Bölüm4 - Bu İzler De Ne Böyle?

3.5K 223 63
                                    

"Büyükbaba Aiden!"

Bana arkasını dönmüş, hâlâ önündeki atlarla ilgileniyordu.

"Büyükbaba Aiden, lütfen! Sen istersen annem ve babam karşı çıkmayacaktır."

Dakikalardır uğraşmama rağmen kendisinden hiçbir tepki alamadığım büyükbabam, sonunda çocuksu heyecanıma daha fazla dayanamamış ve arkasına dönmüştü.

"Mila, ben ne dersem diyeyim Juan kabul etmez böyle bir şeyi."

"Büyükbaba o senin oğlun. Sen istersen elbette eder."

"Biliyorsun, sadece kendini umutlandırıyorsun. Hem neden bu kadar ısrarcısın? Bu kızın senin için anlamı ne ki?"

"Büyükbaba o... Yani Sarah... Benim sahip olduğum ilk ailem."

"Sevgilim.."

Elly'nin bana seslendiğini idrak ettiğimde gözlerimi hafifçe aralamıştım. Yüz üstü uzandığım yatakta iyice yanıma yaklaşmış ve çıplak sırtımla oynamaya başlamıştı.

Parmak uçlarının dolaştığı tenime, bir süre sonra dudakları eşlik etmişti. Hafif hafif huylanmaya başlayınca "Yapma," dedim gülerek.

"Eğer hemen kalkmazsan yapmaya devam edeceğim."

Sesindeki gülümsemeyi duyduğumda gözlerimi yeniden kapattım ve tehdidini es geçip bir süre daha benimle oynamasına izin verdim büyük bir keyifle.

○○○

"Eliesha! Ben çıkıyorum!"

Kapının hemen yanındaki aynada gömleğimin yakasını düzeltirken Elly'nin sol taraftan yaklaştığını fark edememiştim.

Bir anda belimden tutup beni kendine çekmiş ve üzerime doğru eğilmişti arkamdan.

Kulak mememi bir süreliğine dişleri arasına alıp bıraktıktan sonra "Bana neden öyle seslenmeyi sürdürüyorsun?" diye sormuştu.

"Çünkü ismini seviyorum."

"Ama ben sevmiyorum. Çok eski."

Ellerinden kurtulmayı başarır başarmaz önüme döndüm ve ellerimi iki yanağına yerleştirip onu kendime çektim.

Dudaklarını ağır ağır öptükten sonra yavaşça geri çekildim ve "Ama ben seviyorum," diye tekrar ettim bir kez daha, onu yeniden öpmeden önce.

Evden çıkarken, Elly'nin yüzünde bırakmayı başardığım gibi aptal bir gülümseme vardı benim suratımda da.

○○○

"Günaydın."

Evden çıktığım zamanın aksine, ofise en cansız sesimle girmiştim. Bir tarafta, dünden beri Chloe'nin asistanlığını yapmaya başlayan Ben Çok Bilirim Evelyn vardı ve bilgisayar başında bir şeylerle uğraşıyordu. Diğer tarafta ise en yakın arkadaşım olan mahlukat Chloe, elindeki telefondan birkaç hafta önce keşfettiği chat programında, erkeklerle konuşuyordu.

"Günaydın Min-, Öhöm! Mila."

Yine Mini Mila demeye hazırlandığını anladığımda, Cho'ya attığım ölümcül bakış onu yeterince korkutmuş ve susmasını sağlamıştı. Evelyn'a öyle bir lakap kozu kazandırmak istemiyordum. Gerçi buna ihtiyacı yoktu; daha ilk günden boyumla dalga geçme hakkını kendinde bulan biriydi zaten o.

Evelyn da kafasını kaldırıp "Günaydın," diye mırıldanmıştı ağzının içinde.

Çantamı masamın üzerine bırakıp Evelyn'a döndüm ve "Dün neden bir şey söylemeden ortadan kayboldun?" diye sordum, beni aptal gibi stüdyoda bıraktığını hatırlayıp.

YetimhaneHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin