BÖLÜM: 13

5.2K 354 81
                                    


Adrian elleri ceplerinde rahatlıkla bana bakıyordu ve benim buraya nasıl girdiği hakkında tek bir fikrim yoktu. Bir an aklıma az önce kapattığım cam geldi. Oraya kadar tırmanmış olamazdı.

Adrian sorum karşısında omuzlarını silkti.

"Camdan girdim."

Bunu öylesine bir rahatlıkla söylemişti ki sanki normal olan camdan girmek gibi hissetmiştim.

"Ne, nasıl?"

Şaşkındım çünkü bir anda kendi odamda karşımda beliren biriyle ilk defa karşılaşıyordum. Eğer Zed onun burada olduğunu öğrenirse onu bu sefer kesinlikle öldürürdü. Adrian'ı görünce çığlık atmıştım ve bunu duymadığını umuyordum.

"Toprağı kullanarak."

Dedi Adrian. Ne yani toprağı sarayın 3.katına kadar yükseltmiş miydi?

Tam burada ne aradığını soracakken kapımın tıklanmasıyla olduğum yerde durdum. Zed dışardan seslendiğinde ne yapacağımı bilemeyerek kapıya doğru koştum. Neyseki Zed kapıyı açmadan tıklatarak konuştu.

"Lydia,sorun ne? Bağırdığını duydum. İçeriye girebilir miyim?"

Adrian'a döndüğümde benim aksime hiç de telaşlı görünmüyordu. Tekrar kapıya dönüp konuştum ama yanlışlıkla kekelemiştim.

"B-ben şey,"

Durup derin bir nefes aldım ve cümlemi toparlayıp tekrar konuştum.

"Sorun yok, sadece bir böcek gördüm."

"Pekala, Layla bir kaç dakikaya burada olur."

Sonunda kapımdan uzaklaşan ayak seslerini duyduğumda derin bir nefes aldım.

Adrian alayla gülüp konuştu.

"Böcek mi? Seni bu kadar mı kızdırdım?"

Aslında sadece aklıma gelen ilk şeyi uydurmuştum ama üstüne alınmak istiyorsa benim için sorun yoktu.

"Neden buradasın?"

Adrian rahatlıkla geçip odanın köşesindeki koltuk takımına oturdu. Altı çamurlu botlarını umursamadan ayaklarını koltuğa uzatıp iyice yayıldı. Beyaz koltuğun ufak bir kısmı çamur olurken sinirlenmemeye çalıştım. Adrian sonunda cevap verdi.

"Bugün olanlar için."

Omuz silktim.

"Sorun değil. Bir şeyim yok zaten."

Söylediğimin üzerine Adrian kırık kolumdaki alçıya bakıp bana 'ciddi misin' bakışı attı.

"Öfke problemim var. Sen bana seslenene kadar seni james sanıyordum. Genelde böyle öfke nöbetleri geçirdiğimde kimsenin sesini duyamıyorum. Seninkini nasıl duyduğumu bilmiyorum."

Tam tahmin ettiğim gibiydi. Öfke nöbeti geçirdiği için o haldeydi.

"Seni bu kadar sinirlendiren neydi?"

Adrian duraksadı. Aniden gözlerinin rengi koyulaştığında bunu hiç hatırlatmamam gerektiğini anladım. Adrian soruma beni geçiştirerek yanıt verdi.

"Hiçbir şey."

"Ne yani öylesine onu öldüresiye dövdün mü?"

Adrian omuz silkti. Umursamazlığın bu kadarı fazlaydı.

"James'i çok mu seviyorsun? Kendini onun için ortaya attın."

Olay james'i sevip sevmemem değildi.

HAVANIN SINIRI: İÇİMDEKİ GÜÇ (YENİ)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin