Canerden...
Bu kız gerçekten manyaktı. Önce bana ilişkiye gireceğimiz izlenimi verdi sonrada beni dövmeye başladı. Halbuki barda ne seksi duruyordu. Beni değilde başka birini döverken bundan haz almıştım ama şimdi dayak yiyen ben olunca işler değişiyordu. Bir de özellikle erkekliğime vuruyardu. En son tek elimle oramı kapatıp, diğer elimle ona dur işareti yaptım.
"Yeter artık. İşe yaramaz olmasını istiyorsun herhaldde." dedim. Durdu. Sanırım bu lafım onuda etkilemişti. Tabi ki böyle olmalıydı. Sonuçta onun kocasıydım. Öyle değil mi?
Onun durmasıyla bir nefes aldım sanırım artık beni rahat bırakacak diye düşündüğüm anda suratıma bir yumruk yapıştırdı.
"Ne yapıyorsun?" diye bağırdı. Sanırım kaşım patlamıştı. O daha büyük bir sinirle:
"Orana vurmam başka yerine vurmayacağım anlamına gelmiyor." dedi ve bir tane daha vurmak için yumruk yaptığı elini kaldırdı. Ben ani bir hareketle onun elini tuttum ama bu sefer diz kapağını karnıma geçirdi. Anlamıyorum bu kadın nasıl bu kadar güçlü olabiliyordu.
"Hala anlamıyorum ya! Sen nasıl bir adamsın? Ya biz evleneli iki gün olmadı iki gün? İnsan mısın sen ya? ADam mısın sen?" diye bana bağırıyordu ama sesi o kadar yüksek değildi. Sanırım annemlere duyurmamaya çalışıyordu. Ben:
"Yeter arık! Senden de bu lanet evliliktende çok yakında kurtulacağım." diye isyan ettim ama o bu duruma daha çok sinirlendi ve bana daha sert vurdu. Ben yere düşüp alnımı yatağın sivri kısmına vurdum. Bu onu da edişelendirmişti. Ağzından küçük bir çığık çıktı. Bana yaklaşıp:
"İyi misin?" diye sordu. Ben sinirli bir şekilde alnımı elimi tuttum.Kanamıştı. Başımda zonkluyordu.
"Sence nasıl olabilirim? Hah!" diye bağırdım. Babamın sesini duydum.
"Ne oluyor burada. Bu seste ne?" Sanırım seslerimizi duydu. Sonra annemle babamlar bizim kapıyı tıklattı. Annem:
"Kızım bir sorun mu var?" diye sordu. Bizden ses çıkmayınca annem:
"Kızım içeri gireyim mi?" dedi. Bu sefer Ece hemen telaşa kapıldı. Ben yerde uzandım ayılmaya çalışıyordum. O ise hemen sabahlığını üstüne geçirdi. Bu sayede üstündeki şort ve elbisesi belli olmuyordu ve. annemler. "Girebilirsiniz anne" dedi. Annemle babam içeri girdi. Annem telaşla bana yaklaştı. Şavaştan çıkmış gibiydim.
"Ah oğlum! Ne oldu sana?" diye sordu telaşla. O masum bir surat ifadesi takındı.
"Bi..bilmiyorum anneciğim. Ben tüm gece onu evde bekledim. Gece biraz uyumuştum. Geldiğini duydum ona baktım. Suratını böyle görünce korkudan çıülık attım. Sizi de uyandırdım sanırım. Özür dilerim." dedi. Hah! Yalancı. Annem:
"Ah! Yavrum özür mü olurmuş böyle bir durumda." dedi. Babam kızgın bir şekilde:
"Sarhoş olup geldiği yetmiyormuş gibi birde dayak yiyip gelmiş. Sırada ne var ha!" diye bağırdı. Annem:
"Çocuk bu halde sen neden bahsediyorsun?" diye bağırdı. Babam:
"Bırak sen de kesin hak etmiştir. Söylesene elin karısına kızına mı sarktın yoksa? Lan evinde gül gibi karın varken..." dedi. Ben Ece'ye baktım. Babamın lafına başını salladı. Sanırım herkes bu dayağı yediğimi düşünüyordu. Annem hariç. O:
"Sen ne diyorsun Ali? OĞlunu hiç mi tanımadın?" diye bağırdı. Ben artık sinirlenmiştim. Ece'nin bu evden gitmesini ben sağlayamıyorsam annem sağlardı. Onlara "yeter!" diye bağırdım. "Beni bu hale getiren Ece'nin ta kendisidir." dedim. Herkes susup bana baktı. Annem:
"Oğlum ne diyorsun sen?" dedi. Ben:
"Evet anne doğru söylüyorum. Bu gece sadece biraz iki içmeye gittiydim. Nasıl öğrendi bilmiyorum ama gittiğim yeri öğrenip gelmiş. Beni de bu hale getirende o." dedi. Babam şaşırarak:
"Sen ne diyon lan! Herşey bitti şimdi de karından dayak mı yediğini söylüyorsun?" dedi. Ben itiraz ettim:
"Hayır baba o normal bir kız değil. Sizin tanıdığınız gibi bir iyi aile kızı da değil. Bak bu gece dışarı çıktı. Sırf beni bulmak için bak inanın bana bu sabahlığıda siz geleceksiniz diye giydi. İçinde dışarı çıkarken giydiği kıyafeti var. Bak çıkarsın hemen fark edersiniz." dedim ve onun üzerindeki sabahlığı çıkarmaya çalıştım ama o daha büyük bir inatla çıkarmıyordu. Ben:
"Bak çıkarayım sizde fark edeceksiniz." diye habire çıkarmaya çalışıyordum ama o benden daha çok sıkıyordu. ""Bir çıkarsam. Yani çıkarabilsem. Ya bıraksana şunu!" diye onun tuttuğu sabahlığı açmaya çalışıyordum. ama o inat ediyordu. Sabahlığın bağını ben kendime çekiyordum o kedine çekiyordu. Annemle babam bize bakıyordu. Bizse inatlaşan gözlerle bakışıyorduk. En son o:
"Hayatm. Ne yapmaya çalıştığını bilmiyorum ama babamın yanında sabahlığımı açmaya çalışman sence doğru mu?" dedi.Hayda bunu nasıl akıl edememiştim. Babam bir iki öksürdü.
