" Ah sana bir sarılsam şimdi, kırılsa yalnızlığımın kemikleri. "
Özdemir Asaf
Boran
Gece eve geç dönmüştüm. Cenaze için gelenleri eve yolcu ettikten sonra da annemleri eve bıraktık Doruk ile.
Doruk benim kuzenim. Yani amcamın oğlu. Ama bana her zaman bir kardeşten farksız olmuştur.Biraz uçarı aklı beş karış havada bir tiptir. Ben ne kadar sakinsem o da o kadar hareketlidir. Benimle uğraşmak adamın en büyük hobileri arasinda. Fakat yine de severim Doruk'u. Kötü gün dostudur. Hilal'e bahsettiğim ofisimde birlikte çalışırız.
Hilal'den ona bahsettim. Her şeyi olduğu gibi anlattım. Hiç bir şeyi mı saklamam ondan.
Anlattıklarımı bitirince babannemin acısını unutmuş katıla katıla gülüyordu.
--Ne gülüyorsun lan çok mu komik?
Sinirlenmeye başlamıştım.
--Komik tabi oğlum. Manyak mısın sen ? Resmen kız kaçırmış bu yaşta
Bildiğin bayağı eğleniyordu şu an benimle.
-- Ne kaçırması Doruk saçmalama. Kız kendi isteği ile geldi.
--Kandırmışsın kızı. Onu napıcaz peki sevgili kuzenim.
--Tamam lan orasını karıştırma. Bakicam bir hal çaresine.
--Yazık kıza acıdım doğrusu. Nereden sana rastlamış o koca Altınoluk'da. Kız sana güvenip gelmiş. Sakın kıza arkanı dönme Boran.
Dün gece bana çaresizce sarılışından sonra onu öylece bırakamazdım. Belli ki bana güveniyordu ki yanımda gelmişti.
--Kafam allak bullak Doruk. Sabah bir şeyler düşüneceğim. Ama ne yapacağım bilmiyorum.
--Tamam ben gidiyorum sabah sana gelicem. Hilal'i merak ettim doğrusu.
Gözlerimi devirdim bu merakı konusunda. Normal bir kızdı işte neyini merka ediyorsa.
Dediğim gibi eve vardığımda saat geç olmuştu. Hilal koltuğun üzerinde üstünü bile değişmeden uyuyakalmıştı. Sessiz olmaya çalıştım ama maalesef başarılı olamadım her zaman ki gibi. Masaya çarpmamla çerçeveyi devirmem bir oldu.
Ağzımdan minik bir küfür savurdum. Hilal yerinde sıçradı birden.
--Hilal benim korkma. Çerçeve devrildi sadece.
--Ne zaman geldin ? .
--Az önce geldim. Sen neden orada uyudun? Ben dedim ya sana üzerini değiş rahat ol. Bir şey yedin mi ?
Gözlerini ovuşturarak cevap verdi,
-- Yok yemedim. Uyuyakalmışım.
Güzeldi kıpkırmızı olmuştu. Benden sonra yine ağlamış belli ki. İçimde belli belirsiz bir acıma hissi uyandı.
--Hadi kalk burada uyuma. Benim yatağıma yat. Çarşafları yeni değişti Fatma Hanım.
--Seni yerinden ettim,dedi mahçupca.
