Küçük ile Siyah, onları nasıl keşfettiğimi hatırlamıyorum. Seslerini uzun zamandır duyuyordum ancak kim olduklarına bir türlü anlam veremiyordum.
Önce onların iç seslerim olduğunu sanmıştım melek ve şeytan gibi. Ancak zamanla onları bir beden içinde gördüğüm zaman bir iç sesten ziyade birer yaratık olduğunu anlamıştım.
Küçük; hep iyimser düşünür, insanlara zarar vermek istemez. Benim için daima iyi olanı söyler ve ister.
Ona küçük ismini vermiştim. Kısa boylu, yüzü ay ışığını andıracak kadar parlak ve güzel. Çocuk gibi; saf, masum, temiz. İnsanlar hep küçüklerle, çocuklarla oynarken mutlu olurlar, eğlenirler.
Ona her baktığımda içimdeki yaşam sevincinin biraz daha arttığını hissediyorum.
Siyah ise tam tersi ; hep kötümser düşünür. Küçük'ün; "İnsanlara zarar verme!" sözüne karşılık doğmuş gibi. 'Sana bu kadar kötü davrananlara iyi davranmak kendine yapabileceğin en kötü kötülük olur' der, her zaman.
Siyah renk tüm renklerin karışımıdır. Mavi, lacivert, pembe, mor, sarı, kırmızı, bordo vb. birçok rengi barındırır içinde. Siyah da öyle işte içinde tüm renkler var . Bazen çok bencil, bazen aşırı inatçı, aşırı kötücü, ve bazen de gereğinden fazla duygusuz olabiliyor. Sanırım onda tek renk yok; beyaz.
Siyah' ın yüzünü hiçbir zaman görmedim hackerler gibi bir ceket giyiyor ve yüzünü hiç göstermiyor. Bir yüzü bile olduğundan emin değilim.
Hep karanlık yerde duruyor ve ışığı sevmiyor.
Beyaz; masumluk, saflıktır. Onu tanıdığım günden beri içindeki beyazı göremedim. Belki de bu kadar renk karmaşası içinde yok olup gitmişti, bunu kim bilebilirdi ki?
İkisinin tek anlaştığı nokta beni düşünmeleri. Küçük te bunu seziyorum ama Siyah için aynı şeyi söyleyemem.
Bunu ona defalarca söylemiştim. 'Ben senin insanları bu kadar düşünmeni istemiyorum, kendini düşünmeni , kendini sevmeni, kendine değer vermeni istiyorum' diyor her seferinde. Bazen haklı buluyorum onu. Bazen de doğru söylediğinden emin olamıyorum.
İçinde her rengi barındıran birine nasıl inanabilirsiniz ki? Ve her zaman kötülüğü düşünen birinden bu sözleri duymak şaşırtıcı. Ona inanmalı mıyım? İçindeki beyazı bir gün bulabilir mi gerçekten ? Onun istediği gibi biri, sadece kendi iyiliğimi düşünsem bu bencillik olmaz mı?
Karanlık ve aydınlık arasında bir yerdeyim. Ama ne karanlık kadar siyahım ne de aydınlık kadar beyaz.
Ne sıcak ne soğuk, ne iyi ne kötü... Kaybolup gidiyordum. Bazen fazla karanlık bazense fazla aydınlıktım.
Karanlıkta olduğum zaman aydınlığa geçmek her seferinde bir sebep buluyordum, ama aydınlıktayken karanlığa geçmek için hiçbir sebep bulamıyordum.
Sürekli umut ediyordum. Yaşadıklarıma rağmen hep umut ediyor, bir gün mutluluğun tadına bakabileceğime inanıyordum.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
İçimdeki Son
Ficção AdolescenteBir şizofrene gerçeği anlatmak zordur. Ya onu ikna eder gerçeği görmesini sağlarsınız ya da onun hayal dünyasında gerçeği arar durursunuz... Elinize bir kahve almanızı ve kitabıma bir şans verip okumanızı isterim. Yazdığım ilk kitabım, umarım beğen...