İYİ AİLE Gelini (!) ...

boşanacağımı duymak...

Caner'den...

Ece benim için bilinmez bir kutuydu. Beni sevdiğini sölerken bir sürü yalanlarını yakalamıştım. şimdi ise en büyük yalanını yakalamıştım. Daha ne yalanları var diye düşünürrken bilinmeyen numaradan bir telefon geldi. Bana:

"Karının başı dertte. Onu kurtarmak istiyorsan dediğimiz parayı...." Ah hadi ama yine para mı? Benden aldığı 150 000 yetmemiş miydi? Ben kendimle şavaşırken onun dolandırıcı olmadığına kendimi ikna etmeye çalışırken hem de bütün her şey bunu gösterirken... Yine para isteyen biri ha!

"Ona ne olduğu umrumda değil isterseeniz organlarını çalı, çöp konteynırına atabilirsiniz. Benden beş kuruş çıkmaz!" dedim ve telefonu kapattım. Biraz rahatlamak ve kafa dağıtmak için aslında Gürkan'ın sahip olduğu ve sürekli takıldığımız bara gittim.gittim. Gideceğimi haber vermediğim için orada olup olmadığından emin değildim. Önce biraz içki içtim sonra arka tarafa Gürkan'ın odasının olduğu yere gittim. İçeriden sesler geliyordu. Kpının hafif aralığından izlemeye başladım.

Gürkan, Recep denilen adamın boynuna yapışmıştı. İkisinin ne alakası vardı? Sessizce dinlemeye başladım. "Lan ben sana o parayı tefecilere borcunu öde diye vermedim mi? Parayı ne yaptın lan? Niye ödemedin borcu?"

"Sen, bana o parayı Ece'nin evine gidip gerçekleri söylemem için verdin. Sana borcumu ödeyeceğim demedim. Ayrıca istediğini de yaptım. Kendi kızımın yuvasını bozdum. Ece benim borcum için yaptığı borcu yine benim yüzümden bozuldu. Zaten damat da en az senin kadar aşağılık biriymiş. Bir kere bile dinlemedi." dedi. Gürkan daha sert bir yumruk çaaktıktan "ulan ben seni!" diyerek girişti. Bense duyduklarıma inanamıyordum. Evliliğimi yıkan kişinin Gürkan olduğuna inanamıyordum. Recep denilen adam:

"Özür dilerim... Bak hatalıyım tamam mı? Senden tek isteğim kızımı kurtarman!" Gürkan "ulan, ben seni!" deyip adamın suratına yumruğu çaktı.

"Lan senin yüzünden Ecce'nin başına bir iş gelirse seni gebertirim!" diye tehdit ediyordu. Hırsla içeri daldım "ne demek bu? Ecenin başı dertte mi?" dedim. İçeridekiler bana şaşkınca bakıyordu. Gürkan "Caner sen ne zaman..." Suratına bir tane çaktım. "Evliliğimi yıkan kişinin sen olduğunu öğreninceye kadar buradaydım ve sen ne zamandır bunu planlıyordun?" dedim ama sinirim geçmemişti. Sürekli olarak vuruyordum. Silkelendii o da bana vurmaya başladı. Şu an karım için kavga ediyordum. İki hafta öncesinde buna asla inanmazdım. "O benimdi! En başından beri benim. Seninle sırf babsının borçları için evlendi." Hayır! Bu yalandı. "Ece her zaman bana aşıktı ve bunu çoğu kez söylemişti. O benim karım ve bana aşık! Şimdi söyle! O nerede?"

"Madem karın o zaman karının nerede olduğunu bilmen gerekti. Halbuki sen ona hiçbir zaman inanmadın ve şimdi sana onun nerede olduğğunu söyleyip onun kurtarıcısı olmana izin vermeyeceğim!" dedi. Suratına bir tane daha çaktım ve dışarı çıktım ama asıl sinirimi bozan sözlerinde haklı olmasıydı ve Ece'nin yerini benim değil onun bilmesiydi. Beni arayıp Ece'nin hayatıyla tehdit etmişlerdi ama ben hiçbir şey yapmamıştım. Aaağhh! Sinirle saçlarımı karışttırdım. Daha düne kadaar ayrılmak istediğim kadını şimdi geri istiyordum.

Telefonum çalmaya başlayınca kimin aradığına baktım. Annemdi:

"Alo ne var anne?"

"Oğlum Ece geldi."

"Ece mi? Nerde? Şimdi evde mi?" Ondan ümidimi kaybtmişken.

"Evet oğlum yukarıda eşyalarını topluyor." Eşyalarını mı topluyor...

"Anne ben şimdi geliyorum. Sakın ben gelmeden gitmesine izin vermeyin!" dedim ve arabaya atlayıp eve gittim. Kapıya ısrarlı bir şekilde çalıyordum. Bir yandan da anahtar almadığım için de küfür savuruyordum. Ama kapıyı açan Ece oldu. Elinde bavul vardı. "E... Ece ne... Nereye gidiyorsun?" dedim ama o suratıma bile bakmadı. "Çekil!" diyerek ittirdi. Ama hayır bu sefer onun sözünü dinlemeyecektim. Koölundan tutup kendime çektim. Acıyla inledi. Koluna dikkatli baktığımda bir sargı oolduğunu fark ettim. "Yaralandın mı? Nasıl?" Gözleri ateş saçıyor gibiydi.

"Neden soruyorsun yoksa üzüldün mü? Hani organlarımı bile alıp çöpe atabilirlerdi. Beni şimdi mi umursuyorsun?"

"B... Ben çok özür dilerim ne olduğunu bilmiyordum. Yani Gürkanın oyunu."

"Hah! gürkan... O bile senden daha cesur davrandı be! ama sen.... Beni bir kere dinlemedin bile. Aslında biliyor musun hatalı olan bendim. Ne bekliyordum ki benden boşanmak için çırpınıp duruyordun."

"Öyle değil! Bak başlarda öyleydi ama..."

"Caner!" diyerek sözümü kesti. "Bundan onrasını duymak istemiyorum. İstediğin olacak boşanacağım senden..." dedi. İlk defa boşanacağımı duymak koymuştu bana ve o yanımdan ayrılıp iyah bir arabaya bindi ve gitti

epeydir bölüm yazmıyodum ama şimdi hızlı hızlı yazıyorum. eğer uyumazsam yb gelir birazdan :)