Özür dilerim

14.8K 1.3K 261
                                    

İyi okumalar 🧡

16. BÖLÜM

Gözlerimi diz kapağına daha sıkı bastırdım ve hıçkırdım. Yeşim başımı kaldırmaya çalışınca kollarımı bacaklarıma sardım. Kendime itiraf ettiğim şeyden sonra kimsenin yüzüne bakacak yüzüm kalmamıştı.

"Yapma Derya böyle. Elinde olan bir şey değildi sonuçta. Hem gitme artık o okula. Zaten bir şey yapmıyorlar artık. Ha?" dediğinde başımı kaldırdım ve iki yana salladım.

"Olmaz. Daha son intikamımı almadım." Dedim kesik kesik.

O da onaylamazca başını sallayıp "Artık o intikam için gittiğini sanmıyorum canım. Onu görmeye gidiyorsun." Dediğinde omuzlarım çöktü. İnkar edemediğim için kendime lanet edip tekrar başımı dizime kapattım.

Bu aşkı kendime itiraf ettiğim günün Fırat'ın eski haline döndüğü gün olması daha çok canımı yakarken, bunun için de kızdım kendime. Fırat gibi birini sevmiş olmam başlı başına hayal kırıklığıyken, sevdiğim bu adamdan intikam almak zorunda olmam beni öldürüyordu.

Deniz'e hangi yüzle bakacağımı bilmiyordum. Fırat'ın gözünde erkek olduğum gerçeğiyle bu aşkı içimde nasıl saklardım onu da bilemiyordum. Daha önce hiç aşık olmamıştım ki! Bir erkeğe duyduğum en büyük ilgi onu yakışıklı bulmamdı sanırım. Şimdi sudan çıkmış balık gibi çırpınıyordum işte.

"Ağlama canım benim. Kimler unutulmadı ki? Feride, Cüneyt'i unuttu. Bahar ölmüş kocası Kemal'i unuttu. Eylül Serkan'ı unuttu. Sen Fırat'ı mı unutamayacaksın." Diyen Yeşim'e yaşlı gözlerimi şaşkınlıkla açıp baktım.

"Onlar kim be?" dedim ağlamaktan boğuklaşan sesimle. Omuz silkti. "İlk iki çift 'Beni Affet' diğeri de Kırgın Çiçekler." Diyince olumsuzca başımı iki yana sallayıp ruh halime rağmen güldüm.

"Yeşim sen nasıl bir arkadaşsın ya! Valla sağ ol hiç güleceğim yoktu. Bahar Cüneyt'i unutmuş da yok bilmem Eylül ölmüş Kemal'i unutmuş da" dediğimde başını iki yana salladı.

"Yok kız, Eylül Serkan'ı unuttu. Kemal sapık üvey babasıydı. Bahsettiğim Kemal bu değil, Cüneyt'i unutan da Feride. Bahar Kemal'i unuttu." Diyince şaşkınlıkla ona baktım.

"Konumuz buydu çünkü!" diye homurdandığımda "Aynen ya boş ver şimdi Feride'yi Eylül'ü hep annem yüzünden. Yoksa çok saçma zaten. Biz sana dönelim. Belki aşk değildir bu. Sadece hoşlanıyorsundur. Bazı şeyler yaşayıp, bir arada çok bulundunuz bunun etkisidir belki" dedi.

Düşündüm biraz. Aşk, sevgi, hoşlantı ayrımını yapacak tecrübem yoktu tabi ki de. Bir umut doğdu içime.

"Doğru söylüyorsun. Belki de aşık olmamışımdır. Nasıl anlayacağım?" diye sordum heyecanla.

Biraz geri gidip kolunu koltuğun sırtına dayadı.

"Hm biraz düşünelim." Diyip gerçekten düşünceli bir ifadeyle bekledi biraz. Ben de merak ve heyecanımı canlı tutarak söyleyeceklerini bekledim.

"Şimdi, benim de çok tecrübeli olduğum söylenemez ama lise birde bir çocuktan çok hoşlanıyordum. Ama tabi takıldığı kızları gördükten sonra benim kaliteli duygularımı hak etmediğine kanaat getirip unutmuştum onu."

"Ben de Fırat'ın kaliteli duygularımı hak etmediğini düşünüyorum ama unutamadım." Diye araya girdiğimde başıyla onayladı ve yine o düşünceli ifadeyi takındı.

"Doğru söylüyorsun. Neyse dur hemen moralimizi bozmayalım. Belki herkeste aynı etkiyi yaratmıyordur." Dedi ve aniden parmağını şaklatıp heyecanla " Buldum!" diye bağırdı.

GÜZEL DELİKANLI(TAMAMLANDI)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin