Bölüm ▪ 46

3.4K 107 14
                                    

★ Düzenlendi/2018.

★ Ed Sheeran ✱ Perfect.


"Hayata tutundum çünkü hayat senin ellerindi."

Kendime gelmeliydim, bir an önce sakinleşip, diğer insanlar gibi eğlenmeliydim en azından dışarıdan öyle gözükmeliydim. Ama bir türlü az önce olanları düşünmeden edemiyordum.

Bu gerçekten oluyor mu?

Gerçekten elleri ellerimin arasında mı yoksa bu da bir hayalden mi ibaretti. Eskiden de olur olmadık zamanlarda böyle anların içinde bulurdum kendimi. Ama bu seferi diğerlerinden ayıran bir şey daha vardı. Parmaklarımın arasında ki parmaklarının varlığını gerçekten hissedebiliyordum. Hafif terli oluşu, parmaklarının sıkı sıkıya etime gömülmesi. Bu gerçek değil de neydi?

Derin bir nefes alıp kendimi içinde bulunduğumuz ana bıraktım.

"Bu gece kimse senden gözlerini ayıramıyor."

Sesinde hoşnut olmayan bir tını seziyordum ama emin olamadığım için sesimi çıkartmadım sadece omuz silkip önümüzde serili olan manzarayı izledim.

"Gecenin sonunda bizim için bir sürprizim var."

Kollarının arasında dönmek istediğimde bunu görmezden gelip çenesini omzuma yasladı. Nefesi tenimi yalayıp geçerken aklından neler geçtiğini öğrenmek için can atıyordum.

"Ne sürprizi?"

"Görünce beğeneceğinden emin olduğum bir sürpriz."

Başını boynuma gömdüğünde uzun bir süre nefes alışverişlerimizi dinledim. Sakinleştiğimden iyice emin olduktan sonra birlikte içeri girdik. Tam bu sırada babamla göz göze geldik ve yanındakilere beni işaret etti. Kerem'i arkamda bırakırken büyük salonda bir uçtan diğer uca özgüvenli bir şekilde yürüyordum. Babamın gözlerinden gözlerimi alamıyordum çünkü bana gururla bakıyordu, onu bu kadar olayın ardından böylesine mutlu ve huzurlu görmek beni daha da rahatlatıyordu.

Herkesle tek tek el sıkışıp tanışırken isimleri aklımda tutmaya çalışıyordum. Sordukları her bir soruya cevap vermeye çalışırken eskiden bunu babam yaparken onu nasıl hayran hayran izlediğimi düşünmeden edemiyordum ve aradan zaman geçmesinin ardından rolleri değişmiştik sanki. Bu sırada uzaktan hızlı adımlarla yürüyen Bade'yi görüp bir selam vermek için yanına uğramayı aklıma not etmiştim yoksa Bade beni gördüğünde susmayacaktı bundan emindim. Çok fazla etrafa takılı kalamıyordum çünkü konuşmaları takip edip kendimi göstermem gerekiyordu tabii ki de ara da kaçamak bakışlarla Umut ve Direnç'i kontrol ediyordum çünkü Direnç her an birinin peşine takılıp Umut'u yalnız bırakabilirdi, kardeşimi tanıyordum.

Gecede tanıştığım insanların sayısı gitgide artarken ve iyice yorulmuşken Direnç'e baktığımda arkası bana dönük olan bir kızla oldukça uzak bir köşede sinirli sinirli bir konuşma yaptığını gördüm fakat yanlarında Umut yoktu. Kaşlarım çatılırken sakince konuşmamı bitirip herkesten özür dileyerek masadan uzaklaştım. Etrafa göz atarken Umut'u babamla birlikte uçtaki bir masada gülerken bulunca derin bir nefes verdim.

Bu sırada Kerem'in bir anda önümde belirmesiyle bir iki adım geriledim. Bembeyaz dişlerini gözler önüne seren sıcacık bir gülümsemeyle bana bakıyordu. Bu tablo öylesine aşina olduğum ama bir o kadar da uzak zamandan bir görüntü gibiydi ki uzun bir süre öylece baktığımın farkına varamamıştım haliyle Kerem'in de gülüşü yavaş yavaş soluyordu.

"Bir sorun mu var? Ne oldu?"

Yavaşça başımı iki yana sallarken gülümsemeye çalıştım. Sorun yoktu sadece geçmişe takılı kalmamalıydım ve arada bunu kendime hatırlatmam gerekiyordu hepsi buydu. Elimi elinin arasına alırken yavaşça ortadaki boş alana doğru sürüklemeye başladı bedenlerimizi. Birkaç çift göz bize çevrilirken onları umursamamaya çalıştım. Bu gece benim gecemdi, kimse buna engel olamazdı.

UMUTHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin