İyi okumalar 🧡
10.BÖLÜM
"Mutlu musun?" diye soran Sevda Hoca'ya anlamaz gözlerle baktım. Tamam, anlamıyormuş gibi baktım aslında.
"Neden hocam? Mutlu olmam için bir sebep mi vardı?" diye cevap verdiğimde bölüm başkanı ve Dekan beni uyarmak için öksürdüler. Gözlerimi kapatıp sakinleşince açtım.
"Gıcık mı tuttu hocam. Birazdan geçer. Boşuna kantine servet döküp su almayın." Dedim muzipçe. Açıkça dalga geçiyordum ve onlar da bunun gayet bilincindeydi.
"Deniz Duman! Haddini aşma!" diyen bölüm başkanımıza çevirdim bakışlarımı. "Pardon hocam. Sahiplerinizden iyi para kaldırdığınızı unutmuşum. Malum burslu bir fakirim ya ben, kendime göre düşündüm."
Haddimi aşmamıştım halbuki başta. Bu son cümleleri hak ettiklerini düşünüyorum.
Kaşları gittikçe daha fazla çatılıyordu.
"Tamam kes." Dedi bu defa. Düz ifademle suratına baktım bu defa. Nasıl olsa susarak bile sinirlerini bozabiliyordum. Bu nimetti benim için.
"Bu işin altında senin olduğun söyleniyor." Diyen Dekan'a çevirdim bakışlarımı. "Neye göre? Kanıtları mı varmış?"
"Senden başka kim yapacak bunu?" diye kükreyen bölüm başkanına inat ifademi hiç değiştirmedim. Bağırınca sineceğimi mi sanıyorlardı.
"Neden? Ben niye böyle bir şey yapayım?" diye sordum. Bu tuzak soruydu çünkü Taner ve diğerlerinin Deniz'e yaptığı şeyi örtbas etmişlerdi.
Hoca hık dedi mık dedi sustu. Dudağımın kenarı yukarı doğru kıvrıldı.
"Ha siz diyorsanız ki sana yaptıkları eziyetler için bunu yapmışsındır. O zaman savunayım kendimi değil mi madem suçlanıyorum." Dediğimde herkes susmuştu. Bakışlarımla yanımda oturan Taner'i gösterdim.
"Bu arkadaş ve arkadaşlarının bana ne yaptığını, altına süpürdüğünüz paspası kaldırıp baktığımızda hepiniz hatırlayacaksınız. Şimdi burada biz bizeyiz." Deyip bu defa Sevda Hoca'yı gösterdim.
"Sevda Hanım'ın -kusura bakmayın Sevda Hanım'a hoca diyerek diğer hocalarımıza hakaret edemiyorum."
"Terbiyesizlik yapma!" diyen Sevda Hanım'a "Hanım'lara da mı yapmayayım. Ne diyeyim peki. Sevda bireyi?" dediğimde kadın sinirden mosmor oldu.
"Neyse, Sevda Hanım'ın da beni nasıl aşağıladığını göz önüne alırsak bu şeyleri benden beklemenize hak veriyorum ama maalesef o kişi ben değilim."
Ben derken onlar Deniz'den bahsettiğimi düşündükleri için yalan söylüyor da sayılmazdım.
"Fakat ben bir şeyi merak ediyorum." Deyip Dekan'a döndüm. Merakla bana bakan saçları kırlaşmış adama "Siz neden bunu yapanı şimdi arıyorsunuz ki? Ortada bir suç, bir ahlaksızlık var. Öncelikle bunun icabına bakmanız gerekmiyor mu? Tüm bunları ben yapmamış olabilirim ama sonuçta o video bana da yollandı. Gidip YÖK'e, savcılığa nereye gerekiyorsa oraya başvurabilirim. Ve siz gerekeni yapmayacaksanız eğer, ben yapacağım." Deyip yerimden doğruldum.
"Ve hazır gitmişken, geçmişin henüz tozlanmamış sayfalarını da açarım." Diyerek odayı da terk ettim. Deniz aslında çok zeki bir çocuktur. Bütün bunları yapmayı, söylemeyi nasıl akıl edememişti, aklım almıyordu.
Koridordan geçerken Fırat, Ecrin ve Esra'yla karşılaştık. Aslında onlarla muhatap olma gibi bir düşüncem yoktu ama onların vardı anladığım kadarıyla.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
GÜZEL DELİKANLI(TAMAMLANDI)
General FictionBu hikaye bir kadının hikayesi değildi. Bu hikaye bir erkeğin hikayesi de değildi. Bu hikaye erkek kılığına giren bir kadının hikayesiydi. Bu hikaye ikiz kardeşi Deniz'in kılığına giren Derya'nın hikayesiydi. Mükemmel planının tek kusuruydu Fırat...