BÖLÜM:1

14.6K 524 112
                                    

Jennie içtiği şişelerce içkinin verdiği gevezelikle okulda sevmediği tüm kızların dedikodusunu yapıyordu. Bense gecenin bu saatinde bu kadar yağmur yağarken kendimi eve atmanın peşindeydim.

"Hey sana söylüyorum! O sürtük hamile,eminim. Onu geçen sefer soyunma kabinlerinde basketbol takımındaki çocukla gördüm, sarışın olan, neydi...

"Johan." Diye tamamladım onu,çocuğu tanıdığımdan falan değildi. Sadece jennie yaklaşık 3 saattir aynı dedikoduları anlatıyordu. Doğum günümü barda kutlama fikri jennieden çıkmıştı ve kesinlikle mantıklı bir fikir olmadığını şimdi anlıyordum.

Yağmur şiddetini inadına yaparmışçasına arttırdığında içimden küfrettim. Eve gitmeliydim. Anneme 12 den önce evde olacağıma söz vermiştim ve saat gecenin 2 siydi. Üstelik jennie fazlasıyla sarhoştu ve yoldan bizi eve bırakabilecek kimse geçmiyordu.

"Bu sokaklar pek tekin görünmüyor. Eve tek parça olarak gitmek istiyorum Lydia!"

Arkamdan söylenen jennieyi takmadan önümdeki ara sokağa yöneldim kestirmeler güvenli olmayabilirdi ama eve daha hızlı varmamızı sağlardı. Jennie mırıldanmaya devam edince ona dönüp kötü bir bakış attım. Onun bardaki tüm yakışıklı çocuklarla dans etme çabası sonucu bu kadar geç kalmıştık.

"Kaldır o koca kıçını telefonumda bir düzine cevapsız arama var ve annem polislere haber vermeden önce evde olmalıyız."

Yaklaşık 10 dakika kadar yürüdükten sonra arkamdan gelen patırtı sesiyle irkildim ve hızla arkamı döndüm.

"Ah! Şaka yapıyor olmalısın! Jennie... hey jennie! Kalkmalısın!"

Jennie yere bir çuval gibi sızmıştı ve uyanacak gibi durmuyordu. Her şey ancak bu kadar ters gidebilirdi.

Bir anlığına annemi arayıp bizi almasını istemeyi düşündüm fakat jennieyi bu halde görürse ikimizde çok uzun süre ev hapsinde kalırdık.

Taksi bulmalıydık ama gecenin bu saatinde bir taksi bulmak için jennieyi sırtımda taşımam gerekirdi ve bu imkansızdı. Aptal kız. Aptal yakın arkadaşlar.

"Bak ne diyeceğim bayan çılgın yakışıklı çocuk avcısı, seni burda bırakıp eve gidebilirim ya da bir ağacın kenarında usluca oturup bizim için bir taksi bulmamı bekleyebilirsin."

Jennienin bana cevap verecek durumda olmadığını farkettiğimde kendi kendime omuz silkip onu bir ağacın kenarına sürüklemeye başladım.

Telefonumun şarjı oldukça azdı muhtemelen bir arama bile yapamadan kapanırdı. Jennienin telefonu yanında değildi. Uyanırsa veya başına bir şey gelmesi ihtimaline karşı telefonumu onun yanına bıraktım ve bir taksi bulmak üzere yürümeye başladım.

İşlek bir caddede değildik. Tek tük binalar vardı ve hepsi harabe gibi görünüyordu. Yakınlarda bir yerde taksi bulup bulamayacağım konusu ise net değildi. Eğer bulamazsam mecburen annemi arayıp bizi almasını isteyecektim ya da geceyi sokakta geçirirdik ve sabah kalktığımızda anneme jennielerde pijama partisine kaldığımızı söylerdik.

Gerçi buna inanma olasılığı oldukça düşüktü.

Aniden arkamdan gelen kuvvetli korna sesiyle irkildim ve ağzımdan ufak bir çığlık kaçtı.

Yanımda siyah bir jeep durduğunda içerisini görmeye çalıştım fakat camları filmliydi ve içerisi görünmüyordu.

İçimi kaplayan korkuyla bakışlarımı önüme çevirdim ve adımlarımı hızlandırıp arabanın yanından geçtim.

HAVANIN SINIRI: İÇİMDEKİ GÜÇ (YENİ)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin