özür dilerim...

15.9K 874 61
                                    

ECE'DEN...

. Başımdaki belalar artık üç değil dört olmuştu. Gürkan Caner ve Hüsnü çocuğa dalacak gibi bakıyorlardı. Caner; "Ne diyorsun oğlum sen?" diye üzerine yürümeye başladı. Canerin her ne kadar kavga etmeyi bilmediğini bilsemde bu çocuk hala bir çocuktu yani dövme oranı yüksekti. Hemen araya girdim.

. "Caner sakin ol! O daha çocuk." dedim ve Hüsnü'yle Gürkana bakıp "sizde" dedim. Çocuğu arkama almıştım ama o durmadı beni hafifçe ittirdi. "Bırak gelsinler Ece! Hiçbirinden korkmuyorum!" Allah'ım ya! Tabi çocuğa aşırı doz Hüsnü verince böyle oluyor. "Saçmalama! Bunlar seni çiğ çiğ yer. Bütün kaburgaların kırılmadan önce sussan iyi olacak." Yüzü kızardı. Sanırım sinirden.

. "Umrumda bile değil! Senin için gerekirse ölürüm. Ece sen anlamıyorsun ama ben seni seviyorum. Şu bir haftada her rüyamda seni görüyorum" Caner'in siniri gözünden okunuyordu.

. "Bak ya! Nasıl da masum masum rüyamda görüyorum diyor. Biz o rüyalarda ne görüldüğünü iyi biliriz. Hadsiz!" Caner'e ters bir bakış attım.

. "Tabi Caner Bey siz bu konularda ustasınızdır. Zaten aklın bir belden altına çalışıyor!"

. "Evet canım bir tek oraya çalışıyor. Çalışmalarıma da seninle devam etmeyi düşünüyorum."

. "Sana şimdi buradan bir koyarım..."

. "Konuşmalarına dikkat etmelisin hayatım malum yanımızda çocuklar var." İğneleyici sözünü üstüne alınmış olan Akın "ben çocuk değilim!" diye çocukça bir atarlandı.

. İyice sinirlenmiştim. Bu kadar çocukla nasıl uğraşacaktım. Bir değil iki değil üç değil dört tane yani... Çantamı masadan aldım muhteşem üçlüye dönüp:

. "Yeter artık ben çok sıkıldım. Gidiyorum ve siz üçlüden herhangi biri bu çocuğa dokunacak olursa sizi keserim ve bu konuda ne kadar ciddi olduğumu anlamışsınızdır umarım." Sonra Akın'a dönüp, bak sakın bunlara bulaşma. Hepsi seni dövecek durumda dedim ve peşimden sakın geleyim demeyin anladınız mı hiçbiriniz! diye bağırıp gittim.

. Dışarı çıkıp derin derin nefes aldım sonra bir taksiye atlayıp evime gittim. İçinde henüz birşey yoktu ama olsun. Orası benim evimdi ve beni şu an mesut edecek tek yer orasıydı.

. Anahtarları çevirip içeri girdim. Henüz bazı tamirat işleri vardı ve badanası bitmemişti. Elime yerdeki fırçalardan birini aldım ve duvarı boyamaya başladım. Nerdeyse bir duvarı bitirmiştim ki kapı çaldı. Gidip açtığımda da onunla karşılaştım Caner.

. "Ah hadi ama ben hiç birinizi görmek istemiyorum demedim mi? Ne işin var senin burada?"

. "Önce bir merhaba deseydin sonrada hoşgeldin."

"Merhaba Caner ve hiç hoş gelmedin." deyip kapıyı kapatıyordum ki eliyle engel oldu. İkimizde kaıyı ittiriyorduk. O bacağını içeri soktu sonrada vücudunu kapıyla kiriş arasına sıkıştırdı."Caner git bak seninle uğraşamayacağım şimdi!"

. "Bak birşey yapmayacağım sadece konuşacağım!"

. "Bak bir de birşey yapmayacağım diyor! Sen bana ne yapabilirsin ki acaba? Hah! Ne yapabilirsin ki?"

. "Ece! Ece! Kolum sıkıştı! Kolum sıkıştı!"

. "Çık o zaman Caner!"

. "Çekilsen gireceğim ama!"

. "Diğer taraftan çık sende! Of Caner git! Git ya git! Hayır bu günde içine ayı mı kaçtı senin? Benim şimdiye seni kapı dışarı edip tekmeyi de vurmam lazımdı ama..."

İYİ AİLE Gelini (!) ...Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin