Bu hikayenin yazılış amacı bir yarışmaydı. Ancak olmadı ve ben final yaptıktan sonra hikayeyi devam ettirdim. Yani kısa bir aradan sonra devam etti hikaye. Hikaye boyunca okuduklarınız hakkındaki düşüncelerinizi merak edeceğim beni merakta bırakmayın. İyi okumalar...
Hikayeye başlama tarihinizi buraya yazın lütfen...
Bölüm 1
Hayat bazen size bir soru sorar ve şıklar bırakır önünüze. Çoğu zaman ya kalbimizi ya da aklımızı dinleyerek bir şıkkı seçeriz kendimizce. Önemli değildir doğru ya da yanlış şık olması. Çünkü yanlış da olsa doğru da olsa seçim yaparken göz ardı ettiğimiz organımız hala diğer seçeneklerde takılı kalmıştır. Aklınızı dinlediyseniz kalbiniz, kalbinizi dinlediyseniz de aklınız. Bir de vicdanımız var tabi..
Vicdan. Tam olarak hangi oranımızın kontrolünde çalıştığı henüz bilinmese de vicdanını sık sık kullananlar bilirler ki onun sözünün geçtiği yerde akıl ve kalp el pençe divan durur. Sıkıysa durmasınlar çünkü aksi taktirde ceremesini ikisi birden çekeceklerdir.
İşte ben de hayatın bana sunduğu bir soruda, vicdanımın işaretlediği şık sebebiyle tam da şu an burada bulunmaktayım. Nerede miyim?
Özel Bozadalı Üniversitesi girişindeyim. Elimde aslında bana ait olmayan öğrenci kimlik kartını güvenliğin 'G'sinden bile haberi olmayan güvenlik görevlisine uzatıyorum.
Keşke bu denetimi kampus içinde ve dersliklerde de sağlayabilselerdi de benim burada olmama gerek kalmasaydı.
Ah tabi, yine konuya bodoslama daldım öyle değil mi? Filmi biraz geri saralım? Ne kadar geri gidelim çocukluğuma mı? Şaka yapıyorum. Elbette oraya da kısa bir değinecek olsam da şimdilik bir kaç gün geriye gitmek yeterli olacaktır.
O zaman kendimi tanıtarak başlayayım. Ben Derya Duman. Memur anne babanın iki çocuğundan biriyim. Bir de ikizim var Deniz. İkimizin de unisex isimleri olduğunu fark etmişsinizdir. İlerde kafanız karışmasın diye söylüyorum ben kızım o erkek. Buraya kadar anlaşıldıysa asıl konuya geliyorum. Ben hala kast sisteminin uygulandığı bu lanet üniversitede neden bulunuyorum?
Aslında ben sıradan bir devlet üniversitesinde beden eğitimi okuyorum. İkizlerden kız olan olsam bile ikizime göre daha sportif, daha güçlü bir bedene sahibim. Uzun yıllar voleybol oynamam ve kısa bir dönem basketbolla uğraşmış olmam sanırım bunda büyük bir etken. Hiç bir zaman parlak bir öğrenci olmadım maalesef. Bu konuda ailemi gururlandırma görevi Deniz'e aitti. Ben ise ailenin haylaz çocuk kontenjanını dolduruyorum sanırım.
Bu Hindistan özentisi üniversitede okuyan asıl kişi Deniz. Oldukça parlak bir öğrencilik döneminin ardından girdiğimiz sınavda benim tüm eğitim öğretim kariyerim boyunca aldığım puanların toplamı kadar bir puan alarak tam burslu kazanmıştı burayı. Kafanızı sağa sola sallayıp hayallerinizi silkeleyin çünkü benim kardeşim tıp ya da hukuk okumuyor. O benim aksime hayatın ona sorduğu tüm sorulara beynini ve vicdanını hiç sallamadan kalbiyle cevap veren duygusal biri. Bu yüzdendir ki Özel Bozadalı Üniversitesinin konservatuarında sahne sanatları bölümünde okuyor. Çünkü zeki ve çalışkan olduğu kadarıyla yetenekli de biri Deniz. Gözleriniz yaşardı öyle değil mi? Onun da bölümü gereği ve bölümdeki arkadaşları dolayısıyla bolca gözleri yaşarır.
İşte ben de bölümü gereği gözlerinin yaşarmasına her ne kadar saygı duysam da, diğeri için pek saygı duyamadım ve hatta çıldırmanın eşiğindeyken kalktım bu cennet görünümlü cehenneme geldim.
Neymiş efendim benim ailemin göz bebeği, medarı-ı iftiharı, naif prensi ikizim Deniz buradaki arkadaşlarından zorbalık görüyormuş? Neden? Kız gibiymiş, zayıfmış, ilkokul öğrencisi gibiymiş...
ŞİMDİ OKUDUĞUN
GÜZEL DELİKANLI(TAMAMLANDI)
General FictionBu hikaye bir kadının hikayesi değildi. Bu hikaye bir erkeğin hikayesi de değildi. Bu hikaye erkek kılığına giren bir kadının hikayesiydi. Bu hikaye ikiz kardeşi Deniz'in kılığına giren Derya'nın hikayesiydi. Mükemmel planının tek kusuruydu Fırat...