Layla şok-mutluluk karışımı bir yüz ifadesiyle bana döndüğünde aynı yüz ifadesinden benim suratımda da olduğundan emindim.Bu nasıl olabiliyordu? Nasıl 7.Sırada olabiliyordum? Üstelik daha hiçbir şeyi kullanmayı bilmiyorken. Bir hata olabilir miydi?
Layla heyecanla konuşmaya başladı.
"Tanrım! Bu gerçek olamaz!"
"Bir hata olmalı Layla."
Layla kafasını iki yana salladı.
"Bu liste yanılmaz Lydia! Üstelik daha bir gün bile eğitim almadan bu sıralamadasın. Tanrım bu gerçekten harika!"
Laylanın kolundan tutup yürümeye başladım.
"Bu Harika değil. Bu saçmalık. Daha güçlerini kullanmayı bilmeyen birisinin bu sırada olması fazlasıyla tuhaf. Bir hata olduğuna eminim."
Layla inatla bir hata olmadığını iddia ettiğinde ondan konuyu kapatmasını istedim.
"Kral Harvey ile görüşme saatin gelmiş."
"Öyleyse gidelim."
Layla ile birlikte toprak Saray'ına doğru yürümeye başladık. Kralın neden benimle görüşmek istediğini anlamasam da bunu 'saphirenin veliahtı' olmama bağladım.
Toprak Saray'ının önüne geldiğimizde burada neden ufak otobüs tarzı şeylerin kullanılmadığını merak ettim. Çünkü aslında çoğu yer birbirine yeterince uzaktı.
Layla Saray'ın kapısının önünde durduğunda bende onunla birlikte durdum.
"Kral seninle yalnız görüşmek istediğini söylemiş." Dedi layla.
Başımı sallayarak tek başıma içeriye girdim.
Sarayın içi tıpkı hava sarayı gibi ultra lükstü ve Harika görünüyordu. Sadece daha çok kahverengi tonu hakimdi ve duvarlardaki işlemeler daha fazlaydı. Hava Saray'ının aksine modern değil klasik bir görünüşe sahipti. Bazı yerlerin kenarları altın işleme gibiydi ve içerisini yağmur yağdıktan sonraki toprak kokusunu anımsatan bir koku sarmıştı. Aynı hava Saray'ında olduğu gibi iki yanda sarmal halinde yükselen merdivenler vardı. Muhtemelen ikisi de aynı yere çıkıyordu. Rastgele olarak sağdakine yöneldim ve etrafı inceleyerek çıkmaya başladım.
Merdivenlerin sonuna ulaştığımda nefes nefese kalmıştım. Bu sarayın merdivenleri kesinlikle hava sarayınınkinden daha uzundu.
Üst kata çıktığımda kafamı kaldırıp etrafa bakındım. Alt katla ortalama olarak aynı dekore edilmişti. Uzun,karanlık bir koridor vardı ve odalar koridor boyunca uzanıyordu. 20 den fazla kapı olmalıydı.
Hava Saray'ına ilk girdiğimde zed in odasını ilk bakışta tanımıştım fakat buradaki kapıların hepsi aynı gibiydi. Bir kralın hele de elementler şehri kralının oda kapısının daha görkemli olması gerekmez miydi?
Omuz silkip koridorda etrafıma bakınarak ilerlemeye başladım. Belki de kral mütevazi olmaya karar vermişti.
Uzun koridorda sessiz adımlarla yürürken bir yandan da bana yardım edebilecek birilerine bakınıyordum ama saray bomboş gibiydi. Tüm kapılar kapalıydı ve hepsini açıp tek tek bakamayacağımdan emindim.Koridorun neredeyse sonuna geldiğimde pufladım. En iyisi geriye dönüp layla ya odanın yerini sormaktı.
Hızla arkamı döndüğümde aniden sert bir şeye çarptım ve korkuyla kendimi geriye çektim. Karşıma baktığımda bir omuzla karşılaştım. Ya da fazla uzun boylu biriyle.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
HAVANIN SINIRI: İÇİMDEKİ GÜÇ (YENİ)
Novela JuvenilKanayan avuçlarıma baktım. Onun için kendi ruhumdan vazgeçeceksem, kolay bir şeçimdi. Zaten onu ilk gördüğüm andan beri ruhumun her bir parçası ona aitti. Ve onun olmayacağı bir hayatta neler eksik kalırdı, neler yarım yaşanırdı bilmiyordum ama e...