•
Duyduğum hıçkırık sesleriyle yattığım taştan kalkıp en yakın arkadaşıma doğru yürümeye başladım.
"Sarah?"
Burnunu çektiğini işitince omzunun üzerinden yüzüne baktım ve onu kendime çevirdim.
Gözlerinden yuvarlanıp düşmeye hazırlanan birkaç damlayı kazağımın koluyla sildikten sonra neden ağladığını sordum fısıldayarak.
"Mila, ben çok açım."
Sarı saçlarını kulağının arkasına sıkıştırdıktan sonra ona sarılıp "Biraz daha dayan," dedim aynı şeyi içimden kendime de tekrar ederek. "Bir iki saat sonra cezamız bitmiş olacak."
"Ceza almayı hak edecek ne yaptık sanki?"
"Immm... Yaşlı Cadı'yı, Unlu Cadı yaptık?"
Dolu dolu olan gözlerine tamamen zıt bir şekilde gülmeye başlarken, ben de aynı şekilde gülümsedim.
"Merak etme," dedim omzunu sıvazlayıp gözlerinim içine bakarken. "İçimden bir ses, bizi çok yakında güzel şeylerin beklediğini söylüyor; sakın merak etme."
•
"Mila? Mila?!"
Chloe'nin bağırışıyla kendime geldiğimde, onun yüzüne bakıyor olmama rağmen aklımın uzaklara daldığını fark etmiştim.
"Bunu bana sık sık yapmaya başladın Mila. Seni öldürmemi falan mı istiyorsun?"
Yüzüne odaklandıktan sonra gözlerimi devirip "Dalmışım," dedim umursamaz bir tavırla.
"Bu boyla o kadar derinlere dalarsan kesin boğulursun Mini Mila."
Bunu söyledikten sonra tam burnunun ucuna işaret parmağımla bir fiske vurmuştum. Daha elim burnuna temas eder etmez çığlık atarak yerinde sıçramıştı ama hak etmişti. Kaç kere bana öyle seslenmemesi gerektiğini söylemiştim.
"Sanırım koptu! Sanırım burnum koptu!!"
Elini açtığında palyaço burnu gibi kızaran burnuna bakıp kahkaha attım ve uzaktan bakınca deliymiş gibi gözükmesini umursamadan hemen ciddileştim.
"Boyumla bir daha dalga geçersen o burnuna öyle bir vururum ki estetik ameliyat olmak zorunda kalırsın, aptal."
Tam yumruğunu sıkıp üzerime doğru gelmeye başladığı sırada ofisin kapısı açıldı ve Evelyn girdi içeriye.
Gözlerimiz bir süreliğine buluşsa da Evelyn hemen kafasını çevirmiş, Chloe'nin yanına doğru yürümeye başlamıştı.
"İstediğiniz dosyaları getirdim, Bayan Chloe."
"Ah, Evelyn! Teşekkür ederim, beni büyük bir dertten kurtarmış oldun."
Evelyn başka bir şey söylemeyip kafasını eğmekle yetindi ve "İzninizle," dedikten sonra kapıyı çekip çıktı odadan.
Chloe, "Bu kadın iyi. Cidden iyi," dediği sırada, ben de Evelyn'ın neden bu kadar soğuk birisi olduğunu düşünmeye başlamıştım.
Chloe bir yandan elindeki kalemle kafasını kaşıyıp bir yandan da Evelyn'ın az önce getirdiği dosyaları inceliyor ve kendi kendine konuşmaya devam ediyordu:
"Nereden bakarsam bakayım diğer çaylaklardan çok farklı. Daha önce hiç bu kadar çabuk kavrayan birini görmemiştim."
Bu söylediğiyle kaşlarımı çatmıştım. Zıplarcasına koltuğumdan kalktım ve "Üzgünüm Cho," dedim kapıya doğru koştururken. "Biraz işim var. Hemen döneceğim."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Yetimhane
Teen FictionDöndüğümde gitmiştin. Bizden geriye, sadece anılar kalmıştı. 29.06.17 •• 12.07.18