Ertesi gün...
- Hayal hadi kızım uçağa geç kalıyoruz.
'' Hani gitmeyecektik ? ''
- Gideceğiz.
'' Ama dün gitmeyeceğimizi söylemiştin. ''
- Şimdi de gideceğimizi söylüyorum.
'' Off tamam çantamı hazırlayacağım. ''
- Ben hazırladım bavulumuzu. Sen hazırsan gidelim.
'' Tuvalete gitmem gerek. ''
- Gerçekten tuvalete gideceksen tabi ama eğer Barış' a haber vermek için yukarı çıkacaksan hiç şansın yok. Telefonun fişini çektim.
'' Gitmekte bu kadar ısrarlı mısın ? ''
- Evet artık hazırsan gidelim.
'' Peki tamam. ''
- Hadi o zaman taksi de geldi.
'' Alo Barış Bey. ''
'' Efendim Sinan. ''
'' Evden çıkınca bana haber ver demiştiniz. Şu an kadın ve kız ellerinde bavul taksiye biniyorlar. ''
'' Tamam Sinan haber verdiğin için sağol. Sen takibe devam et. ''
Taksiye binmiştik. Hayal bana sinirliydi yol boyunca hiç suratıma bakmamıştı. Konuşmaya çalışmıştım ancak o beni duymuyor, pencereden dışarıyı izliyordu. Bir süre sonra havalimanına gelmiştik. Bavullarımızı almıştık ve saatimizin gelmesini bekliyorduk. Her şey gayet normal ilerliyordu ta ki o gelene kadar. Bu sefer kim haber vermişti ona ?
- Yine mi sen ?
'' Ben de seni gördüğüme mutlu oldum. ''
- Aynı şeyi senin için söyleyemeyeceğim maalesef.
'' Nereye havalimanına hava almaya mı geldiniz ? ''
- Hiç değişmemişsin esprilerin hala kötü.
'' Sen de hiç değişmemişsin, halen daha tahmin ettiğim hareketleri yapıyorsun. Mesela buraya geleceğini tahmin etmiştim. Seni bu kadar iyi tanıyorum. Ama sen beni iyi tanıyamamışsın. Peşinden geleceğimi düşünmemişsin. ''
- Ne zaman vazgeçeceksin ?
'' Neyden vazgeçecekmişim ? ''
- Beni takip etmekten, benimle uğraşmamaktan, benden ?
'' Ölünce. ''
- Ne ?
'' Ölünce diyorum o zaman kalbim atmaz, ölmüş olurum senden kısmen vazgeçmiş olurum. ''
- Barış...
'' Kiminle ? ''
- Anlamadım ?
'' Barış dedin ya kiminle barışayım ? ''
- Şimdi düşünüyorum da ayrılma sebebimiz senin bu esprilerin olmalıydı.
'' Hayal canım bak orada Sinan Abi var sen onun yanına git seni biraz gezdirsin, biz annenle biraz konuşalım olur mu ? ''
'' Olur Barış Abi ''
'' Çilem, seni gerçekten çok seviyorum artık bunu ne zaman anlayacaksın ? Beni ne zaman affedeceksin ? Ne zaman eskisi gibi olacağız ? ''
- Barış bu konuyu defalarca konuşmuştuk.
'' Defalarca gitmeyeceğini de söylemiştin, ama bak gidiyorsun ? ''
- Sen bana verdiğin her sözü tuttun mu acaba ?
'' O Doğu malı yüzünden seni benden uzak tuttu hep . ''
- O zaman da aklıma takılmıştı, Doğu' nun bani senden uzak tuttuğunu söylüyorsun ama kızım ile iki yıldır görüşüyorsun. Yani istesen bana ulaşabilirsin. Kızım servis ile okula gidip geliyor bazen de biz alıyoruz onu takip etsen bulurdun beni. Şimdi tüm suç Doğu' nun mu ?
'' Haklısın burada birbirini tamamlayamayan şeyler var. Evet iki yıldır kızın ile görüşüyordum. Senin karşına çıkmamamın sebebi Doğu' nun tüm suçlarını ortaya çıkarıp, seni ondan kurtarmaktı. Seni o pislikten kurtarıp karşına öyle çıkmayı düşünüyordum. Ama o trafik kazası her şeyi değiştirdi. Kader tekrar bir araya gelmemizi sağladı. ''
- Ve sonunda bebeğimin ölümünün suçlusu oldun.
'' Aslına bakarsan Çilem bebeğinin öülümünün suçlusu ben değilim sensin ! ''
- Şimdi de beni mi suçluyorsun ? Suçluluk psikolojisi bu olmalı ?
'' On yıl önce tedaviyi kabul etmiştin, her şey çok güzel ilerliyordu. Tedavi boyunca hep yanındaydım, iyileşmeye de başlıyordun. Sonra ben tutuklandım sen intihar etmeye kalkışmışsın. Doğu seni kurtarmış ve sen kahramanına ödül olarak onunla evlenmeyi kabul ettin. ''
- Benim hayatımı bana anlatmana gerek yok. Bu benim geçmişim ve ben geçmişimi senden iyi biliyorum.
'' Doğu tedavi gördüğünü bilmiyordu. Bilmesini de istememiştin. ''
- Hayır.
'' Tedavin tam olarak bitmediği için sen de iyileşemedin. Halen daha hayatında 'Küçük ile Siyah' vardı. Onlarla konuşuyorsun, onları görüyorsun ama bunu kimseye belli etmemeye çalışıyorsun. ''
- Saçmalık.
'' Gazetelerde 'kendi kendine konuşan psikolog' , 'şizofren psikolog' diye manşetler atıldı adına. Seni kulisinde kendi kendine konuşanlar duyurdu bunu gazetecilere. ''
- Onların hepsi yalan, ünlü biri olduğumu çekemeyenler uydurdu bunu ve sen de buna inandın öyle mi ?
'' Çilem ben önceden tedavi gördüğün psikoloğunu tanıyorum. Onunla konuşmuştum sen on yıldır tedavi görmüyormuşsun. ''
- Psikolog seçme özgürlüğüm var öyle değil mi ? Başka bir psikolog ile görüşmüş olabilirim.
'' Başka bir psikologla görüşsen bile eskiden tedavi gördün mü diye soruyorlar ve tedavi görmüşsen eski doktorunun raporlarını istiyorlar. ''
- Ne olmuş yani tedavi görmüyorsam ?
'' Kabul ediyorsun yani. Bu güzel bir şey. ''
- Bu seni ilgilendirmez Barış. Duydun mu beni benim geçmişim seni ilgilendirmez. Bu benim hayatım.
'' Demem o ki bebeğini ben öldürmedim. Sen başından beri hamile değildin. ''
- Sen bugün çok saçmaladın ben gidiyorum.
'' Otur Çilem, daha bitmedi konuşmamız. Şizofrenlikte kendin hayal kurarsın ve o hayalleri gerçekmiş gibi görürsün. Sen uydurursun, inanırsın ve başkalarını da inandırmaya çalışırsın. Oradaki doktoru nasıl ikna ettin bilmiyorum ama doktorun bebeğinin öldüğünü söylemişti. Gerçek şu ki sen hamile falan değilsin, Doğu' yu ve bir çok kişiyi kandırdın. Artık senin gerçekten tedavi olmaya ihtiyacın var Çilem ! ''
ŞİMDİ OKUDUĞUN
İçimdeki Son
Teen FictionBir şizofrene gerçeği anlatmak zordur. Ya onu ikna eder gerçeği görmesini sağlarsınız ya da onun hayal dünyasında gerçeği arar durursunuz... Elinize bir kahve almanızı ve kitabıma bir şans verip okumanızı isterim. Yazdığım ilk kitabım, umarım beğen...