Ben bu filmi daha önce de izlemiştim. Tek fark şimdi o filmde ben de oynuyordum. Yengem de bebeğini kaybetmişti. Şimdi onu daha iyi anlıyordum. Onu teselli etmek için çok çaba sarf etmiştik ne de salakçaymış. Teselli yetmiyordu bu acıyı dindirmeye. Sözler anlamsız ve eksik kalıyordu.
Hayatımı ikinci defa mahvetmişti. Önce canımı almıştı şimdi de canımdan can almıştı. Biz ne ara böyle olduk? Oysa her şey çok güzeldi. Mutluyduk ve huzurluyduk. Şimdi ise berbattık. Bir araya geldiğimiz zaman sonucu ağır oluyordu.
Ondan nefret ediyordum.
Hastaneden çıkalı iki gün olmuştu ama ben o acıyı hep içimde yaşıyordum. Gün geçtikçe daha da çoğalıyordu. Bazen boğulacak kıvama geliyordum. Ama her şeye rağmen bir kızım vardı. Sürekli '' anne merak etme kardeşim cennette, ona iyi bakıyorlardır. Ben hep senin yanında olacağım sen üzülme '' diyordu.
Bazen hep küçük olarak kalmayı, onun gibi düşünmeyi istiyordum. Masum, saf, acıyı sadece düştüğünde hisseden ve kötülükten haberi olmayan biri olarak kalmayı çok istiyordum.
' Bizi unutmaya çalıştığına deydi mi bari? ' - Siyah.
' Üzerine gitme Siyah görmüyor musun ne kadar kötü durumda olduğunu ? ' - Küçük.
' Tamam tamam bu seferlik üzerine pek gitmiyorum. ' - Siyah.
' Çilem üzülme bak ben hep senin yanındayım. Biz beraberken bunu da atlatırız. ' - Küçük.
- Siz gerçekten de hep vardınız ve hep varsınız.
' Sana insanların sahte, yapmacık olduklarını ve bir gün mutlaka en sevdiklerini bırakacaklarını söylemiştim. ' - Siyah.
' Salak mısın sen Çilem de insan ' - Küçük.
' O normal bir insan değil. Farklı biri o. '
- Aslında doğru söylüyorsun Siyah. Sana ilk defa katılıyorum. İnsanlar yapmacıklar her konuda. Sevgi, saygı, aşk, arkadaşlık, dostluk, kardeşlik... Kendimiz gibi değil ya karşıdakinin istediği gibi ya da olmak istediğim gibi konuşuyor ve davranıyoruz. Baktığımız aynalar da gördüğümüz kimseler bizler değil, hayallerimiz, gördüğümüz kişi değil görmek istediğimiz kişileriz. Ve bu yüzden kaybediyoruz, kaybetmeye devam ediyoruz.
+Çilem canım sen iyi misin kiminle konuşuyordun ?
Küçük ile Siyah hiç yok olmamışlardı. Barış' tan sonra tedaviyi bırakmıştım. Dayım ve yengem iyileştiğimi sanıyorlardı. Ancak şizofrenliğin tamamen bir tedavisi yoktu. Özellikle genetik yatkınlığı olan insanların bundan kurtulması çok zordu. Ben tam bir şizofren gibi değildim. Duygularımı ve nerede ne zaman nasıl davranacağımı biliyordum.
Doğu' nun bu rahatsızlığımından haberi yoktu bu yüzden tedavi konusu hiç açılmadı aramızda.
- İyi sayılırım. Sen neredeydin?
+ Biraz işim vardı.
- Doğu kötü bir şey yok değil mi?
+ Yok hayatım.
- Emin misin kaç gündür işim var diyorsun ve saatlerce eve gelmiyorsun. Ne işi bu ? Ben bu haldeyken, sana ihtiyacım varken sen işten mi bahsediyorsun? Biraz ya biraz üzüldüğünü göreyim. Rol yap bari. Farkında mısın bilmiyorum ama o bizim bebeğimizdi. Bizim ! Babasın sen !
+ Evet bebeğimiz öldü ve evet babayım bu yüzden bebeğimize bunu yapanı cezalandırmalıyım. Bize bunu yaşatan hesabını elbet vermeli.
- Doğu n'aptın sen ? Öldürdün mü dövdün mü ? Bak kötü bir şey yapmadın değil mi ? Ya bir şey söylesene korkutma beni.
+ Dayak yedi sadece merak etme şimdi bir şeyi yok .
- Doğu neden yaptın mı ya ona bir şey olsaydı ya sinirlerine hakim olamayıp onu öldürseydin o zaman n'olacaktı ?
+ Çilem bana onu koruma şimdi. N'oldu geçmişten gelen duyguların mı depreşti ? Büyük aşkına kıyamadın mı ? Az önce dediğin gibi babayım ben görevimi yaptım.
- Saçmalıyorsun şu an nasıl böyle bir şey düşünürsün ? Ben seni düşünüyorum Doğu. Ona bir şey olsaydı sorumlusu sen olurdun. Sonra n'olacaktı sen hapishaneye bizi Allah bilir.
Hayal: Baba, anne neden bağırıyorsunuz ?
- Bir şey canım sadece biraz sinirlerimiz bozuldu değil mi babası?
+ Evet canım ağlama sen. Hadi gel beraber yatalım bugün.
Hayal: Tamam ama önce birbirinizden özür dileyin. Bana böyle öğretmiştiniz. Eğer sevdiğimiz bir insanla tartışırken onu kırarsanız özür dilemen gerek, demiştiniz.
+ Tamam özür dilerim canım sinirlerim bozuldu sadece.
- Ben de özür dilerim.
Hayal: Bugün hep beraber yatalım mı ?
Bugünü böyle kapatmıştık sevgili günlük. Her şeye rağmen bir kızımız ve mutlu sayılacak bir aile tablomuz vardı. Ve ben bu tablonun bozulmasına izin vermeyeceğim. Doğu da izin vermezdi biliyorum.
+ Canım yatmadın mı sen daha ?
- Günlüğümü yazıyordum. Şimdi uyurum.
+ Ama önce bir iyi geceler öpücüğü almam lazım yoksa uyuyamıyorum biliyorsun.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
İçimdeki Son
Teen FictionBir şizofrene gerçeği anlatmak zordur. Ya onu ikna eder gerçeği görmesini sağlarsınız ya da onun hayal dünyasında gerçeği arar durursunuz... Elinize bir kahve almanızı ve kitabıma bir şans verip okumanızı isterim. Yazdığım ilk kitabım, umarım beğen...