10-15 dakika içinde Elly bulunduğum kafeye gelmiş ve karşımdaki sandalyede yerini almıştı. Elleri hâlâ titriyordu ve gözleri de şişmişti biraz.
Kafası öne eğik bir şekilde ellerine baktığını görünce "Elly?" diye seslendim yavaşça.
Dolu dolu olan gözleriyle bana bakıp "Mila..." diye fısıldadı. "Ben çok üzgünüm."
"Biliyorum, Elly. Ağlama olur mu?"
Elinin tersiyle gözünü sildi ve kafasını aşağı yukarı salladı bunu yaparken.
"Sana yalan söylediğim için özür dilerim."
"Önemli değil."
Gözlerime kilitlendi ben bunu söyleyince ve "Önemli," dedi. "Ama sana yemin ederim ki, sana yalan söylediğim tek konu Evelyn'dı. Sana hayatım boyunca bundan başka yalan söylemedim ben."
Kafamı salladım ve "Sana inanıyorum, Elly," dedim. "Ama-"
"Hayır!" diyerek böldü bir anda lafımı.
Bağırışı etraftaki masaların bize dönmesine sebep olurken "Elly," diye fısıldasam da konuşmama izin vermemişti.
"Ama' dan sonraki hiçbir şeyi kabul etmiyorum! Beni terk etme! Lütfen beni terk edeceğin o cümleyi söyleme!"
"Seni terk etmiyorum, Elly."
Bir anda sustu ve yaşlı gözlerini benimkilere sabitledi.
Yerimden kalkıp yanına gittim ve ona sarıldım. Titreten elleriyle heyecanlı bir şekilde bana karşılık vermişti bir an sonra.
"Elly..." diye fısıldadım yavaşça. "Bizden artık olmaz."
O anda bana sarılmayı bırakmıştı. Kafasını yavaşça kaldırdı ve "Ama sen az önce dedin ki..." dedi cümlesini yarım bırakarak.
"Seni terk etmediğimi söyledim ve bu doğru; seni terk etmiyorum. Çünkü böyle bir şeyi istesem de yapamam, Eliesha. Sen benim kendimi bildiğimden beri her zaman yanı başımdaydın. Sen benim bir parçamsın artık ve seni koparıp bir köşeye atamam. Ama üzgünüm, yürümeyen bir ilişkiye de devam edemem artık."
Susup derin bir nefes aldım ve birkaç saat önce Chloe'nin kollarında ağlarken kendime itiraf ettiğim o şeyleri de söyledim tek nefeste:
"Gerçekten üzgünüm, Elly; sen haklıydın. Ben seni hep çok sevdim ama sana hiçbir zaman aşık olamadım. Hep sana tutunmaya çalıştım ama hiç kalbimi tutman için senin ellerine bırakamadım. Ben, senin bana gösterdiğin özveriyi sana gösteremedim."
Kafasını yasladığı göğsümden kaldırdı ve yüzüme bakmadan sildi bütün yüzündeki yaşları. Derin bir iç çektikten sonra boynumu tutup beni kendine çekti ve kollarını omzuma sararak sıkıca sarıldı vücuduma.
"Bu dediklerini uzun zamandır bilmeme rağmen gerçekliğini bir türlü kabul etmek istemedim," dedi küçük bir hıçkırığı ağzından kaçırarak. "Çocukluk ettiğimin ve sürekli kaçtığımın farkındayım ama bunun bir gün yaşanacağını da biliyordum hep. Seni bunca şeye katlanmak zorunda bıraktığım için özür dilerim, Mila."
Sarılışına bütün içtenliğimle karşılık verip "Üzgün olması gereken benim," dedim. "Ama seninle yaşadığım her an için çok mutluyum, Elly. Her şey için teşekkür ederim."
Elly yavaşça geri çekildi ve gülümsedi.
"Ben de öyle, bebeğim."
○○○
Kafeden çıkmamızı sağlayan şey, Chloe'den aldığım telefon olmuştu.
Heyecanlı bir şekilde bağırıp "Hemen şirkete gelmelisin, Mila!" demişti. "Sahilde çektiğin fotoğraflardan üçü için kapak teklifi gelmiş ve Bay Logan üçünü de iyi fiyata rakip firmalara satmış. Şimdi etrafta koşturuyor ve kendi dergimiz için yeni -ve daha mükemmel- bir kapak fotoğrafı çekmemizi istiyor. Hemen kıçını kaldır ve buraya gel! Burası cehennem gibi bir hâlde şu an!"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Yetimhane
Novela JuvenilDöndüğümde gitmiştin. Bizden geriye, sadece anılar kalmıştı. 29.06.17 •• 12.07.18