“Ölüleri taşımak kolay değil; hele öldüğünü fark etmeden, diri diye birini yıllar yılı gönlünde taşımak…Pis iş…”
Altı Ay Bir Güz
Hilal
Doruk'un eve varana kadar Boran defalarca aradı beni. Ama hiç birini açmadım. Sonra Doruk'u aradı.
Boran arayınca Doruk dönüp bana baktı,
--Doruk lütfen açma . Ben onunla konuşmak istemiyorum.
--Tamam konuşma ama en azından yanımda olduğunu bilsin. Merak eder
-- O beni merak etmez. Çok merak etse öylece bırakıp gitmezdi. Hem niye arıyor ki çocuk muyum ben?
--Boran'ı hiç tanımıyorsun Hilal
--Bunun suçlusu ben değilim. Kendisi bana kendini tanıtmak için çaba harcamadı.
Doruk bana. "sen de haklısın" dercesine baktı.
Eve vardığımızda balkona geçtik. Doruk birer kahve yaptı bize. Bir de sigara yaktı ve anlatmaya başladı,
--Hilal, Boran aslında iyi biri. Yaşadığı şeylerin ağırlığı onu bu hale getirdi. Bilirsin işte herkesin bir hikayesi vardır. Boran'ın ki fazla dokunaklı..
Bundan 4 yıl önce Boran Ayla diye biriyle evliydi. Birbirlerini çok seviyorlardı. Ben birbirini öyle seven iki insana daha rastlamadım . Açıkçası ben pek sevmezdim Ayla'yı. Fakat Boran'a bir şey demezdim. Biliyorsun Boran da biraz sakar bir insan ama Ayla onun sanki en çok bu yönünü seviyordu. Bir kere bile kavga ettiklerini görmedim. Bir yıl sonra da bir kızları oldu. Ama görsen bir tatlı aynı Boran'ın küçüklüğü.
Her şey o kadar yolundaydı ki o güne kadar.
Ayla işi sebebiyle çok seyahat ederdi. O gün de İzmir'e giden uçağa bindiği sırada kalp krizi geçirmiş. Hastaneye getirdiklerinde hepimiz oraya koştuk. İşin garip tarafı Ayla'nın liseden Mehmet adında yakın bir arkadaşı da oradaydı .Boran hiç sevmezdi onu. Ayla'ya görüşmemesini söylemişti. Ayla da hiç itiraz etmeden kabul etmişti. Hastaneye vardığımızda Boran zaten üzüntüden ne yaptığını bilmez bir tavırla Mehmet'e senin ne işin var burada diye laflar etti. Mehmet de Boran'a dönüp uçakta birlikteydik, beraber gidecektik. "Seyahat için değil benimle birlikte olmak için İzmir'e gidiyordu" dedi. Hepimiz neye uğradığımızı şaşırdık. Tabi feci bir kavga çıktı . Boran Mehmet'i bir güzel dövdü orada..İki saat sonra da Ayla'nın ölüm haberi geldi. Boran yıkılmıştı. Karısı öldü ona mı üzülsün, Mehmet'in dediklerine mi bilemedi.
Ben duyduklarıma inanamadım. Her şeyden öte Boran'ın bir kızı mı vardı ?
--Kızına ne oldu peki?
Kızı şimdi 3 yaşında. Boran o günden sonra Elif'in yüzüne hiç bakmadı. Elif de benden değildir diye kafasında kurdu oynadı. Anneannesi ve dedesiyle birlikte yaşıyor. Ben arada sırada gidiyorum ilgileniyorum ama babası gibi olmaz tabi.
Doruk öyle şeyler söylemişti ki nefes alamıyordum artık. Boran'ın yaşadığı şeyler çok ağırdı.
--Peki kafasında şüpheleri varsa neden DNA testi yaptırmadı?
--Bunu ben de çok söyledim ona ama reddetti. Bence sonuçtan korkuyor. Kızı çıkmazsa bir kere daha yıkılmaktan korkuyor.
Doruk sigarasını söndürüp bana baktı ,
--Şimdi iyi düşün Hilal , hala Boran ile evlenmek istiyor musun ?
Tam konuşacaktım ki kapı çaldı. Birlikte kapıya yöneldik. Kapı açılınca karşımızda Boran vardı.
Bölüm sonu.
Okuduğunuz için teşekkürler 🍁