Bölüm ▪ 38

4.1K 123 21
                                    

★ Düzenlendi.

★ Sail ✱ Awolnation

Gözlerimi araladığımda hala babamın çalışma odasındaydım. En son annemle Direnç'in kavga ettiğini ve babamın kucağımda yattığını hatırlıyordum. Elimi dudağımın üzerine kapatıp esnememi engelledikten sonra üstüme örtülen ceketi de alarak ayağa kalktım. Kapının aralık olduğunu görünce ben uyurken babamın çıktığını fark ettim ve elimde ki ceketi koltuğun üzerine bırakıp aralık olan kapıdan çıktım. İçeriden herhangi bir ses gelmezken adımlarımı aşağı ki kata inen merdivenlere yöneltip odamda ki banyoya girdim. Aynadan şişmiş gözlerime ve darmadağın olmuş saçıma acınası bir bakış atıp soğuk suyla yüzümü yıkadım. El yordamıyla hızlıca saçlarıma şekil verip odama geçtim. Üstümdeki kıyafetleri değiştirip cüzdanımdan bir miktar parayı cebime sıkıştırdıktan sonra çalışanlardan bana bir taksi çağırmalarını isteyip evden dışarı çıktım. Beş altı dakikalık bir beklemenin ardından gelen taksiye binip Umut'u almak için Kerem'in evinin adresini verdim. Bugün işe gitmeyecek ya da babamı sıkboğaz etmeyecek sadece oğlumla vakit geçirecektim. Ailevi durumlar yeterince beni boğmuştu zaten. Daha fazla düşünmeyi kendime yasaklayarak camdan dışarıyı izlemeye koyuldum.

Havanın sıcaklığı ve bir türlü bitmek bilmeyen trafiğin verdiği iç bunaltıcı yolculuğun ardından Kerem'in evine kalan az bir mesafeyi de takside geçiremeyeceğimi bildiğimden parayı verip kalan yolu da hızlı adımlarla tamamladım.

Bir hafta öncesinde kütüphanenin kafeteryasında Çınar Bey'le konuştuktan sonra verdiği bazı kararlar vardı. Ve bu kararların arasından en önemlisi de Kerem adam akıllı bir adım atmadan onu göz ardı edecekti. Gerçekten de bu kararını uygulamış bir haftadan beri onunla ne görüşmüş ne de konuşmuştu. Verdiği kararın ardından tekrar onunla karşılaşacak olmak kendisini fazlasıyla zorluyordu bunun farkındaydı. Bu durumu Kerem'in fark etmemesi için kapının önünde bir süre kendini sakinleştirip ondan sonra kapıyı tıkladı. Parmaklarını birbirine kenetlediği sırada kapı açıldı. Zeynep karşısında Arzu Hanım'ı görmeyi beklemiyordu zaten beklemediği de çoktan yüzüne yansımıştı. Aklına en son buradayken Arzu Hanım'la konuştukları gelince karşısında duran bu kadına kötü davranmaması gerektiğini kendine hatırlatıp, gülümsedi.

"Zeynep? Bu ne güzel sürpriz!"

"Merhaba Arzu Hanım."

Kadının hanım lafını duyunca kaşlarını çatsa da Zeynep görmezden geldi. Kendini böyle daha rahat hissediyordu.

"İçeri gelsene?"

"Ben Umut'u almaya gelmiştim, rahatsızlık vermek istemiyorum."

"Sana ulaşacaklarını söylemişlerdi ama unuttular herhalde Kerem'le Umut Cem ve Ada'nın evine kahvaltıya gittiler. İstersen içeri gel burada bekle fakat ne zaman geleceklerini bilmiyorum."

"Gerek yok Arzu Hanım. Ben Ada'lara giderim. İyi günler."

Arzu Hanım'dan evin adresini aldım. Ana yola çıkıp boş geçen bir taksiyi durdurup yeniden sıkıcı bir yolculuğa başladım. Taksi ormanlık alanın içinde bulunan iki katlı beyaz evin önünde durunca parasını ödedikten sonra eve doğru yürümeye başladım. Şehrin gürültüsünden uzak çok güzel bir yer seçmişlerdi. Ormanın kokusunu içime son bir kez çekip zile bastım. Kapıyı evde çalıştığını düşündüğüm bir kadın açtı.

"Hoş geldiniz."

"Ada ve Cem evde mi?"

Kadın gülümseyerek beni içeri aldıktan sonra bahçeye kadar eşlik etti. Aralık olan cam kapıdan dışarı çıkarken kulağıma gülüşme sesleri dolmuştu bile. Bahçenin ortasındaki büyük masa da bütün arkadaşlarım oturup gülüşüyordu. Biraz ilerde ki küçük masa da ise çocuklar oturmuş yemeklerini yiyordu. Beni ilk fark eden Ada olmuştu. Oturduğu yerden kalkıp koşarak yanıma gelip kollarını boynuma dolarken masadaki diğer herkeste konuşmalarına ara verip bize döndüler. Kollarımı kısa bir süre içinde olsa Ada'ya doladım, geri çekildiğimde yüzündeki gülümsemesi genişlemişti. Bir şey demeden yanımdan ayrılıp içeri girerken masadakilere başımla selam verip oğlumun yanına adımlarımı yönelttiğim sırada bu sefer de Kerem kalkıp önüme geçti. Kirli sakalları yüz hatlarını belirginleştirirken uzayan saçlarının arasına parmaklarını sokup gözüne gelmemesi için geriye attıktan sonra gülümsedi ve o anda bedenim titredi. Yaptığı hareketler aldığım kararları yerle bir ederken sinirlerim gerildi. Kendi içimde bir savaş verip bazı kararlar alıyordum ve düşünmek istemediğim birkaç sinir bozucu nedenden dolayı kendimle ters düşüyordum. Keremden uzaklaşmak istediğim sürece ona çekiliyordum ve bunun daha yeni farkına varıyordum. Derin bir nefes alıp Kerem'in yanından geçmek istediğim sırada bileğime dolanan eliyle durmak zorunda kaldım. Yüzüne bakmak istemediğim için gözlerimi kirli sakallarına diktim. Kerem'de fazlasıyla çekici durduğu yetmezmiş gibi insanda dokunma istediği uyandırıyordu. Bunları düşünmemem gerektiğini bir kez daha kendime hatırlattım. Soğuk eli çenemi kavrarken geri çekilmeye çalıştım fakat tutuşu sertleşti. Kaşlarım hızla çatılırken bir kez daha kendimi geri çekmeye çalıştım. Bu girişimim tekrar başarısız olurken çenemdeki eli sayesinde yüzümü yüzüne kenetlemişti. Gözlerimi kaçırmak aklımdan geçse de masadaki herkesin sessizliğinden bizi izlediklerini anlamıştım ve bu durumun daha fazla sürmemesi gerektiğinin de farkındaydım. Bu yüzden uslu durup gözlerimi Kerem'den kaçırmadım.

UMUTHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin