En Güzel Miras

530 34 60
                                    


"Akıllı insan kendisine zarar verecek sevgiyi istemez."

                         İskender Pala/ Şah ve Sultan

Vasiyetname

       Canım torunum Boran,

  Eğer sen bu mektubu aldıysan ben çoktan hakkın rahmetine kavuşmuşum demektir.

     Miras denilince insanların aklına genelde para, arsa ,ev gibi elle tutup gözle görebileceğimiz şeyler geliyor maalesef.
    Fakat bence en güzel miras çocuklara bırakılan iyi huydur. Ben, sana da Doruk'a da her zaman bunu bırakmaya gayret ettim. Yaşadığım sürece de gördüm ki muvaffak olmuşum.

    Son yıllarda çok zor günler geçirdin biliyorum. Doruk'un sana destek olması çok hoşuma gitti. Her zaman iki kuzenden çok iki kardeş gibi oldunuz. Hep böyle devam etmenizi istiyorum. Ve senden ricam geçirdiğin kötü günlerin ardında kalanları toparla. Sakın kimseye sırt çevirme. Altın gibi bir kalbin var biliyorum. O kalbin körelmesine izin verme. En kısa zamanda kendini topla.Tüm olanları o arkanda kalana yükleme. Sana yakışan bu değil .Bu konuyu bir daha düşün Boran .

     Bu arada iyi huy miras bıraktım diye sizlere birer ev bırakmayacak da değilim.
Sarıyer'de ki evimi sana bırakıyorum. Biz dedenle orada yaşadık. Çok mutlu günlerimiz  oldu. Umarım sen de eşinle o evde güzel anılar biriktirirsiniz. Hemen yanındaki ev de Doruk'un. Birbirinize destek olun..

             Seni çok seven babannen..

Boran

      Mektup bittiğinde ben hala kağıda bakıyordum. Doruk gelip yanıma oturdu.

--Boran ne yazmış babannem ? Konuşsana oğlum !

    Ona oturup yazılanları anlatacak değildim. Kağıdı direk ona uzattım. Doruk yazılanları okuduktan sonra sırtıma vurdu,

--İşte bizim babannemiz Boran ,dedi.

   Yüzüne baktım gözleri dolmuştu. Sonra vakit kaybetmeden eski Doruk oldu,

--Toparlan Boran komşu olduk ! O evleri biliyorum çok güzeller.

    Hemen başlamıştı boş konuşmaya.

--Tamam Doruk abartma. Şimdi mesele ev değil.

--Ya neymiş? ,dedi Doruk gözlerini açarak. Sonra da kollarını bağdaş yaparak devam etti.

--Valla ben çok mutlu oldum. Canım babannem alem kadındı. Böyle bir sürpiz bekliyordum ondan.

  Aslında ben de bekliyordum ama yine de şaşırmıştım.

    Miras konusu  kapanınca, Hilal ve ben amcamlardan çıktık. Yolda giderken bir yandan da babannemin yazdıklarını düşünüyordum. Kimseye sırt çevirme. Zaten birine sırt çevirmiştim daha önce ve bu aklıma gelince etimden et kopuyordu sanki.

   En azından Hilal yanımda kalabilirdi. Zaten kimseyi sevip evlenemeyecektim. O yüzden ha Hilal ha başkası ne fark ederdi ki !

Hilal'e döndüm . Dalgın bir şekilde dışarıyı izliyordu. Ne düşünüyordu acaba?

--Hilal yarın nikah işlemlerine başlayalım, dedim damdan düşercesine..

   Aniden bana döndü. Gözlerinden belli belirsiz bir kaygı geçti. Sonra kaygıyı yok etti ve güçlü bir şekilde ,

--Tamam başlayalım. Sence birbirimizi bir gün sever miyiz Boran ?

--Bilmiyorum Hilal. İnan ki bilmiyorum

    Umutsuzluk vaadeden  sözlerim Hilal'in canını sıkmıştı anlaşılan. Fakat "evet bir gün seni her şeyden çok severim "diyen boş laflar da etmem çok mantıklı değildi. Ne olacağını ,hayatın bize neler göstereceğini bilemezdik..

Hilal

      Boran beni hiç sevmiyordu. Bunu gözlerinden anlıyordum. Evet ben de onu sevmiyordum ama çaresizce onda saplanıp kalmıştım. Eve geri dönmek istemiyordum. Ayrı eve de çıkamıyordum. Param vardı ama cesaretim yoktu açıkçası. Daha önce hiç tek kalmamıştım. Karanlık ve yalnız beni ürkütüyordu.

     Şu an beni avutan tek şey bir gün mutlu olmamızdı..

     O akşam eve girdik, yorulmuştum. Ben onun yatağına o da koltuğa gitmişti yine.
    Peki evlenince ne olacaktı ? Boran benimle yatmak ister miydi ? Ben buna hazır mıydım ?  Off korkuyordum .

    Sabah Boran evden çıkarken temizliğe Fatma Hanım'ın geleceğini söylemişti. Her ne kadar ben yaparım zaten evdeyim desem de dinlemedi.

  Öğleden sonra Fatma Hanım gelmişti. Kısa boylu , esmer, tombul ve orta yaşlı bir kadındı. Sevimli bir hali vardı. Kapıyı ben açinca şaşırdı ,

--Hoşgeldiniz Fatma Hanım'dı değil mi?

--Evet o benim de siz kimsiniz ?

     Uzaylı görmüş gibi bakıyordu bana. Kendimi ne diye tanıtayım diye düşündüm bir süre.

--Ee şey Boran'ın eşi olacağım yakında ,dedim. Söyleyebileceğim en kestirme  şey buydu sanırım.

--Amanın Boran Bey'in eşi mi ? Görüyon mu 2 hafta uğramadım neler olmuş ? ,dedi dizlerine vurarak.

--Çok ani oldu ,dedim ellerimle oynayarak.

--Kusura bakma kızım  ben ilk defa Boran Bey'in evinde bir kadın görüyorum da o yüzden bu kadar şaşırdım. Yani evde kadın bile görmemişken evleneceğiz deyiverince ...

      Daha önce hiç kadın gelmemiş miydi ? Nedense içimde belli belirsiz bir ferahlama ve mutluluk oluştu.

--Sahi mi ?

--Sahi ya ! Senin ismin neydi güzel kızım ?

--Hilal

--Hayırlı olsun Hilal Hanım kızım. Boran Bey biraz sert durur ama çok iyi kalpli ve kibar biridir.

       Ya öyle miydi gerçekten ? Evleneceğim adamı başkalarından duyarak öğrenmeye çalışıyordum.

   Bir süre evin işlerine baktı Fatma Hanım. Arada da benimle muhabbet ediyordu. Evden çıkacağı zaman yine Boran'dan bahsetmeye başladı ,

-- Çok acılar çekti Boran Bey çok !  Bu iyi günleri

--Nasıl acılar ? ,dedim büyük bir merakla

--Aa bilmiyor musunuz  Hilal Hanım ?

     Dürüst olacaktım , bilmiyorum deyip öğrenecektim. Çünkü buna hakkım vardı .

-- Yeni tanıştığımız için anlatmadı sanırım ?

--Nasıl desem ki ? Bu ev eskiden böyle miydi ? Ah ah !

   Kadın tam anlatacaktı ki zil çaldı. Gelen Boran ve Doruk'tu.

Bölüm sonu

Okuduğunuz için teşekkürler 🍀

SAKARHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin