UMUT

Bölüm ▪ 57

Düzenlendi/2018.

★ G-Eazy & Kehlani ✱ Good Life.

Kerem biz hazırlanana kadar biraz daha uyuklarken Umut okul için hazırlanıyordu. Bende erken kalkıp hazırlandığım için Umut'un çantasını kapının girişine koyup bahçede kahvaltısını yapan babama katıldım. Dün gece geç saatlerde Direnç çıkmıştı ve hala eve gelmemişti. Annemin cenazesinden sonra bizi daha fazla üzmemek için kendini toparlasa da dün akşam ki hareketleri beni korkutmuştu çünkü Direnç hiç iyi gözükmüyordu. Ve şuan nerede olduğunu hiçbirimiz bilmiyorduk.

Kerem Umut'la birlikte bahçeye gelirken Umut koşarak kahvaltı etmek için yanıma oturmuştu. Kerem babamın yanına oturup sabah olmasını umursamadan dün bahsettiği çizimler hakkında kafasına takılan birkaç detayı sormaya başlamıştı. Babam Kerem'in sorularını bıkmadan cevaplarken biz de kahvaltımızı etmiştik.

Hep birlikte evden çıktığımızda Kerem ve Umut çalan şarkıya eşlik ederlerken bense Direnç'e ulaşmaya çalışıyordum. Birkaç aramanın ardından telefon açılmayınca kafasını topladığı zaman bana geri dönmesiyle alakalı uyarı dolu mesajlar atıp Umut'u okuluna bıraktıktan sonra bende şirkette indim.

Sedef Hanım'la birlikte biriken işleri hallederken zaman hızlı geçmişti. Bir ara babamla konuşmuş ve Umut'u aldığını ve akşam saatlerinde bağış gecesinde tanışma fırsatı bulduğum Mete Kızıltoprak'ın evinde yakın çevresine verdiği yemeğe Umut'la birlikte katılacağını söylemişti. Bir sakıncası olmadığını söylerken işlerime geri dönmüştüm. Odadan çıkarken telefonum çalmıştı. Arayan Ada'ydı ve ben dün ona geri dönmeyi unutmuştum.

"Hadi seni aşağıda bekliyoruz."

Bir şey dememe fırsat tanımadan telefonu yüzüme kapatırken Kerem'e kızlarla birlikte olacağımı bildiren bir mesaj atıp telefonumu çantama attım. Şirketten çıktığımda Ada Badel'in arabasının camından aşağı sarkmış deli gibi el sallıyordu. Gülerek yanlarına giderken kızlarda Ada'yı arabaya geri sokmaya çabalıyorlardı. Yolun geri kalanında Ada bize buldukları bebek isimlerinden bahsederek seçmesine yardımcı olmamızı istemişti.

Badel arabayı otoparka park ederken bizde sahil kenarındaki rezerve ettikleri masaya geçip oturduk. Hepimiz siparişimizi verdiğimizde Ada bir kez daha siparişini değiştirirken artık garsonun baygınlık geçirmesine neden olacaktı. Nil olaya el koyarken garson siparişleri tamamlamanın rahatlığıyla adeta masanın yanından koşarak uzaklaştı.

"Bizimkiler ne yaptı acaba?"

"İnanç akşam bir şeyler içmeye gideriz diyordu, öyle yapmışlardır büyük ihtimalle."

"Haberim yoktu. Kerem bir şey demedi."

"Cem de bir şey demedi bana. Son anda mı karar verdiler? Neden haber vermedi ki bana?"

"Unutmuştur ya zaten bende işten çıkmadan önce arayıp söyledim sizle buluşacağımı, İnanç'ta bizde erkek erkeğe plan yaparız demişti. O yüzden haber verememişlerdir."

Nil Ada'nın boş yere endişelenmesine engel olurken Badel derin bir nefes verdi. Bu ara hamilelikten dolayı Ada'nın neye nasıl tepki vereceğini kestiremiyorduk. Küçücük bir olayda bir anda parlayabiliyordu.

"Bu arada Zeynep, Kerem'le konuşabildiniz mi ne zaman başlıyorsunuz?"

"O benim aklımdan çıkmış Ada, kusura bakma ya. Dün bütün gün uyukladım resmen."

"Sorun değil canım. Halledince haber vermeyi unutmayın ama."

Siparişlerimiz yavaş yavaş masaya gelirken Bade'nin bir anda masaya gelmesiyle konuşmamız yarıda kaldı.