Adam olmak cinsiyetle değil karakterle alakalı

15.5K 1.4K 123
                                    

İyi okumalar 🧡

14.BÖLÜM

Tam tamına 7 dakika 16 saniyedir, -17 oldu- Fırat'la aynı arabada gitmemize rağmen ikimizden de çıt çıkmıyordu. Şimdilik bir sorun yoktu. Gerçekten evime doğru gidiyorduk. Gerçi evimi bilmiyordu ama en azından geçen sefer arabasından indiğim yere doğru gidiyorduk. Dip not geçersek, evimi bilmediğinden emin değildim. Önceden bilmiyorsa da son bir haftadır biliyor olabilirdi çünkü sürekli peşimdeydi. Bu yüzden Deniz'i uyarmıştım ve evden mümkün olduğunca çıkmamasını, çıkması gerekse bile kamufle olmasını tembihlemiştim. Yine de tedirgindim işte.

"Ee aklında güzel, bize uygun bir cinayet mahalli var mı Deniz?" diye alayla sorunca gözlerimi devirdim. "Yok, kafana göre takıl sen. Ama dikkat et kurban kesen kasap gibi kolunu bacağını kesme. Kolay bir kurbanlık değilimdir."

Sırıttı sadece. Hayır yani, düşman olduğumuzu bilmesem eğleniyor diyecektim de daha geçen hafta bu çocuk bana yumruk atmaya kalkmıştı. Nasıl böyle dönebilirdi ki? Acaba o da kız olduğumu anladı da benimle oynuyor muydu?

Bir test etse miydim ki?

"Bir şey sorabilir miyim?" diye sorduğumda başını salladı. Ardından sırıtması genişledi ve "Cinayet yöntemimi mi merak ettin?" diye sordu.

"Hahaha! Sen kurbanlık olma da sonra, kurbanlık olmam da eksik kalsın." Dediğimde tek kaşını havaya kaldırdı.

"Diyorsun? İyi peki sen sor sorunu. Göreceğiz zaten kim kurban kim kasap." Diyince başımla onayladım.

"Sen şimdi bir haftadır beni izliyorsun ya..."

"Ee?" dedi eğlenen bir tınıyla.

"Bir açığımı bulabildin mi bari? Hayır yani, ben çok mükemmel bir insanımdır. Eğer bir açığımı bulduysan söyle de ben de bileyim. Öyle sık görünen bir şey değil bu." Dedim. Ne saçmaladığımı ben de bilmiyordum. Ama teknik açıdan bakarsak Deniz'in yerine geçtiğim için ve Fırat beni Deniz sandığı için kendi kendimi övmüş olmuyordum. Aslında kardeşimi övüyordum. Bu da çok rastlanan bir durum değildir. Derya olarak da ne kadar yüce gönüllü olduğumu fark ettiğinizi umuyorum.

Fırat abartılı bir hayret ifadesiyle bana bakarken, ben bu ifadenin peşinden gelecek alayı sabırla bekledim.

"Sana inanamıyorum Deniz! Bir de okulda sürekli bizim egomuzdan, kendimizi üstün görmemizden yakınıyordun. Acaba bu yaptığın ne şimdi? Hiç yakıştıramadım." Omuz silktim.

"İşte ben de sana soruyorum. Bir açığımı buldun mu diye?" dediğimde gizemli bir gülüşle bir an bana baktı ve yola döndü.

"Buldum tabi." Dediğinde birden yüreğim hop etti. "Ne buldun?" diye sordum sesimi alaylı çıkarmaya çalışarak ama korkmuştum, yalan değil.

"İnsanlar senin bu kadar egosit olduğunu bilmiyorlar. Ama artık öğrenecekler." Diyip telefonunu gösterince rahatlayıp yerime yaslandım. Rahatlamanın verdiği etkiyle güldüm.

"Çok büyük olay olur şimdi bu okulda. Ne yapacağım? Kesin bursum yanacak!" diyip sahte bir korkuyla gözlerimi irileştirdiğimde gülüşüme eşlik etti.

Gülüşünün etkisiyle, aslında hiç düşünmediğim o cümleler ağzımdan döküldü.

"Son zamanlarda sana bu şekilde gülerken çok görüyorum."

Sözlerim üzerine yüzündeki gülüş kaybolurken ifadesiz ifade yüzündeki yerini aldı. Ama bir cevap vermedi.

"Yanlış anlama, ne kadar senden hoşlanmasam da senin için mutlu oldum. Gülmek sana yakışıyor." Dedim. Dedim de dediğim gibi pişman oldum.

GÜZEL DELİKANLI(TAMAMLANDI)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin