Merhabalar :D Umarım beğenirsiniz. İyi okumalar 🧡
Multimedya: Hepsi; Uğraşma.
5. BÖLÜM
Derin bir of çekip sırtımı duvara yaslayıp sınıfta göz gezdirdim. Bu lanet okula bir gün daha gelecek sabrım kalmamıştı. Sırıtarak bana bakan Taner'e orta parmağımı göstermemek için kendi içimde büyük bir savaş veriyordum.
O kadar laf sokuyordum ama ar damarları ne kadar çatlamışsa artık ertesi günü daha da utanmaz bir şekilde karşıma çıkıyorlardı. Ve bunu paralarıyla yapmaya devam ediyorlardı. İşin kötü tarafı, sanırım bende de aşağılık kompleksi oluşmaya başlamıştı.
"Bakın herkesi bekliyorum bu partiye. Gelmeyenle bozuşuruz." Diyen Esra'ya baktım. Bunu bana bakarak söylemesi amacını yeterince ortaya koyuyordu da, neyse.
"Bana ne bakıyorsun? Okulda bile mecbur olmasam sizin full donanım badana suratınıza bakmayacağım. Bir de kasten yüzünüzü görmeye mi geleyim?" dedim aynı kaknem ifadeyle. Gerçi ne kadar çabalarsam çabalayayım onunki kadar doğal durmuyordu kaknemlik bende.
"Ay canım, o yüzden gelmeyeceksin yani? Yoksa 350 lira giriş ücreti değil bunun sebebi. Öyle mi?" diyince gözlerimi devirdim.
"Yani, gereksiz şeylere para harcama gibi bir hobim yok. Sorduğun buysa eğer..."
Sınıftakiler fısıldaşmaya başladıklarında midem bulandı. Gerçekten böyle şeyleri dizilerde görünce abarttıklarını düşünüp söylenirdim. Cidden varmış böyle şeyler. Belki de dizilerin etkisiydi bu. Kızları zengin hayatına özendirip bu zenginlerin de egolarına takviye yapmış olmalı da ihtimal dahilinde.
Neyse ki ben en son Pis Yedili'yle TV dizi kariyerime son vermiştim. Orada da zenginlerle fakirler arası amansız bir savaş vardı. Ben de seyircilerin %80'i gibi Orço ve Zeki fanıydım. Onların da parayla pek alakası yoktu zaten. Yeşim arada anlatıyor arada. O bile zengin koca hayali kurmaya başladığına göre durum gerçekten vahimdi.
"Kedi uzanamadığı ciğere murdar dermiş..." diyen Ecrin sanki az önce konuşan o değilmiş gibi umursamazca telefonuyla ilgileniyordu.
Deniz'den dün aldığım sınıfa ait işime yarayacak dedikodular listesini beynimde canlandırdım. Bulduğum bilgiyle alayla dudaklarım kıvrıldı ve sınıfa bomba gibi düşen o cümleyi kurdum.
"O zaman sen Fırat'a genelde murdar diyorsundur. Ona da pek uzanabildiğin söylenemez!"
Bir süre gözünü bile kırpmadan elindeki telefona bakmaya devam etti. Bana bakmasa da gözlerindeki şoku görebiliyordum.
Yavaşça başını kaldırıp bana çevirdi bakışlarını. Yukarı çaprazımda oturuyordu. Ben de yan dönmüş duvara yaslanmıştım. Kolumu da sırama yaslamış gayet rahatım pozu sergiliyordum.
"Ne dedin?" diye sorduğunda omuz silktim.
"Suratına bakınca bile gayet iyi duyduğun anlaşılıyor. Ha hoşuna gittiyse yine söyleyeyim. Sende o cesaret yok zaten. Dedim ki Sen de Fırat'a uzanamadığın için murdar diyor musun ona?"
Sıradan hızla kalktığında yerimde daha da yayıldım. Taner Ecrin'in önüne geçip durdurdu.
"Sakin ol Ecrin. Seni kışkırtıyor sadece. Uyarımız var unutma." Dediğinde ikidir duyduğum 'Uyarı'nın ne olduğunu iyice merak ettim.
Ayaklarımı sürüyerek gittiğim okulumu özleyeceğim hiç aklıma gelmezdi. Kavgası gürültüsü bol olsa da kimse birbirine üstünlük taslamıyor, birbirini ezmiyordu en azından. Bir dönem dondurmuştum. Bu yüzden bir dönem başka sınıfta bir dönem kendi sınıfımda okuyacaktım. Hepsi kardeşim içindi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
GÜZEL DELİKANLI(TAMAMLANDI)
General FictionBu hikaye bir kadının hikayesi değildi. Bu hikaye bir erkeğin hikayesi de değildi. Bu hikaye erkek kılığına giren bir kadının hikayesiydi. Bu hikaye ikiz kardeşi Deniz'in kılığına giren Derya'nın hikayesiydi. Mükemmel planının tek kusuruydu Fırat...