Çok Nankörsün Gerçekten!

15.6K 1.2K 108
                                    


İyi okumalar :)

20. BÖLÜM

"Niye öyle bakıyorsun?" diye sordu hafif bir tebessümle. Bir süre daha yüzünü inceledim. Elim, aldığı darbeden dolayı kızaran elmacık kemiğinin üzerine gitti. Dokunduğum an yüzü kasılınca moraracağını anladım. Daha sonra sorduğu soruya cevap verdim.
"Sana da her şey çok garip gelmiyor mu?" diye karşı bir soru sordum. Bazen sorular da cevap olabilirdi. Yüzünde dolaşan elimi tutup dudağına bastırdı.

"Gelmiyor. Zaten başından beri olması gereken buydu. Garip olan çile gibi geçen 3 aydı." Diye cevap verince bu defa ben tebessüm ettim.
"Öyle değil. Yani en başından diyorsun ya. En başı neresi sence? Gerçekleri öğrendiğin an mı, yoksa sizin okula geldiğim an mı?"

Doğrulup dik bir duruş aldı. "En başı ne zaman biliyor musun? Hani ben dayak yerken girdin araya ortalığı dağıttın ya o zaman. O zamandan beri benim olmalıydın."
Söylediği romantik ve etkili cümlelere romantik bir cevap verecektim ki aklıma aslında o anlarda benliğimin belirsiz olduğu geldi. Ben bile ben gibi hissetmiyordum o zamanlar. Ve ister istemez aklımda ikizim Deniz ve sevdiğim adam Fırat'ın bazı pozları belirdi. Mesela o gün pratik yaptığımız sınıfta öptüğü ben değilmişim de Deniz'miş diye düşündüm.
Bu durum kıskanmaktan ziyade komik gelmişti bana. Zira Deniz'in Fırat hakkındaki düşünceleri pek de o tarz bir ilişkiye uymuyordu.
Kendi düşüncelerime gülmeye dalmışken Fırat'ın sesiyle kendi hayal dünyamdan çıktım.

"Söylediklerim komik mi geldi?" diye sorarken alınmış görünüyordu aslında ama gülümsemeye çalışarak bunu kamufle etme çabası da gözümden kaçmamıştı.
"Ya hayır tabi ki. Sadece şeyi düşündüm. Beni yanında Derya olarak mı istiyordun yoksa Deniz olarak mı? Diye sordum. Takıldığım yeri anlamış gibi o da güldü. "Aslına bakarsak ben seni Deniz olarak sevdim. Sonra Deniz olmadığını gerçek Deniz'den öğrendim. Kafam karışık olsa da bir şey netti. Ben seni yine seviyordum. O gün yanına geldiğimde dedim ya, ben seni seviyorum diye. İsmin Abuziddin de olsa önemli değil. Şu an gözlerine baktığım her kimse onu seviyorum." Dediğinde dudaklarımı birbirine bastırdım, üzüntümü anlamasın diye.

"Çok üzdüm değil mi seni?" diye sordum tüm şefkatimle. "Tüm yaptıklarıma rağmen beni sevdiğin için teşekkür ederim." Diye devam ettim konuşmasına fırsat vermeden. Beni en son gördüğünde öpüyordu ve ardından hokkalı bir tokat yemişti. Bir gün sonra ise her şeyin yalan olduğunu, muhatap olduğunu sandığı kişinin o olmadığını öğrendi ve ilk etapta tepki gösteremedi yanında olmadığım için.

Tepki göstermeye geldiğinde ise aşık olduğu erkeği gerçek kimliğiyle bir başka erkekle gördü.
Eminim ben onun yarısı kadar bile zorlamamışımdır şu geçen zaman boyunca.
Elini enseme götürüp beni göğsüne çekti. "Şş geçmişten konuşmak için henüz erken. Daha hasretimi gideremedim ben. Hesap sorma zamanı da gelecek bu kadar aceleci olma." Dediğinde gülümsedim. Biraz daha göğsünde yayıldım.
Sonra aklıma gelenlerle aniden kendimi geri çektim. Sonuç olarak huylu huyundan öyle bir anda vazgeçemiyordu.

"Hesap Sormak demişken, sen ne zaman Rüzgar'la konuştun ve Niye bana söylemedin ve ayrıca Niçin benim adıma karar veriyorsunuz?"
Gülerek gözlerini devirdi. "Ben de bu tepki niye gelmedi diye merakta kalmıştım. Hoş geldin aşık olduğum Deniz. Gerçi artık Derya." Dedi kafası karışmış bir şekilde. Gülmek istesem de yapmadım. Ve ciddi bir ifadeyle cevabını beklediğimi belli ettim.

"Şöyle ki bundan yaklaşık 2 ay kadar önceydi. Yani sana söylemem için bir telefon numaran yoktu ayrıca iletişimde de değildik." Dedi bilmiş bir ifadeyle. Pekala olabilirdi. Yine de burnumu indirmedim.
"üçüncü sorum?" dediğimde işaret ve baş parmağıyla çenemi kavrayıp yüzünü yaklaştırdı ve dudaklarıma çok kısa bir öpücük kondurdu.

GÜZEL DELİKANLI(TAMAMLANDI)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin