Bu gün o gündü. Kontratımı imzaladığım gün. Artık bir dükkanım ve birde evim vardı. Artık bende iş sahibiydim. İmzayı attığım an gidip hemen boya aldım yeni evimin duvarları için. Elimde boya kovaları fırçalarla dolu poşet evime gidiyordum. Zehra da bana yardım ediyordu. Yolda kavga olduğunu gördüm. Durup baktığımda bir kaç liseli çocuğun başka bir liseli çocuğu dövdüğünü gördüm. Derhal müdahale ettim. "Hey ne oluyor burada!" Çocukları ayırmaya çalıştım. Ayrımayacak gibi olduğunda asi gence bir yumruk çaktım. Çocuk burnundan akan kanı elinin tersiyle silip bana yöneldi. "Sen de kimsin be! Ne karışıyorsun işimize?" "Yakışıyor mu lan böyle bire üç dalmak! Ne suçu varda böyle davranıyorsunuz?" Çocuk silkindikten sonra bana ters ters bakıp üzerime gelmeye başladı. "Sana ne be kadın!"
. "Kadın mı? Sen ablan yaşındakilere kadın mı diyorsun?"
. "Hayır işime karışanlara diyorum. Şimdi sana söylüyorum, gitmek için üç saniyen var!"
. "Ne yapıp yapmayacağımı bir ergenden öğrenecek değilim."
. "Ergen ha! Saymaktan vazgeçtim." Deyip üzerime gelmeye başladı ve saçımı tutmak için bir hareket yaptığında engelledim kolunu ters çevirip acıyla kıvranmasını izledim. "Neymiş ablaymış değil mi?" Bu sefer diğer ikisi üzerime geldi. Mecburen elimdekini bıraktım ve diğer ikisiyle uğraştım. Havada uçuşan yumruklardan sonra galip belliydi. Ergenler kaçarak giderken arkalarından bağırdım. "Bir daha sizi burada görmeyeyim!"
. Onları kovduktan arkada ilk dayak yiyen çocuğa döndüm. Fena benzetmişlerdi. "İyi misin?" "Hayır" inleyerek ses çıkardı. Çantamdan bir selpak çıkardım ve çocuğun kanayan kaşına bastırdı. Hafifte olsa inledi. "Dayan biraz kanamayı durdurur." dedim."Böyle olmayacak bir eczaneye gidelim." dedim. O, gerek yok diye karşılık verdi. "Yine de böyle yerde olmaz, yürüyebilir misin? İleride dükkanım var oraya gidelim." "Hı hı." Ayağa kalktı. Sol omzuma yaslandı, torbaların birkaçını sağ elime aldım bazılarını da Zehra'ya yükledim. Dükkana vardığımızda elimdeki torbaları bıraktım. Çocuk "e burası bomboş" dedi. "Ben dolu olduğunu söylememiştim." dedim. O yere oturup "yere oturmayalım deyince, yani burada da yerde oturuyorumda." dedi. Ben Zehra'ya dönüp eczaneden pamuk, tentirdiyot almasını söyledim. O da sağolsun hemen kabul etti. "Ayy tabi tabi giderim. Zavallı çocuğun suratına bak gören üzerinden kamyon geçmiş zanneder" demeyi de ihmal etmedi. "Sağ ol ya" ben değil zavallı ergenciğimiz dedi. O gittikten sonra çocukla dertleştik. "E anlat bakalım neden dövdüler seni?"
. "Nedeni yok."
. "Nasıl yok? İnsan nedensiz dayak yer mi?"
. "Ya onların birine sataşması için nedene ihtiyacı yok. Birini seçerler ve ona dünyayı zehredene kadar bulaşırlar." Sanırım arkadaş itiraf edemese de ezikti. Durum anlaşılmıştı.
. "Aslında ben de böyle olmak istemiyorum ama onlara karşı koyamıyorum. Yeterince güçlü değilim ve birde..." "Birde ne?" "Arzu var bizim sınıfta çok havalı hep onun yanında dövüyorlar." Netleşti, kıza aşık.
. "Adın ne?"
. "Akın."
. "Şimdi Akıncığım benimde adım Ece ve sana anlatmak istediğim bazı şeyler var. Öncelikle birini dövmek güçle değil konsantrasyonla ilgilidir. İnan bunu bir teakwando ustası diyor ve sende bence yeterince güçlüsün." Çocuk omuz silkti. "Yine de onlar gibi olamam. Onlar ne kadar havalı ve bütün kızlar onların peşinde." Bütün kızlar dediği Arzuydu sanırım. Çocukla muhabbetimizi muhteşem üçlü bozdu. Üçü bir anda kapıdan girmeye çalışınca sığamadı mallar.
. "Sizin yine ne işiniz var?" Gürkan:
. "Aa! Ayıp oluyor Ece'ciğim seni bu zor zamanlarda yalnız bırakacak değiliz ya, yardıma geldik." dedi. Hüsnü de:
. "Ee sonuçta Kanbersiz düğün..." Sözünü tamamlayamadan araya Caner girdi. "Canersiz Ece olmaz." Piç smile eklemeyi unutmadı.
. "Canerrr!"
. "Aşkımm"
. "Göstereceğim ben şimdi sana aşkımı." Dedim ve el çırptım. "Hey hey! Muhteşem üçlü buraya bakın. Bana yardım etmek istiyorsanız şu çocuğa yardımcı olarak başlayabilirsiniz." Başlarını çocuğa çevirdiler. Hüsnü, hayırdır mevzu mu var? Çocuğu dövenlere ceza verilecekse.. " sözünü kestim. "Hayır hayır öyle değil. Siz uzman olduğunuz konularda çocuğa ders vereceksiniz. Tabi o da isterse..." Sorumu Akın'a yönelttim. "Ama hangi konularda" diye sorduğunda, açıklamaya başladım. "Eğer istersen Gürkan abin sana içki içme konusunda yardımcı olacak, çünkü bir erkek iyi içer ve Hüsnü abin sana kavga etmeyi öğretecek, Caner abin ise..." "Eee?" Şu an eski kocamı ateşe atıyordum ama. "Sana kızlar konusunda yardımcı olacak." Çocuk başını sağladı ve tam bir haftalık maratonu başladı.
. Bir haftalık maratonunda Hüsnüden birçok kez dayak yedi ama sonunda kendini savunmayı öğrendi. Bir çok kez sarhoş oldu kustu, sonra tekrar sarhoş oldu tekrar kustu ve içmeyi biraz da olsa öğrendi ama kızlar konusunda...
. Caner onu bu işi öğretmek için bu işin merkezine bara götürdü.
. "Akın'cığım bak önce gözüne bir kız kestirmelisin. Bak ben şuradaki kızı kendime kestirdim mesela."
. "Kendine kestirdin... Caner ben hala buradayım farkındasın değil mi?" Bana döndü.
. "Aşkım bu sadece uygulamalı bir ders yoksa seni seviyorum biliyorsun." Gürkan ve Husnü aynı anda "bizde buradayız." dedi.
. Caner kızla göz teması kurdu eline kadeh alıp yanına gitti ve üç dakikalık konuşmadan sonra dudak temasına girdiler. Ben nasıl atladığımı bilmiyorum saniyelik bir fırlama anlık kavrayış ve sonuç. En son hatırladığım kadının kahverengi saçlarının elimde olduğu ve Caner yanak derisinden bazı parçaların tırnaklarımın arasında olduğuydu.
. Neticede bir haftalık sürecin sonunda bu gün Akın'ın sınav günüydü. Muhteşem üçlü ben ve Akın, şu döven çocukların ve tabi ki Arzunun bulunduğu bara gittik ve sınav başladı. Akın onun bara havalı üç adamla birlikte geldi. Tüm gözler üzerimizdeydi. Kendimize uygun bir masa seçtik. Av avucumuza düşmüş gibiydi. Arzular bize bakıyordu. Hepimiz içki söylemiştik. Akın içkileri birer birer yuvarlıyordu. Sonunda kız bize bakmaya başladığında Akın göz teması kurdu. Biraz sonra bizim masaya doğru geldi. 18 yaşında birine göre cürretkardı.
. "Merhaba Akın."
. "Merhaba" tekrar bir votka yuvarladı.
. "Abilerinle mi geldin?"
. "Abiler evet sayılır." Kız elini Akının sırtına dayadığında Akın tepkisizdi ama diğerleri değil. Diğer çocuklar uyandı. Bizim masaya yanaştı. "N'oluyor lan!" Diye Akın'a yumruk salladı. Akın bir an sarsıldı ama kendine gelip yanağındaki kanı elinin tersiyle sildi. Sonra ani bir yumruk sallayıp şu meşhur çocuğa daldı. Çocuk sendeledi sonra ise kesin bir kavga başladı. Hüsnünün dersleri işe yaramıştı. Birbirlerine yumruk savururken çocuk "Arzu'dan uzak dur lan!" diye bağırdı. Kazanan Akın'dı.
. "Arzuyla işim yok lan!" Evet bu sözden sonra hepimizde bir anlamayan mal ifade oluşmuş 'hı?" demiştik. Salaklığımıza Caner son verdi. "Oğlum sen bu derslere bu kız için katlanmıyor muydun?" "Başta öyleydi ama... Ece ben... Ben senden hoşlanmaya başladım." İkinci bir mallık dalgasından sonra. Caner "ne diyorsun lan sen?" Dedi. Gürkan:
. "Koynumuzda yılan mı besledik biz?" Hüsnü:
. "Dalarım lan ben bu velede" dedi ama atarlı ergenimiz durmadı.
. "Hiçbirinizden korkmuyorum Ece ben seni seviyorum." dedi. Harika şimdi başımda üç değil dört bela vardı...
. MERHABA BEN GELDİM VE MİLLET HARİKASINIZ VOTELER FALAN SUPER(!) EVET ARKADAŞLAR ŞU ANDAN İTİBAREN FİNALE İKİ BÖLÜM KALDI VE CİDDEN BU SEFER KESİN FİNAL YAPICAM. ÇÜNKÜ VOTE VERMEYE FENA HALDE ÜŞENİYORSUNUZ OKUNMADA DÜŞÜYOR. DAHA FAZLA UZATMAYA GEREK YOK. BİRDE UFAK BİR SPOİLLER FİNALDE DÜĞÜN OLACAK HEMDE EN KOMİĞİNDEN AMA DAMAT SÜRPRİZ. NEYSE ÖPTÜM BEN KAÇAR:)
ŞİMDİ OKUDUĞUN
İYİ AİLE Gelini (!) ...
RomanceKocasına ilk görüşte aşık olan bir kadın. Her zaman boşanmayı düşleyen çapkın bir adam. Ama karısı herkesin gözünde mükemmel bir eş. Anlayışlı, sabırlı iyi kalpli, iyi bir ev hanımı, güzel bir kadın. STOP! Bazı şeyler yanlış. Öncelikle sevgili ge...