"Tanrım! Zed, artık duralım! Yalvarırım!"Zed elini karnına koyup kahkaha attı. Muhtemelen saçlarım birbirine girmişti ve yorgunluktan ölecek gibi gözüküyordum. Ders bitmek üzereydi fakat ben çoktan bitmiştim. Dayanamayıp kendimi yere bıraktım ve boyluca uzandım.
Element kullanmak kılıç kullanmak ya da ok atmak gibi değildi. Odaklanmak ve elementi yönlendirmek ciddi anlamda zihinsel güç istiyordu ve 15 dakika içinde başın çatlayacak kadar ağrıyordu. Zed bunun ilk sefer olmasından kaynaklandığını söylemişti.
Sadece başım değil kollarım da ağrıyordu ve kaldıracak halim yoktu. Havayı elimle yönlendirmeye çalışmıştım. Daha iyi kullanmaya başlayınca sadece zihnimle kontrol edebilecektim ama henüz bu kadar iyi değildim.
Zed bugünlük sadece ufak nesneleri havaya kaldırmayı öğretmişti.çoğunda başarmıştım ama zorlanmıştım. Yan tarafta eğitim alan diğer element mensupları ise çok daha büyük şeylerle uğraşıyorlardı. Bir tanesi cam odanın içinde kasırga çıkarmıştı ve kontrol altına alamayınca yardımlarına Zed koşmuştu. Kolaylıkla kasırgayı kontrol altına aldığında bazı kızlar hayranlıkla iç geçirmişlerdi. Kıskanmadım desem yalan olurdu.
Zed elini uzattı ve tuttuğumda ayağa kalkmama yardım etti.
"İlk gün için fena sayılmaz. Saraya dönünce bahçede öğrettiğim şeylere çalışabilirsin. Gerçi daha girmen gereken 3 element dersi daha var. Şimdi bir kaç dakika dinlen ve diğer dersine git."
Bir sonraki dersim ateş elementi dersiydi. Çevreme bakındığımda herkesin dersi bitmişti ve Arena'nın çıkış kapısına doğru yürüyorlardı. Ateş eğitim bölümüne doğru yürürken içimden neden dört elementi birden kullanabildiğim konusunda söylendim. Çünkü yorgunluktan bayılmak üzereydim. Element kullanmak vücudumdaki tüm kemiklerin sızlamasına sebep olmuştu.
Ateş eğitim alanı zemini tuhaf bir şeyle kaplı olan yerdi. Bunun yanmaz zemin olduğunu öğrenmiştim. Ateşin kontrolden çıkmasını önlüyordu.
Ateş elementi eğitmenim Alex adında iri yarı bir adamdı ve sürekli kaşları çatık geziyordu. Diğerlerinin aksine pek güleryüzlü değildi ama iyi bir eğitmendi. Bugün zeminde ufak bir ateş yakmış ve bana onu nasıl hareket ettirebileceğimi,nasıl büyütebileceğimi ve nasıl söndürebileceğimi göstermişti.
Ana elementim olmadığı için hava elementinde olduğu kadar hızlı öğrenememiştim ama alex defalarca göstermişti ve sonunda söylediği şeyleri kolayca yapabilir hale gelmiştim.
Alex bu elementte yeterince ilerlediğimde kendim de ateş oluşturabileceğimi söylemişti. Alandan çıktığımda sağa sola yalpalanıyordum. Bir kaç dakikalığına yere çöktüm ve zonklayan kollarıma baktığımda mini bir şok geçirdim.
Damarlarım sanki dışarıya çıkacakmışçasına kabarmıştı ve bileklerimde morluklar vardı. Sıkıntıyla moraran yerlere dokunduğumda acıyla inledim. Muhtemelen elementleri elimle kontrol ettiğim için bu olmuştu. Çöktüğüm yerde kafamı duvara yaslayıp gözlerimi kapattım ve bir kaç dakika soluklandım. Bir kaç gün içinde bu tempoya alışamazsam muhtemelen yorgunluktan ölürdüm.
Sonraki dersim su elementi eğitimiydi ama ben bayılmak üzereydim. Bir anlığına kalan son gücümle saraya koşup kendimi odama kitledikten sonra ölü taklidi yapmayı düşünsem de Zed beni tıpkı sabah yaptığı gibi zorla buraya tekrar getirirdi.
Puflayıp ayağa kalktım ve kendimi sürükleyerek su eğitim alanına doğru yürümeye başladım.
Su eğitim alanına geldiğimde alanda bulunan havuzun oldukça büyük olduğunu farkettim. Ben havuzun çevresinde yavaşça dolaşırken su elementi eğitmeni alana girdi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
HAVANIN SINIRI: İÇİMDEKİ GÜÇ (YENİ)
TienerfictieKanayan avuçlarıma baktım. Onun için kendi ruhumdan vazgeçeceksem, kolay bir şeçimdi. Zaten onu ilk gördüğüm andan beri ruhumun her bir parçası ona aitti. Ve onun olmayacağı bir hayatta neler eksik kalırdı, neler yarım yaşanırdı bilmiyordum ama e...