle söyleme Küçük. Ben sizi nasıl yok sayabilirim. Ben kendimi bildim bileli siz varsınız. Sizi yok saymam hayatımı, küçüklüğümü yok saymam anlamına gelir. Bunu nasıl yapabilirim?''
'Ve sonunda bizi de düşündüğünü görebiliyorum.' Dedi Siyah. Öfkeli bir ses tonuyla.
''Haksızlık ediyorsunuz ama. Ben sadece kendim için bir şey yaptım. Hayatımda ilk defa hissettiğim şeyi yaptım. Bunun için bana kızıyorsanız siz bilirsiniz. İkinizin de benim iyiliğimi düşündüğünüzü sanıyordum.''Merdivenlerden ayak seslerini duymuştum.
''Çilem uyudun mu? Evet uyumuşsun iyi geceler tatlım.''
Yengem odama gelmişti uyudum mu diye kontrol etmek için. Ben de uyuyor numarası yapmıştım.

ŞİMDİ OKUDUĞUN
İçimdeki Son
Teen FictionBir şizofrene gerçeği anlatmak zordur. Ya onu ikna eder gerçeği görmesini sağlarsınız ya da onun hayal dünyasında gerçeği arar durursunuz... Elinize bir kahve almanızı ve kitabıma bir şans verip okumanızı isterim. Yazdığım ilk kitabım, umarım beğen...