"Biz annenle yatmaya gidiyoruz sana iyi geceler kızım." dedi Ece'ye ve bana dönüp "sende ne halin carsa gör" dedi ve odadan çıktılar. Ben hala şakın şaşkın bakıyordum. Ece elimdeki sabahlığın bağını kendine çekti.
"Hayatım istersen artık yaranı temizleyelim. Nasılsa annenler gitti." dedi ve banyoya gidip ilk yardım çantasını aldı. Yanıma geldi. Beni de yanına oturttu. Ben sanki bir fino köpeği gibi onun dediğini yapıyordum.
O yüzümdeki yaraları temizlemeye başladı. Halbuki bu yaralar onun izleriydi. Bu kadını anlamıyordum. Beni dövende, açtığı yaraları temizleyende oydu. Ece batikona batırdığı gazlı bezi, benim patlayan kaşımı temizlemek için uzattığında öfkeyle onun elini ittirdim ve Ece'nin elindeki gazlı bez yere düşüp kirlendi. Bu durma sinirlenip bağırdı.
"Sen ne yaptığını sanıyorsun!" dedi. Onun bu çıkışından bir an irkildim ama geri adım atmayacaktım.
"Asıl sen ne yapıyorsun? Önce beni dövüyorsun sonrada yaralarımı siliyorsun!" diye karşılık verdim. Ece bu sefer çatık kaşlarını gevşetti bana tebessüm ederek yeni bir bez hazırladı.
"Ama kocacığım sende o bardaki kadınla beni aldatmaya kalkmayacaktın." dedi ve elindeki bezi patlayan kaşıma sertçe bastırdı. Acıyla inleyip:
"Ağhh!" dedim ve ekledim. "Sen ne yaparsan yap sonunda benim istediğim olacak. Herkes senin gerçek yüzünü görecek ve... Ve ben seni boşayacağım." dedim. Bunu nasıl bir cesaretle söyledğimi kendim de bilmiyordum. Bu kadın kızdığında çok tehlikeli oabiliyordu ama Ece bana birşey yapmadı. Tekrar gülümseyerek ve elindeki bezi daha sertçe bastırarak:
"İddiaya var mısın kocacığım? Bence ben kazanacağım ve sen iyi aile erkeği olacaksın..." dedi. Ben:
"Varım" diye atladım. "Bundan önce iki kez boşandım ve yine boşanacağım. Bu evden göz yaşları içinde ayrılacaksın." dedim. O:
"Yanılıyorsun kocacığım. Ben kazanacağım ve sen iyi aile erkeği olacaksın." dedi. Ben:
"Bunun hayalini kurmalısın bnce çünkü gerçek olmayacak." dedim restleşerek. O:
"O zaman oyun başlasın." dedi.Ben:
"Oyun başlasın." dedim. O:
"Ha bu arada sevgili kocacığım. HAni demiştin ya boşanıncaya kadar ancak kendini kullandırtmış olursun diye. BEn çok düşündüm. Beni sevmeyen bir adamın eğlencesi olamam. Bu yüzden. artık bana dokunmanı yasaklıyorum." dedi. Ben umursamaz bir tavırla:
"Hah! Kendini fazla önemsiyorsun karıcığım. Bu dünya da senden başka kadınlar da var." dedim. Onun kaşları çatıldı. Sanırım benim başka kadınlarla olmam cidden sinirini bozuyurdu. Bu haline gülemeden edemedim. O:
"Beni aldatabileceğini sanıyorsun ama kocacığım inan bana buna müsade etmeyeceğim." dedi. Ben alaylı bir şekilde "buna nasıl engel olacaksın?" dedim. O:
"Göreceksin kocacığım." dedi. Ben:
"Göreceğiz." dedim.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
İYİ AİLE Gelini (!) ...
RomantizmKocasına ilk görüşte aşık olan bir kadın. Her zaman boşanmayı düşleyen çapkın bir adam. Ama karısı herkesin gözünde mükemmel bir eş. Anlayışlı, sabırlı iyi kalpli, iyi bir ev hanımı, güzel bir kadın. STOP! Bazı şeyler yanlış. Öncelikle sevgili ge...