Doruk
Yataktan zıpladığım gibi kendimi odanın dışına attım. Ses Güneş'in odasından geliyordu. Kapısının oraya gelince kapısını çaldım,
--Güneş iyi misin?
İçeriden ağlama sesi geliyordu. Dayanamayıp kapıyı açıp içeri girdim. Güneş yatağın kenarına sinmiş ağlıyordu. Beni görünce ayaklandı..
--Hele şükür geldin Doruk ! Birini gördüm mutfağa doğru gitti.
--Emin misin Güneş ?
--Evet ,diyordu. Ama ben Güneş 'e bu konuda pek güvenmiyordum..
Çünkü doğuda görev yaptığı zamanlarda çok yalnız kalmıştı. Oralarda çok çatışma olduğu için gece hep silah sesleriyle uyanırmış. Boran anlatmıştı. Psikolojik tedavi bile görmüş İstanbul'a gelmeden.
O yüzden onu teskin etmek için,--Tamam sen burada bekle. Ben bakıp geleceğim
--Olmaz Doruk ben de geleyim. Birlikte yakalarız.
Hey Allahım diyerek mutfağa ilerledim. Güneş'te arkamdan geliyordu. Bir eli de tişörtümden tutmuştu.
Mutfağa gelince her yere baktık.--Bak gördün mı Güneş kimse yok . Hadi yatağına bir de uyu..
--Ya Doruk gördüm diyorum. Anlasana!
--Ooff Güneş off
--Offlama seni uyandırmasam evi soyacaklardı.
Kolundan tuttum.
--Hadi yatağa
Zorla söylene söylene yatağa girdi. Öyle korkmuştu ki ağlayacak kıvamdaydı.
--Doruk lütfen çok korkuyorum. Napıcam ben bu odada .
--Güneş birlikte baktık kimse yok. Hadi uyumaya çalış. Işık açık kalsın .
Ağlamaya başlamıştı. Çocukluğundan beri ağlamasına dayanamazdım.
--Güneş lütfen ! ,dedim sesim teskin ediciydi.
Dizlerini karnına çekmiş hıçkıra hıçkıra ağlıyordu. Sarılmak istedim bir an ama sonra vazgeçtim..Tam üstünü örttüm çıkacaktım ki Güneş arkama bakarak çığlık attı.
--Doooooruuuukk!
Arkamı döndüğümde elinde kafama vurmaya çalışan bir adamla karşılaştım.
Hilal
Aşağıdaki işlerimi bitirince yukarı yanlarına çıktım hala uyuyorlardı. Ben de onları uyandırmadan bir pike ve yastık alıp çıkıyordum ki Elif gözlerini açtı. O boncuk mavisi gülümsemesinden attı bana..
--Hiyay abla !
--Efendim balım
--Çen neyeye gidiyosun ?
--Ee aşağıya gidiyorum orada uyuyacağım fıstığım hadi sen sarıl babana uyumaya devam et.
--Olmas ben çana da sarılcam .
--Ama Elifcim..
--Lütfen ,diye yalvaran bakışlar atınca dayanamadım ve ben de diğer yanına yattım..
Elif ikimizin arasında kalmıştı..Elinin birini benim çenemden diğerini de Boran'ın çenesinden geçirmişti. Huzurluca kapadı gözlerini..
Gece bir ara uyanınca Boran'ın kalkmış olduğunu gördüm. Balkonun ışığı açıktı. Elif'in kolundan ayrılıp yanına gittim. Sigara içiyordu. Geldiğimi görünce sıcacık gülümsedi.
--Sen de mi uyandın ?
--Evet hava çok sıcak uyku tutmadı.
--Hilal ?
--Efendim Boran.
--Ben çok teşekkür ederim. Kimsenin cesaret edemediğini, hatta benim bile cesaret edemediğini yaptın. Hem de kızacağımı bile bile.. Benim mutlu olmam için beni gözden çıkardın. Çünkü beni tanımışsın. Bu kadar kısa sürede. ..
--Bazen birilerini tanımak için uzun uzun konuşmaya gerek olmaz Boran. Seni gözlemlemem yeterli oldu.
--Zeki bir kadınsın. İyi ki o gün o bisikletle sana çarpmışım
-- Ama o gün çok canım yanmıştı ,dedim dudağımı yalandan bükerek..
Gelip yanıma oturdu. Çok yakın oturuyorduk. Elini saçlarıma attım..Usul usul okşadı. Gözleri dudaklarıma kayıyordu. Yine lanet yanaklarım ne kadar heyecanladığımı ele vermişti.. Kalbim ağzımda atarken dudağı yavaşça dudağıma değiyordu ki Elif içeriden gözlerini ovuşturarak geldi..
--Baba neden kayktınız yanımdan?
--Kızım sıcak oldu o yüzden kalktık.Gel bakayım yanıma ,dedi Boran bana göz kırparak.
Bölüm sonu
Okuduğunuz için teşekkürler 🍀