"Biraz daha iyi misin?"
Gözlerimi devirip "Off, Cho!" dedim. "Tam 42 dakika önce gözlerimden su akıtmayı bıraktım ya zaten."
Cho tek kolunu boynuma atıp beni kendine çekti ve saçıma bir öpücük bıraktı ben şaka yapınca.
"Tanıştığımızdan beri seni öyle ağlarken görmemiştim, kızım. Şaşırdım yani n'apayım?"
"Haklısın haklısın," dedim ve yanaklarını sıkıp teşekkür ettim.
Tam o sırada kapı çaldı ve Nicholas kapıya koşup 20-25 dakika önce sipariş ettiğimiz pizzayı almaya gitti. Geri döndüğünde elinde büyük boy mantarlı, zeytinli bir pizza ve birkaç içecek vardı.
"Evet! Yemek geldi, hanımlar. Hadi, gömülün bakalım."
Bunu söylemesine gerek bile yoktu sanırım. Çünkü kutu sehpayla temas eder etmez Cho hemen kapağı açıp aldığı dilimin yarısını ağzına tıkmıştı.
"Pizzağğ!" diye bağırdı ağzındaki parçaları etrafa saçarken ve uzanıp Nicholas'ı öperek teşekkür etti.
Nicholas da güldü ve Chloe'nin yanağında kalan sosu sildi baş parmağıyla.
"Sana kolay gelsin, Nick," dedim gözlerimle Chloe'yi gösterip ve o gülünce ben de gülümseyerek karşılık verdim.
Chloe'nin yanağını sevdikten sonra bana döndü ve "Sen neden yemiyorsun?" diye sordu garip bir ağabey edasıyla. Nedense bu hareketi çok hoşuma gitmişti.
Hiç iştahım yoktu aslında ama onu kırmamak için bir dilim almıştım pizzadan.
Havadan sudan konuşmaya ve birlikte pizza yemeye devam ederken cebimdeki telefon titredi. Yarım pizzamı kutuya bırakıp ellerimi üstüme sildikten sonra telefonuma uzandım ve Leia'dan geldiğini gördüğüm mesajı açtım hızlıca.
Gönderen: Leia
Mila, şu an sana çok ihtiyacım var. Lütfen bana gelebilir misin?Ben bunu okurken ikinci bir mesaj daha gelmişti. Onun içinde de ev adresi yazılıydı. Telefonu Chloe'ye çevirdim ve onun da okumasını bekledim.
Zar zor ağzındaki pizza parçasını yuttu ve daha önce konuştuğumuz için tekrardan sormamı beklemeden hemen cevapladı aklımdaki tüm soru yığınını.
"Nick araştırdı bu Leia'yı. Trafik polisi bir arkadaşından sordurdu ve kimliğinde gerçekten Leia yazıyor. Ama Sarah mı değil mi gerçekten emin değilim, Mila. Hakkında çok şey öğrenemedik bu kadının. Sanki bir anda gökten düştü, öyle bir bilinmezlik."
Söylediklerine kafa salladım ve "Cidden aklım çok karışık," dedim tamamen dürüst davranarak. "Ne düşünmem gerekiyor, hiç bilmiyorum. O penguenli terlik olayı kafamı çok karıştırıyor, Cho. Onu, benim yetimhanemle bağlantısı olmayan birinin bilme ihtimali kesinlikle yok."
Chloe bilmiyorum dercesine omuz silkti ve "Ne yapacaksın?" diye sordu.
"Bilmiyorum," diye karşılık verdim ben de. "Ama bu konuyu böyle bırakabileceğimi düşünmüyorum. Ona Sarah diyemiyorum ben, Cho. Hâlâ içeride bir yerde bir şeyler ters gidiyor benim için."
Elini bacağımın üzerine koyup "Biz de bu işin peşini bırakmayacağız, endişelenme," dedi. Sonra Nicholas'a dönüp "Değil mi, Nick?" deyip onayını da aldı benim için.
İkisine de sarılıp "Sağ olun, çocuklar," dedim Leia'nın yanına gitmek için hazırlanmadan önce. "Gerçekten çok sağ olun."
○○○
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Yetimhane
Teen FictionDöndüğümde gitmiştin. Bizden geriye, sadece anılar kalmıştı. 29.06.17 •• 12.07.18