Evet, sonunda sonuna gelebildik. Ansızın belirdi hikaye aklımda ve hep aralara sıkıştırmak durumunda kaldım. Bunun için bu hikayeme karşı biraz mahcubum. Yine de bu bölümü burası için final kabul edebileceğimiz bir bölümle tamamladığım için memnunum. Sadece sondaki notu okumanızı rica ediyor-Sizin için sürprizim var- ve bölüm boyunca yorumlarınızı görmeyi dilediğimi belirtmek istiyorum.
İyi okumalar....
27.Bölüm
Hayat belli bir düzende akıp gidiyordu. Biz bu akışta kendi kararlarımızı uygularken bile bu akışa ayak uyduruyorduk. Düzen belliydi. Sonuç belliydi. Biz sadece o sonuca varış yolumuzu seçiyorduk. Ben de yolumu seçmiştim. Adalet için savaşarak girdiğim bu yolda çok farklı bir sonuca ulaşmıştım ve hiç hesapta yokken kalbimin diğer yarısını bulmuştum.
Onunla geçen zamanımın çoğunda zorluklarla boğuşuyor olsam da onu daima güzel anılarımla anıyordum. Sanki hiçbir zorluk yaşamamışız gibi. Normal şartlarda tanışıp âşık olmuşuz gibi...
Çünkü elimizde kalan zamanı da o kötü anılarla süslemek istemiyordum. Biz güzeldik. Beraberken çok güzeldik. Güzel şeyler daha çok konuşulmalıydı çünkü...
Son bir kaç aydır babamın tepkileri yüzünden sürekli huzursuz olsak da başbaşayken sanki böyle bir sorunumuz yokmuş gibi gezip eğlenirken de tam da bu sebepten görmezden geliyorduk olumsuzlukları.
Şimdi tüm çabamızın meyvesini topluyorduk işte. Yüzüklerimizi seçerken kıkırdadım. "İyi kurtuldun. Bir evlenme teklifi bile almadan kız alıyorsun köftehor seni!" diye fısıldadım kulağına. Gözlerini irice açtı. "Daha ben de teklif etmemişsem bugüne kadarki tüm evlenme teklifleri aslında hiç olmadılar."
"Şu sol üst köşeden üç alttakine bakabilir miyim?" diye sordum adama. Adam yüzükleri çıkarırken Fırat'a karşılık verdim. "Dur bir bakayım... İlk kez ettiğinde telefondaydım. İkincisinde bir kaç saat sonra gece saat üçte arabanda-ki bu teklif değil, ikna çalışmasıydı.- ve üçüncüsü de annenden papara yemeden bir kaç dakika önce yine arabanda. Diğer onlarcası da bunlardan hiç farklı değildi. Ama dur hakkını yemeyeyim bir tanesi romantik olmaya çok yakındı. Sinemada çocukla kız evlenirken 'Evlenirsek biz bunlardan daha güzel oluruz' demiştim. Orada sana hak verdiğim için azıcık olumlu bakmıştım."
Aslında hiç böyle organize bir teklif beklememiştim ve açıkçası istemiyordum da sadece Fırat'ı kızdırmaktı niyetim. Ve zannımca başarılı da oluyordum. Beni oldukça ciddiye alıyordu şu an.
Adam yüzüğü önümüze koyduğunda gözlerimdeki hayranlığı saklayamadım. "Bu çok güzel!" Ancak Fırat'ın şu anki gündemi kesinlikle alyans değildi. "Özür dilerim. Ben içinde kalsın istememiştim." dediğinde şaşkınlıkla ona döndüm. Bu kadar da ciddiye almamalıydı.
"Fırat şaka yapıyorum sadece. İçimde kalmadı. Beni tanıyamadın mı? İsteseydim öyle bir curcuna ben sana teklif ederdim. İçimde yine bırakmazdım. Sil şu yüzündeki ifadeyi." diye söylendim. Adamın karşısında utanmıştım. Gözlerini kaçırdı ve az önce bayılarak baktığım alyansa baktı. "Çok güzel gerçekten. Bir tane de pırlanta bakalım." dedi kuyumcuya. Hemen elimle durdurdum. "Teşekkür ederim ama bu kadarcık taş benim için yeter ve hatta artar." dedim alyanstaki minicik taşı kast ederek. Düz ama zarif bir alyans, küçük bir pırlanta ile bağlanmıştı. Kesinlikle bir alyanstı ama tek taş kostümü giymiş gibiydi. Çok tatlı ve hoştu. Ve bence her ikisinin de yerine geçerek bana ne kadar uygun bir takı olduğunu kanıtlar nitelikteydi. Çok işlevli şeyleri severdim. Kendime benzetirdim çünkü. Ben de bazen Derya ve bazen de Deniz olabiliyordum sonuçta... Bazen Juliet ve bazen de bir basketbolcu olabiliyordum. Yüzüğümde bazen alyans ve bazen de tek taş pırlanta olabiliyordu. Harikaydı...
ŞİMDİ OKUDUĞUN
GÜZEL DELİKANLI(TAMAMLANDI)
General FictionBu hikaye bir kadının hikayesi değildi. Bu hikaye bir erkeğin hikayesi de değildi. Bu hikaye erkek kılığına giren bir kadının hikayesiydi. Bu hikaye ikiz kardeşi Deniz'in kılığına giren Derya'nın hikayesiydi. Mükemmel planının tek kusuruydu Fırat...