19. Bölüm

93 34 19
                                    

Öfke.

Öfke gerçekten acayip bir duyguydu. Son derece sakin veya yorgunken bir anda yerinizden fırlamanıza neden olabilir, duvarları tekmeleme veya avazınız çıktığı kadar bağırma isteği oluşturabilirdi.

Deniz ertesi gün kendini zar zor okula attığında öfkeden, tam anlamıyla, köpürüyordu. Hatta bu yüzden biraz geç bile kalmıştı çünkü sınıfa girdiğinde yaşlı matematik hocaları çoktan derse başlamış, onu gördüğünde de "Bir derse de erken gelsen şaşkınlıktan emekli olacağım." diye söylenmişti.

Ama Deniz onu duymamıştı çünkü sinirden doğru dürüst düşünemiyordu bile. Okula biraz erken gelip derse girmeden önce Ceyda'yı görseydi, muhtemelen onu oracıkta boğardı. En arkadaki sırasında otururken ayağını salladığının farkında değildi bile. Hatta fark etmeden parmaklarını kemirmeye bile başlamıştı

İçinde güçlü bir enerjinin biriktiğini ve bunu dışarı atması gerektiğini hissedebiliyordu ama bunu Ceyda'yla konuşacağı zamana saklıyordu. Ders bitene kadar bir yerleri yumruklama dürtüsünü zor engelledi (ki dün bunu odasında o yazıyı okuduktan sonra yapmıştı zaten. Hatta bu yüzden elinin üzerindeki tam iyileşmemiş yara tekrardan kızarmıştı.)

Zil çaldı. Bir süre herkesin çıkmasını bekleyecek sonra da direkt Ceyda'yı bulmaya gidecekti. Ama bu planı sınıfın kapısının açılması ve içeri Ceyda'nın girmesiyle bozuldu.

Daha yeni içeri giren Ceyda'yla aralarında sıralarından henüz kalkamamış öğrenciler olmasını takmadan sinirle "Dışarı çık. Konuşacağız." diye seslenerek ayağa kalktı. Ceyda'yla birlikte sınıftaki neredeyse herkesin bakışları ona dönmüştü. Hızlıca kapının dibindeki Ceyda'ya doğru yürüdü. Sonra sağ tarafına dönerek "Sen de otur yerine." dedi aynı sinirle, tam o sırada ayağa kalkan ve oraya gelmeye niyetlenen Onur'a.

Doğal olarak onun dışarı çık emrine uymayan Ceyda'nın, kolunu sertçe tutup peşinden sürüklemeye hazırlanıyordu ama "Yok canım. Başka?" diyen Onur dibinde bitmişti.

Bir anda sınıfa kaos ortamı çökmüştü. Şuan herkes onlara doğru bakmıyordu belki ama en azından sınıfın yarısı bakıyordu. Ceyda, Deniz'in bu tepkisine oldukça şaşırmıştı, Onur'sa sinirlenmişti.

"Ne oluyor bakayım orada?" dedi öğretmen masasınsa oturan hocaları ayaklanarak.

Deniz hocayı takmadan hemen dibindeki Onur ve Ceyda'ya daha da yaklaşarak "Eğer o siktiğimin fotoğraflarını Onur'a ne amaç uğruna verdiğini tüm yeni arkadaşlarının bilmesini istemiyorsan benimle geleceksin." diye fısıldadı sinirle.

Yaşlı matematik hocası ağır adımlarla yanlarına geldi. "Neyin kavgasını yapıyorsunuz siz? Deniz, sen niye hiç rahat durmuyorsun kızım?"

Deniz, hocaya bakmıyordu bile. Sinirden parlayan gözlerini Ceyda'nın üstüne dikmişti. "Hiiç," dedi titreyen sesiyle Ceyda, hocanın ilk sorusuna hitaben "Arkadaşla konuşacaktım."

Deniz'in yüzünde memnun bir ifade belirmemişti. Ceyda'nın verdiği cevapla rahatlamamıştı da. Zaten Ceyda onunla konuşacaktı. Seve seve ya da...

Ceyda'yla yakınlarda olan kızlar tuvaletine giderken bile patlamamak için kendini zor tutuyordu. Tuvalette birkaç kişi vardı. Onların ellerini yıkamalarını bitirmelerini beklerken de Deniz'in sabrı taşacak gibiydi. Dışarı çıktıklarında arkalarından kapıyı sertçe çarptı.

Sonra arkasını dönüp bir duvarın dibinde dikilen Ceyda'ya baktı. "Ne bok yemeye o siktiğimin çocuğuna haber verdin?"

Sesi, her an tamamen geriye kalan kontrolünü de kaybedebilir gibiydi. "Ne?" diye sordu Ceyda "Anlamadım?" Gerçekten Deniz'in ne dediğini anlamamıştı.

VeniHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin