İYİ AİLE Gelini (!) ...

köylü kızı(!)

     selam... biliyorum biraz beklediniz ama hiç yorum almadım vote sayısıda düşük neyse bu bölümü umarım beğenirsiniz. 

      Zehra elindeki allık fırçasıyla yanaklarıma hafif bir dokunuş daha yapıp. "İşte bitti." dedi ve yüzümü aynaya çevirip kendime bakmamı sağladı. Bu akşam için tüm hazırlığım yapılmıştı. Aynadaki kişiyse benden çok farklıydı. Üzerimde bileklerime kadar kapatan beyaz bir bluz ve ince bir hırka, siyah diz kapaklarıma kadar da kapatan eteğim vardı. Bu halim ne asi ruhumu, ne çaresizliğimi ne de yalnızlığımı anlatıyordu yüzüm. İşte o kişi olmuştum. Müstakbel iyi aile gelini. Öte yandan onu da merak ediyordum. Serseri, işe yaramaz ama kocam olacak o adamı. Aslında dinlemiyormuş, hatta hiç umurunda değilmiş gibi yaparak ama kulaklarımı da dört açarak Zehra'dan kocamı dinliyordum. Zehra'da eline tarak alıp hem saçımı düzeltiyor hem de anlatıyordu.

    "Bak kızım. Kocanın adı Caner dediğim gibi  serseri zamparanın teki. Yani tam anlamıyla senin tipin."

"Hadi be oradan! Ben ilişkilerde sadakate inanıyorum ve sevgiliminde sadık olmasını isterim."

"Bebeğim ikimizde biliyoruz ki nerede işe yaramaz biri var onunla çıkıyorsun."

"Onların işe yaramaz olduğunu nereden bilebilirdim ki?" Her ne kadar Zehra'ya bağırsam da haklıydı. İlk aşkım Zühtü'den son sevgilim Gürkan'a kadar hepsi beni ya terk etmiş ya aldatmıştı. "Orospu çocukları...." diye kendimin duyabileceği bir ses tonusunda konuştum.

"Efendim canım." diyen Zehra'ya "seni dinliyorum hayatım" dedim.

"Her neyse. Caner'in babası Ali Bey, kuralcı diktatör. Annesi Zeynep Hanım bildiğim kadarıyla normal bir kadınmış. Bildiğin Ayşe Teyze modeli." dedi. Ben gülümseyerek:

   "Tek sorun Caner yani." dedi. Zeynep:

   "Evet ama onun da hakkından anca sen gelirsin." dedi ve "hah! Şimdi bitti." dedi. Saçımın son kusurlarını da hallederek. İşimiz bitince salona gidip damat tarafını beklemeye başladık. Kız isteme töreni Zehra'nın evinde olacaktı. Çünkü benim artık bir evim kalmamıştı.

   Bir saat daha bekledikten sonra damat tarafı zili çaldı. İçeri önce Ali bey girdi. Onun arkasından eşi Zeynep hanım ve en son Caner girdi. Caner'i görünce kalbim yerinden çıkacakmış gibi atmaya başladı. Caner uzun boyluydu,  sarı saçları ve insanı delirtecek siyah derin gözleri vardı. Ben onun çok yakışıklı olduğunu düşünüp onun ve evliliğimizi gelinliğimi balayı gecemizi bebeklerimizi çocuklarımızın mezuniyetine kadar hayallere dalsam da, O benim  suratıma bile bakmadı. Buraya zorla getirilmiş biri gibiydi. Yani sanırım evlenmek için çok hevesli olmadığını anlayabiliyordum ama insan azcık da olsa, hani şöyle burnunun ucuyla da bakmaz mı!

Tüm sinirimi içime atıp hafifçe gülümseyerek "hoşgeldiniz" dedim.

     Ali Bey, Zehra'nın babasıyla el sıkıştı. Bugün kız tarafı olarak Zehra'nın babası vardı yanımda. Nedim Amca babamın arkadaşıydı ve yalanda oldukça iyiydi. Sonuçta babam gibi bir adamın arkadaşıydı(!) Herkes sırayla el sıkıştıktan sonra gözüme giren, yani uzatılan (!) öptüm. Sanırım kaynana her yerde aynıydı ama keşke gelmeden önce sarımsağa dokunmasaydı. Kısmet işte.

Ali Bey beni oğlundan çok süzdükten sonra başını hafifçe salladı. Bu kayın pederden "evet" i aldım demekti sanırım. Hemen onunda eline sarılıp öptüm ve sıra Caner'e gelince "tekrar hoşgeldiniz." dedim gülümseyerek ama Caner selam bile vermedi, geçti onun için gösterilen yere oturdu. Bu duruma bozulsam da kalbim hala yerinden çıkacak gibi  hissediyordum. Hele oturduğunda gerilen gömleğinden "ben burdayım" diyen kadları... Onu görmek bile heyecanlanmama yetiyordu.