"Sarah! Kime diyorum ben Sarah! Eğer şimdi çıkarsan cezan çok ağır olmayacak."
Yaşlı Cadı'nın sesi kulaklarıma dolduğunda, tiksintiyle gözlerimi araladım. Normalde olsa yatağıma daha çok gömülürdüm ama bu sefer durum farklıydı; benim için dünyadaki tek önemli insanı cezalandırmakla tehdit ediyordu şu an.
Hemen kontrol etmek için sol tarafıma dönüp baktım ama tahmin ettiğim gibi odadaki diğer yatakların aksine onunkisi boştu.
Yorganı üzerimden attığım gibi tenime çarpan soğuk havaya aldırmadan ayaklandım. Yerler buz kadar soğuktu ve çıplak ayaklarımı üşütmüşlerdi.
Yatağımın hemen köşesindeki penguenli terliklerimi giyindim ve daha da vakit kaybetmeden, Yaşlı Cadı'nın sesinin geldiği yöne doğru koşturmaya başladım.
○○○
"Buldum seni!"
İçime bir korku dalgası yayılırken Sarah'ın çığlığı yankılandı koridorda.
"Ah! Bırak kolumu, acıyor!"
Hızımı daha da arttırdım ve tam köşeye geldiğim sırada ayağımdaki terlikleri çıkarıp bir kenara fırlattım. Ses çıkarmak şu an isteyeceğim son şey bile olamazdı. Eğer beni de yakalarsa ikimizle birden baş edebilirdi. O, zayıf görünmesine rağmen bizden çok daha güçlüydü. Biz ise, iki cılız çocuktuk sadece.
Kafamı saklandığım duvar dibinden çok az çıkardım ve Yaşlı Cadı'yla Sarah'yı gördüğüm anda geri saklandım.
Yaşlı Cadı hâlâ Sarah'ın kolunu tutuyorken yan yan adımlarla mutfağa doğru ilerledim. Mutfak boştu çünkü Yaşlı Cadı dışında kimse mutfağa girmezdi, o aşçıydı.
Hemen çekmeceleri karıştırıp işime yarayabilecek bir şey bulmaya çalıştım ama pek başarılı olduğum söylenemezdi.
Tam başka bir yere bakmaya gidecekken kapının yanında gördüğüm şeyle, kendi kendime "Sanırım bu işime yarar," diye fısıldadım. Tanrım bu, kesin benim iki günlük yemeğime mâl olacaktı..
○○○
Sarah hâlâ acıyla inlerken ben de yavaş yavaş Yaşlı Cadı'nın arkasından yaklaşmaya başlamıştım.
Sarah ile gözlerimiz buluştuğunda sessiz olması için işaret parmağımı dudaklarıma bastırdım. Kaşlarını çatmasından kolunun çok acıdığı belli oluyordu.
Yaşlı Cadı'ya tamamen yaklaşınca, elimin yettiği son noktayı dürttüm.
Yani Yaşlı Cadı'nın poposunu.
Arkasını döndüğü anda, daha ne olduğunu anlamasına fırsat vermeden elimdeki ağır un çuvalını aşağı yukarı sallamaya başladım.
Yüzü ve kıyafetleri baştan aşağıya una bulanınca gözlerini silmek için elini Sarah'dan çekmişti. Onu bırakır bırakmaz Sarah'nın koluna yapıştım ve çekiştirerek bahçeye doğru peşimden koşturmaya başladım.
○○○
Bahçeye çıktığımızda, vakit kaybetmeden yıkık dökük ama güvenli olan ağaç evimize doğru koşmaya devam ettik.
Sarah hemen ellerini birbirine kenetledi ve ben avucuna basınca beni yukarı doğru ittirdi. O, benden daha iyi bir tırmanıcı olduğu için kendi başına saniyeler içinde çıkabiliyordu.
Bizim aksimize ne Yaşlı Cadı ne de diğer çocuklar bu ağaca tırmanamıyorlardı. Zaten sırf bunun için de merdiven koymamıştık ve kimsenin koymasına da izin vermemiştik.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Yetimhane
Teen FictionDöndüğümde gitmiştin. Bizden geriye, sadece anılar kalmıştı. 29.06.17 •• 12.07.18