hoşlanmaya başladım...

22K 1.3K 35
                                    

Merhaba arkadaşlar. Öncelikle Soma faciasını duymayan var mı bilmiyorum ama Soma'da ölenlere Allah rahmet eylesin demek istiyorum. Yeni bölümü ise söz verdiğim gibi yayınlıyorum.  

     Caner'den...

     Saate baktım yedi buçuk olmuştu.  Artık çalışmayı bitirmeliydim. Annemleri merak ettim ve onları aradım. 

     "Alo anne."

     "Oğlum."

     "Şey babam nasıl oldu diye soracaktım. Dün sizi arayamadım."

     "E! Ece aradı ya oğlum, senin bir daha aramana ne gerek var."

      "Aradı mı ne zaman?"

      "Dün gece birkaç kez arayıp babanı sordu.  Bziz rahatsız etmek istemediğini ama babanı da merak ettiğini de söyledi." Küçük bir şaşkınlık geçiriyordum. Ne ara aramıştı. bundan bana niye bir şey söylememişti.  Annem:

     "Tetkiklerin sonucu çıkmadı daha. Doktor bir şey olmazsa çıkışımızı yapacakmış. Sen ne yaptın, toplantıya hazır mısın?"  Ah! Toplantı.

    "Merak etme anne sevgili gelinin uyumamam ve çalışmam için bütün gece başımda bekledi. Yani hazırım."  

    "Caner oğlum o iyi biri biliyorsun değil mi?" Bilmem biliyor muyum? ASlında tek bildiğim onun hakkında hiçbir şey bilmediğim.

    "Anne ben hazırlanmalıyım, şimdi kapatıyorum. Babamla ilgili birşey olursa bana haber verirsin."  

    "Sen merak etme oğlum." Telefonu kapatıp üst kata çıktım. Ilık bir banyo yaptım ve odaya geçip hazırlanmaya başladım. Ece'nin başındaki alarm ötmeye başladı. Telefon öterken "Caner'i uyandır!" yazıyordu. Daha fazla ötmesine izin vermeden kapattım. O bu sesle hafif bir ayılma yaşamıştı ama ses kesilince tekrar uyudu. Baş ucuna geçip oturdum. Saçları çok güzeldi. Siyahla kahverengi arasında ama parlak ve dalgalıydı. Yavaşça okşamaya başladım. Bu haliyle çok masum duruyordu. "Kimsin sen Ece. Melek mi, şeytan mı?"  O dokunuşlarımı hissedip gözlerini açtı. "Caner bende senin yanına gelecektim. Uyumuşsundur." diye. Yarı sayıklıyordu. "Şştt! Tamam sorun yok uyu hadi sen."  O tekrar gözlerini kapattı. Dün gece sabaha kadar benimle beklemişti. Belki bu yüzden biraz ilgiyi hakediyordu.  

     Hazırlanıp dışarı çıktım arabama bindim ve şu toplantıya gittim.  Biz bir lojistik şirketiydik ve bu adamların mallarını yurt dışına taşıyacak olan bizim tırlarımızdı. Tabi anlaşabilirsek.

     Adamlar her ne kadar babamı beklese de oğlu ve şirketin babamdan sonra en yetkili kişisi olarak beni kabul ettiler. Üç saatlik bir toplantının ardından istediğimiz olmuştu.  Anlaşma imzalanmıştı.

     Haberi verrmek için önce hastaneye gittim ama babamın çoktan taburcu olduğunu duyunca eve gittim. Babam evdeydi. "Baba hastaneden çıktığını bana niye haber vermediniz?" diye azarlarcasına sordum. Babam:

    "Sen onu bırak da işi alabildin mi?"

    "Hala cevap alamadım. Bana niye haber vermediniz?"

    "Ben de cevap alamadım. Söylesene lan işi alabildin mi?" 

    "Hala işi düşünüyorsun! Sağlığın hiç önemli değil öyle mi?"

    "Lan! Uzatma da söyle artık aldın mı, alamadın mı?" 

     "Aldım baba!" Bağırarak konuştum.

     "Hah! Ben biliyordum zaten alamayacağını. SAna bu işi emanet eden de kabahat. Ah! Şirket gitti. Bir dakika sen ne dedin? İşi aldım mı?" Evet babam söylenmeyi kesince ne dediğimi anlayabilimişti.

İYİ AİLE Gelini (!) ...Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin