"Bana ver şunu!" Diye çığlık attım ve yataktan doğrudan Laylanın üstüne doğru atladım.Layla havada uçan beni görünce çığlık atarak kenara kaçmaya çalışsa da başarılı olamadı ve ikimiz birlikte yere yuvarlandık.
Bir yandan elindeki kıyafetimi almaya çalışıyordum ama ufak tefek görüntüsüne rağmen fazlasıyla güçlü olduğu için işim kolay değildi.
"Asla olmaz." Dedi Layla ve beni üstünden fırlatıp koşarak giyinme odama kaçtı.
Bu saçmalığın sebebi tam olarak şuydu;
Oylama yapılalı yaklaşık beş saat kadar olmuştu ve söz verdiğim gibi, Jacques'le kutlama yemeğine gidecektim.
Layla'ya bunun bir randevu değil sadece bir kutlama olduğunu, Jacques'le tamamen arkadaş olduğumu anlatmaya çalışsam da asla kabul etmiyordu.
Ona göre bu tam anlamıyla bir randevuydu ve Jacquesle harika bir çift olacaktık. O yüzden de normal bir pantolon ve yine normal bir tişört giymemem konusunda çok ısrarcıydı.
Beni yarım saat boyunca koşturacak kadar ısrarcı.
Sonunda pes edip yatağımın üstüne oturduğumda Layla elinde bakmaya tenezzül bile etmediğim bir elbiseyle çıktı.
Elindeki elbiseyi suratıma doğru fırlattığında havada yakalayıp kenara koydum ve ona kötü bir bakış attım.
"Nereye gittiğimizi bile bilmiyorum. Elbise giyemem." Dedim.
Layla oflayıp göz devirdi.
"Ben kahvaltıya giderken bile elbise giyiyorum, yani giyeceksin." Dedi ellerini beline koyup.
Yanaklarımı şişirip ona kötü bir bakış attım.
"Senden nefret ediyorum." Dedim kaşlarımı çatarak.
Layla gülüp bana bir öpücük attı.
"Gidip uygun bir ayakkabı bulayım. Sen de elbiseni giy." Dedi ve arkasını dönüp giyinme odama tekrar girdi.
Bakmadan yanıma fırlattığım elbiseyi elime alıp suratımın önüne getirdim.
Bordo renginde tamamen dar ve oldukça ama oldukça kısa bir elbiseydi. Uzun kolluydu ve kadifeydi. Hafif bir göğüs dekoltesi var gibiydi.
Elbise tam anlamıyla, seksiydi. İşte tam da bu yüzden bana uygun değildi.
Layla elinde siyah ince topuklu ayakkabılarla odadan çıktığında hala elbiseyi giymediğimi görüp suratımı buruşturdu.
"Pekala, elbise giyerim ama bu olmaz." Dedim gayet net bir şekilde.
Layla bana tuhaf bir bakış attıktan sonra kollarını önünde birleştirip konuştu.
"Ne pahasına olursa olsun seni o elbiseyi giymeden bu odadan çıkarmam." Dedi Layla.
Oflayıp ellerimle yüzümü sıvazladım.
"Sadece bir dene." Dedi Layla yalvarır gibi.
Elbiseyi elime alıp giyinme odasına girdim ve hızlıca giydikten sonra odadan çıktım.
Layla başını kaldırıp bana baktı. Gözlerindeki gereksiz ışıltıdan anladığım kadarıyla elbise tam da tahmin ettiğim gibi abartıydı.
Aynanın karşısına geçip baktığımda gözlerim irileşti.
Her şeyden önce, elbise o kadar dardı ki tüm vücut hatlarım ortadaydı. Gerçekten güzeldi ama rahat edemeyeceğime son derece emindim.
Diğer yandan ufak sandığım göğüs dekoltesi gayet derindi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
HAVANIN SINIRI: İÇİMDEKİ GÜÇ (YENİ)
Teen FictionKanayan avuçlarıma baktım. Onun için kendi ruhumdan vazgeçeceksem, kolay bir şeçimdi. Zaten onu ilk gördüğüm andan beri ruhumun her bir parçası ona aitti. Ve onun olmayacağı bir hayatta neler eksik kalırdı, neler yarım yaşanırdı bilmiyordum ama e...