Uyku kaçırma yönetemleri...

22.5K 1.2K 36
                                    

     Caner'en...

     Ece'den bir an kurtulup bara gittim. Evet iddiayı kaybetmiştim bu yüzden başka kadınlar olmayacaktı ama içki de içmeyeceğimi söylemedim. Normalinde pek doğru bir adam olmadığımı biliyorum ama en azından verdiğim sözleri tutan biriyimdir. Bu yüzden başka kadınlarla olmuyordum. Zaten o iddiayı da nasıl kazandıysa, normalinde iyi içen biriyimdir ama... Bu da onunla ilgili bilmediğim şeyler arasında sanırım. 

    Şimdi şu ilerideki dans eden kadını ayarlayıp geceyi de  onunla olmak varken oturmuş  boş boş bakıyorum ve duruma sinirlenip daha fazla  içiyorum. Ah! Yinede yalnız kalabilseydim. Hayatımın trajikomediye çeviren kadın yine burda. Bu kadından kurtuluş yok muydu?  O yanıma geldiğinde:

    "Senin yine neişin var burada? Eğer yine beni kontrole geldiysen merak etme ben verdiğim sözleri tutarım." dedim. O:

    "Caner öyle değil. Baban o hastaneye kaaldırıldı." dedi. Bir an söylediği şeyle dondum kaldım. Eimdeki bardak yere düştü. Onun sertçe bileğini tuttum. 

    "Ne dediğini farkında mısın sen? Bak eğer beni eve götürmek için bir yalan söyliyorsan...." dedim. Sinirle. O:

    Bana inanmalısın yemin ediyorum yalan söylemiyorum Yemekteyken bir anda rahatsızlandı hemen hastaneye kaldırdık. Seni aradım ama ulaşamadım. O yüzden buraya geldim." dedi. Ben cebimden bir miktar parayı çıkartıp bar masasına koydum. Barmene "üatü kalsın." deyip, Ece'nin tekrar elinden tutup hızlıca çıktım. Arabaya bindiğimizde:

   "Hangi hastane?" diye sordum. Ece:

    "Acıbadem bakırköy'deki. Yalvarırım Caner şu arabayı biraz yavaş sürer misin?" dedi. Ben sonra hız saycacına baktım. Neredeyse 150'de gidiyordum. Hayecan ve telaştan ne kadar gittiğimi bile fark etmemiştim. Tek derdim babama yetişmekti. Evet anlaşamayabilirdik ama o benim  babamdı sonuçta ve bizim aramızda kimsenin bilmediği bir sevgi vardı. Dışarı çıkmayan belli olmayan. Hastaneye ulaştığımda hemen danışmaya babamın odasını sordum. 

    "KArdiyo vasküler cerrahi 3. kat odaa beşte kalıyor." dedi. Hemen  odasına gittim. Babam uyanmış gibiydi. Doktorla hastane de kalmamak için inatlaşıyordu. Araya girip:

    "Doktor bey sorun nedir?" dedim. O:

    "Babanız buraya göğüs ağrısıyla gelmişti. KAlbinde bir problem var mı diye tetkikler de bulunduk. Ancak sonuçlar yarın öğlene çıkabilir. Bu süre içerisinde dde gözetim altında kalması gerekiyor. Ancak babanız yarın sabah önemli bir toplantısı olduğu için çıkmak istiyor. Yalnız bu onun için çok tehlikeli. Eğer başka bir kriz geçirir ve müdahale de geç kalınırsa... Biz onu burada kalmaya ikna edemedik belki siz edebilirsiniz. Lütfen. Şimdi ben sizi yalnız bırakayım." dedi ve odadan çıktı. Babamla yalnız kaldığımızda:

    "Burada kalmalısın baba. İşin sağlığından önemli değil." dedim. Babam beni tersleyerek:

    "Hadi be sende! Sen ne anlarsın işten güçten. Ben otuzbeş senemi verdim o işe otuzbeş... Hah! Senin gibi karı kızla dolaşmadım, gece gündüz çalıştım. Gerçi sen bundan ne anlarsın. Şimdi öleceğimi bilsem yine de giderim." dedi. Ben: 

    "Zaten öleceksin farkında mısın?" diye bağırdım. Bana laf atması da kanıma dokunmuştu. Babam:

    "Karışma sen bana. Beni ne zaman düşündün de şimdi de düşüneceksin." dedi. Ben laf söylemeye kalmadan araya Ece girdi. 

    "Lütfen böyle düşünmeyin Caner'de sizin iyiliğinizi istiyor." dedi. Bir dakika bu kadın şimdi beni mi savunmuştu. Bunca zaman aileme beni rezil etmişken. O:

İYİ AİLE Gelini (!) ...Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin