İYİ AİLE Gelini (!) ...

kefil...

Ece'den...

Caner, Hüsnü ve Gürkan adama daldığında yaptığın tek şey kapıyı örtüp çıkmaktı. Yine de üçüne de kızgındım. Onlar yüzünden işlerim hiç yolunda gitmiyordu. Ne vardı oraya gelecek. Üçü birden peşimde dolaşmasa adam böyle bir şey demeye cürret edemezdi.

Kapıyı çıktığımda Zehra'yı aradım.

"Alo."

"Alo, Zehra."

"Ece nasılsın?"

"Hiç iyi değilim Zehra hemde hiç iyi değilim!"

"Ne oldu? İstediğin gibi bir ev bulamadın mı?"

"Hayır Zehra bulamadım! Zaten şu üç dingil peşimdeyken nasıl bulabilirim ki?"

"Niye ne oldu ki?"

"Ya ben ev bakıyodum işte. Bir sapık emlakçıya rastladım. Adam ayaküstü sulandı işte. Bide bu muhteşem üçlü geldi. Adam bu kadar adam peşinde nasıl birisin ayağı yaptı bana. Bizimkiler de daldı buna."

"Daldılar derken, hangisi?"

"Üçü de."

"Oha! Enişteler revançta desene."

"Ya enişteler deyip durmasana!"

"Ne kızıyorsun kızım. Millet bir taneyi bulamıyor sen ayaküstü üç tane buluyorsun. Valla haksızlık."

"Ya Zehra senin şarteller koptu gene."

"Hahahah! Tamam bak benim mesaim bitiyor yarım saate kadar. Bir yerlerde oturup konuşalım."

"Tamam her zamanki yerde buluşruruz."

"Tamam canım hadi." Telefonu kapattıktan sonra minibüs durağına doğru... Bir dakika ya! Ben niye minibüse biniyorum, niye dolmuş köşelerinde dolanıyorum? Tabi zenginliği zengin karılığını öğrenemeden boşanınca böyle oluyor ama yok arkadaş. Ben minibüse binmicem. O öküz eski kocamın paralarını evliyken yiyememiş olabilirim ama şimdi yiyeceğim. Boru mu her ay ödeyecek o nafakayı.

Kendi kendimi gaza getirip bir taksi çevirdim ve sözleştiğimiz yani Zehra'yla öğrencilikten beri gittiğimiz cafeye gittim. Genelde 15 ile 25 yaş arası müşterileri olan bir cafeydi. Okul birttikten sonrada iş çıkışlarında Zehra'yla takılırdık. Zehra ful time dedikoduculuk, görücülük ve kankalık, dert ortaklığı yapar ama geri kalan zamanında da part time tezgahtarlık yapardı.

Yarım saat dolduktan sonra yanıma geldi. Yanağından öptüm. "Naber canım." "Nasıl olsun bebek. İş güç işte. Bugünde bizim cadaloz sevgilisiyle mi kavga etti neyse elini üzerimizden çekmedi. Köle İsaura gibi çalıştırdı yeminle. Ha bire ona buna sardı. Şunu yap bunu yap diye emir verdi durdu. Ay inan o kadar daraldım ki bir ara şunun sevgilisine gitsem 'aranızda ne problem var bilmiyorum ama sen bu karıyı sikmeyince o bizi sikiyor. Sabahtan akşama kadar anamızı ağlatıyor. Lütfen Allah rızası için bizim için şu karıyı sik.' diyecektim ama sonra vazgeçtim."

"Ahahhah! dur kız ne diyorsunn sen? İşinden mi olmak istiyorsun sen?"

"Valla bebeğim benimde peşimde seninki gibi üç ensesi kalın cebi dolu olan olsa, gözü mü kırpmam bırakırım ama. Lan Ece, acaba bende senin gibi bir adam bulup iki ay sonra boşasam mı?"

"Lan salak salak konuşup sinirimi arttırma. Keyfimden mi boşadım ben adamı?"

"Ben boşarım. Valla ben keyfimden boşarım."

"Lan sus deli deli konuşma." Bu arada garson yanımıza geldi. Bizden sipariş istediği zaman, "Zehra istediğini söyle bebeğim benden, yani Caner'densin. Eski eniştenin parasını harcamaktan çekinme sakın." dedim. Bizikisi de durur mu bindirdi. Ne kadar pahalı tatlı varsa bindirdi. Acımadı.