Odama çıktım. Çok sinirliydim. Nasıl olur da benim şizofren olduğumu söylerler? Ben şizofren değilim!'Onlara kızma, senin iyiliğini düşünüyorlar.' -Küçük
'Saçmalama! Eğer Çilem tedaviyi kabul ederse sen de ben de yok olacağız. Ne iyiliği bu. Onlar sadece Çilemi kıskanıyorlar. Çünkü onların bir hayali arkadaşları yok. Onların sahte arkadaşiları var.' -Siyah
'Doğru mu Çilem bizden sonsuza kadar kurtulacak mısın?' -Küçük
-Hayır tabi ki de benim tedaviye ihtiyacım yok. Saçmalık bunların hepsi.
"Çilem canım müsait misin?" Dedi dayım.
"Hayır."
"Tamam o zaman buradan da konuşuruz." Kapının arkasındaydı ve gayet sakindi.
"Dayı ben konuşmak istemiyorum.
"İçeri geliyorum."
Dayım içeri girmişti. Kafasına koymuştu, beni ikna edecekti.
"Çilem baban..."
"N'olmuş babama?"
"Canım babanda da bu rahatsızlık varmış."
"Onun hiç hayali arkadaşları yoktu ama."
"Baban şizofren olduğunu ilk okulda öğrenmiş. Kendi kendine konuşurken bir öğretmeni fark etmiş. Öncesinde bunun her çocukta olduğunu sanmış. Yani bir hayali arkadaşının olması öncelerde bir sorun yaratacağını bilmiyormuş. Ancak daha sonra baban gerçekte olmayan şeyleri anlatıyormuş."
"Nasıl yani?"
"Baban, annesinin ve babasının öldüğünü, onun 'Melek' adında biriyle beraber yaşadığını söylüyormuş. Ancak öğretmeni ailesiyle konuştuğunda bunun babanın uydurduğu bir şey olduğunu anlamış. Baban da ilk başlarda tedaviyi kabul etmemişti. Arkadaşları, akrabaları, onun durumunu bilen herkes onunla dalga geçip küçümsüyorlardı. Ve annen de onun durumunu biliyordu. Yine de onu dışlamamıştı. Hatta diğerlerinin aksine babana daha yakın davranıyordu."
"Ne yani babam ve annem daha önceden de mi tanışıyorlarmış?"
"Evet onlar komşulardı."
"Peki babamın öncelerde tedaviyi kabul etmediğini söyledin daha sonra etti mi?"
"Evet yaklaşık iki yıl sonra etti."
"Tedaviyi nasıl kabul etti?"
"Annen sayesinde. Anne ve baban birbirlerine âşık olmuşlardı ve annen onu ikna etmeyi başarmıştı."
"Sana neden inanayım dayı?"
"Bu babanın sana hazırladığı video. Bir gün sen de tedaviyi kabul etmezsin diye çekmişti. Bugün bu videoyu izlemenin vakti. Ben aşağıda olacağım fikrinin değiştirirsen eğer gelirsin."
Dayım odamdan çıkmıştı. Merdivenlerden ayak seslerini duyabiliyordum. Gittikçe azalıyordu ve sonunda kesilmişti sesler. Elimde bir CD vardı. Bilgisayarı açtım. Korkuyordum. Çok korkuyordum. Ya gerçekse bunlar? Ya babam şizofrense ve ben de öyleysem ne olacaktı o zaman? Ben Küçük ve Siyah'tan nasıl vazgeçerdim. Onlara bu denli alışmışken?
'Çilem yapma bunu.' -Siyah
'Bizi hiç mi sevmedin? Hani bizi hiç bırakmayacaktın? Bizi bırakma Çilem yapma bunu.' -Küçük
"Saçmalık zaten bunların hepsi saçmalık."
Elimdeki CD yi masanın üzerine bıraktım. Odamın kapısı çalıyordu.
"Kim o?"
"Benim Barış."
"Gel.!"
"Merhaba."
"Barış sen ne yapıyorsun burada?"
"Zor bir durumdaymışsın. Yengen aradı."
"Dayım, dayım seni görürse çok kötü bir durum olur. Senden hiç haz etmiyor."
"Dayın beni gördü ama bir şey diyemedi. Hem ben senin sevgilinim. Zor durumda olduğunda yanında olmam ilk görevim. Evet sorun nedir?"
"Gel şu sandalyeye otur."
"Tamam seni dinliyorum."
"Yengem anlatmadı mı?"
"Evet bir şeyler söyledi ama ben yine de senden duymak istedim."
"Benim şizofren olduğumu düşünüyorlar. Tam bir saçmalık! Arkadaşlarımın olması onları kıskandırıyor. Çünkü benim arkadaşlarım onların arkadaşları gibi değil. Hep benimle beraberler, sürekli beni dinliyorlar ve bana yardım ediyorlar. Beni neyi yapmam neyi yapmamam konusunda uyarıyorlar."
"Gerçek arkadaşlar bunları yaparlar. Burada bir sıkıntı yok. Ama sorun arkadaşlarını bizim görememiz. Çilem, normal insanların normal arkadaşları olur. Yani onlarla oturup konuşurlar, gezerler, bir yerlere gidip bir şeyler yer ve içerler."
"Ben anormal değilim. Hem söylediklerinin yapabiliyorum zaten onlarla."
"Nasıl yani cafeye gidip üç kişilik hesap mı ödüyorsun, onlarla fotoğraf çekebiliyor musun? Hayır. Çilem, canım benim, seni ne kadar sevdiğimi biliyorsun değil mi?"
"Evet ama..."
"Ama ne? Bak bu hastalık ilerlerse çok kötü sonuçlar ortaya çıkabilir. Bu senin için çok iyi olacak. Ben sana bir zarar gelmesini asla istemiyorum. Bunu ne dayın ne yengen ne de o küçük kız ister. Ailen de istemezdi emin ol."
"Bu CDyi babam hazırlamış benim için."
"İzlemek ister misin?"
"Korkuyorum."
"Korkma."
"Neden?"
"Çünkü ben buradayım."
Elimi tutmuştu ve artık korkmadığımı hissetmiştim. Onuk bu denli konuşması ve güven verici davranışları sayesinde videoyu izleme kararı almıştım.
Videoyu izledikten sonra gözyaşlarımı sildi. Ona sarılmıştım.
"Tamam kabul ediyorum. Ama bana bir söz ver ben iyileşene kadar beni hiç bırakmayacaksın."
"Seni asla bırakmayacağım! Ömrümün yettiği kadar senin yanında olacağım ve hep seni seveceğim."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
İçimdeki Son
Teen FictionBir şizofrene gerçeği anlatmak zordur. Ya onu ikna eder gerçeği görmesini sağlarsınız ya da onun hayal dünyasında gerçeği arar durursunuz... Elinize bir kahve almanızı ve kitabıma bir şans verip okumanızı isterim. Yazdığım ilk kitabım, umarım beğen...