Bölüm27 - Üzgünüm

2K 161 67
                                    

Dokunuyordu.
Elleri... her yerdeydi.
Sanki vücudumun bir haritası vardı onda ve nereye dokunursa nefesimi kesebileceğini çok iyi biliyordu.
Aralık dudakları...
O dudaklar sadece adımı fısıldamak için benimkilerden uzaklaşıyordu.
Nefesi...
Kesik kesikti ama benimkilerden daha kontrollüydü.
Nefesim...
Belki alıyordum.
Ve belki almıyordum.
Emin değildim.
Emin olduğum tek şey ondan uzak kalamadığımdı.
Ondan uzak kalamıyor, onu kendime bastırıyor ve çekilmesine asla izin vermiyordum.
Gitmesini istemiyordum.
Tekrar terk edilmek istemiyordum.
Yalnız kalmak, kabuslar görmek, o kabuslardan uyandıktan sonra yalnız başıma ağlamak istemiyordum.
Onu istiyordum.
Benim olsun istiyordum.
Onun olmak istiyordum.
Birbirimizin malı olmak değildi istediğim.
Ben birbirimizin eroini olmak istiyordum.
Bu bencilceydi ama bana bağlı olsun, bağımlı olsun istiyordum.
Çünkü ben ona karşı öyleydim.
Ona bakmak acı veriyor, ona dokunmak ise beni yakıyordu.
Ama o, bana acı çekmeyi sevdirmişti.
Belki de aşk buydu.
Seni en çok acıtan şeye karşı duyduğun bu durdurulamaz istek.
Doyumsuzdum.
Ona karşı her zaman böyleydim.
Altı...Yirmi altı...Altmış altı...
Kaç yaşıma gelirsem geleyim ona karşı duyduğum bu istek ve sevgi hiçbir zaman bitmeyecekti.
Ama...

Düşüncelerimi yarıda kestim. Düşünmek şu an yaşadığım anın büyüsünü bozuyor ve beni geriyordu. Ayrıca Evelyn'ın dokunuşlarından bedenime yayılan acıyla karışık zevk de düşünmemi büyük bir şekilde engelliyordu.

Evelyn'ın hareketli parmaklarını durdurdum ve "Evelyn.." diye fısıldadım. "Ya-Yani Sarah."

Aklım bulanıyordu. Çatık kaşlarım ve dudaklarım istemsizce titremişti.

Ben gözlerimi kapatmış bir şekilde sıkarak yumarken "Sorun ne?" diye fısıldadı, elini yanağıma yerleştirip sevmeye başlarken.

Gözlerimi yavaşça açtım ve kehribarlarının içinde birkaç tur attım alışkanlık gereği.

"Sana..." diye fısıldadım yavaşça. "Nasıl seslenmeliyim?"

Gülümsemişti.

Ve gülümsemesi derin bir nefes çektirmişti ciğerlerime.

"Bu söyleyeceğim seni üzmesin, tamam mı?" diye sordu önce. Ve sonra kesin yanıtını verdi. "Söylediklerimde ciddiydim. Sarah diye biri yok artık. Eskiden tanıdığın o küçük, güçsüz kız değilim."

Cevabımı almıştım. Gözlerine baktım ve kafamı kaldırıp üst dudağını dudaklarım arasına aldım.

Geri çekildiğimde dimdirekt gözlerime bakmıştı ve kehribarları bal renginde parlıyordu.

"Sen hiçbir zaman güçsüz biri değildin," dedim. Bu sefer fısıldamamıştım.

Hiçbir karşılık vermedi. Eğilip beni öptü ve kaldığı yerden devam etti vücudumdaki dokunuşlarına.

○○○

Uyandığımda Evelyn yanımda yoktu. Her şeyin bir rüya olduğunu da düşünemiyordum çünkü çarşafın altındaki bedenim çıplaktı ve bunun tek bir açıklaması vardı: Birkaç saat öncesi gerçekten de yaşanmıştı.

Üstüme bir endişe çökmüştü. Evelyn, beni bırakıp gitmişti. Beni öylece bırakıp gitmişti. Belki de hak ettiğim şey buydu.

"Günaydın!"

Yerimde sıçradım. Hızlı hızlı olan kalp atışlarım arasından zar zor sesin Evelyn'dan geldiğini anlayabilmiştim.

"Ne oldu?" diye sordu hızlıca yanıma gelirken. Ellerini yanaklarıma yerleştirip yüzümü yüzüne doğru çekmiş ve gözlerime bakmaya başlamıştı. "Bu suratının hâli ne?"

YetimhaneHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin