Kırdın Zaten

548 41 54
                                    

"Kalbimde bir kıpırtı hissettim. Sanki bahçende çok güzel bir kelebek bulmuşsun da üç saniye içinde uçup gideceğini biliyormuş gibi."

                                   Yitik Kalpler İstasyonu


Doruk

     O gün yaklaşık 15 dk ne onlar ne de ben yerden kalkamadık. Gelen geçen bize bakıyordu ama umursamıyorduk. Tek yaptığımız şey gülmekti. En sonunda Boran kendini toparladı, önce kendi kalktı sonra da düşürmeden Hilal'i kaldırdı.

     Boran farkında değildi ama Hilal'e değer veriyordu. Çünkü epeydir hayatına bir kadın almamıştı. Şimdi de Hilal'i sırf babanneme göstermek için getirdiğini söylüyordu fakat bilinçaltında Hilal'i beğenmişti. Bunu gözlerinden anlıyordum.

    Ben hiç Boran gibi olamadım o konularda. Sevmesem de bir kadını hayatıma sokardım ve bundan çekinmezdim. Ama Boran bırak hayatına sokmayı yanına bile yaklaştırmazdı sevmediği birini.

    Hilal de içten içe Boran'ı beğeniyordu bence. Hem beğenmese bu evlilik işine kalkışamazdı. Beni tek kaygılandıran şey Boran'ın eski asabi hallerine dönüp Hilal'i üzmesi. O zaman onu toparlamak yine bana düşerdi.

    Yemek bir süre sessiz geçti. Yemeğimin sonuna gelmiştim ki bir kaç masa ötede Zeynep'i gördüm. O da bana bakınca yanına gelirim birazdan anlamında el salladım. Aslında pek sevmezdim Zeynep'i ama bizim sakar çiftin biraz başbaşa kalmaya ihtiyacı vardı bence.

    Diğer masaya el salladığımı görünce Boran sırıttı,

--Doruk hayırdır yine kim ile flörtleşiyorsun ? Bari bizim yanımızda yapma.

--Ne flörtü be okuldan Zeynep'i gördüm de bir on dakikalığına yanına gideceğim.

--Hey iyi bari kurtuluyoruz senden desene.

--Çok özletmem sevgili kuzenim merak etme.

    Hilal'e bir göz attım ama bizi dinlemiyor gibiydi. Uzaklara dalmış yemeği ile oynuyordu. Elimi gözlerinin önüne getirerek salladım.

--Oo Hilal nerelere daldın? Düğünü düşünüyorsun değil mi ? Ah siz kadınlar !

    Hilal kendini toparladı.

--Yok Doruk ne düğünü?  Düğün filan istemiyorum. Sadece nikah yeter.

    Boran'a çevirdim kafamı,

--Ohoo ne yani ben şimdi oynayamacak mıyım ? Bir tane kuzenim var .

--Oynadıklarına say Doruk ,dedi Boran.

     Umarım eskileri açmaz diye geçirdim içimden o an. Hilal incinebilirdi. O kırılsın istemiyordum. Sakin ,güleç ve tatlı bir kızdı. Şimdiden sevmeye başlamıştım Hilal'i. İleride daha çok seveceğim gibi geliyordu.

-- İyi be naparsaniz yapın ben de Zeynepciğimin yanına gidiyorum,dedim yalandan trip atarak.

Boran

    Aman iyi Doruk biraz giderdi de biz de kafamızı dinlerdik. Doruk gidince Hilal bana bakmaya başladı. Sanki bir şey söyleyecek de söyleyeceği şeyden birden vazgeçiyor gibi bir hali vardı. En sonunda ben dayanamadım  ve sessizliği bozdum,

--Hilal bir şey mi söyleyeceksin ? Söyle çekinme.

--Ya evet aslında bir şey var ama sormaya çekiniyorum. Bir yanım sanane Hilal diyor diğer yanım ise bir kaç gün sonra evleneceksin bilmeye hakkın var diyor.

    Kurduğu cümleler bende merak uyandırmaya yetmişti. Ne soracaktı?

--Elbette sor çekinme ,lütfen .

--Fatma Hanım geçen gün temizliğe geldiğinde seninle ilgili ,yani geçmişinde olup bitenlerle ilgili bir şey anlatacaktı ama kapı çaldı ve siz geldiniz o yüzden yarım kaldı.

--Fatma Hanım çok olmaya başladı. Şimdi de mahremi mi konuşmaya başladı ?

--Onun bir suçu yok ben istedim anlatmasını. Bilmeye hakkım var diye düşündüm..

--Yanlış düşünmüşsün Hilal bilmeye hakkın yok.

     Sinirlenmeye baslamıştım. Şimdi eskileri açarsam hem o hem de ben üzülecektim. Yüzüne baktım önce bir yutkundu sonra devam etti.

--Boran ama bir kaç gün sonra karı-koca olacağız.

--Tamam Hilal daha fazla gelme üstüme yoksa kalbini kırarım..

--Kırdın zaten,dedi. Sesi fısıltı gibi çıkmıştı..

   O an eskiden olduğu gibi her şeyi yakıp yıkma isteği geliyordu içimden. Daha fazla dayanamadım.

--Ben gidiyorum Hilal. Sen Doruk ile gelirsin..

     Bir şey söylemesine müsade etmeden  masadan kalkıp gittim.

Hilal

     İnanamıyordum beni öylece bırakıp gitmişti. İki gün sonra evleneceğim adam beni öylece bırakıp gitmişti. Kuvvetli bir ağlama isteği geliyordu. Ama kendimi tutuyordum.

   O arada Doruk yanıma geldi..

--Hilal noldu ? Boran nerede ?

--Bilmiyorum ona geçmişinde ne oldu diye sordum o da beni öylece bırakıp gitti.

--Ah be Hilal keşke hiç açmasaydın o konuyu. Neyse hadi gel bana gidelim ben her şeyi anlatırım sana.

   İçten bir şekilde sarıldı bana. Sonra da ona gitmek üzere masadan kalktık.

Bölüm sonu.

Okuduğunuz için teşekkürler 🍀

  

SAKARHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin